7 Kasım 2011 Pazartesi

Fenerbahçe Ülker'den İlk Mağlubiyet...Beşiktaş Milangaz:83 Fenerbahçe Ülker:78



Beko Basketbol Ligi'nin 4.haftasının kapanış maçında takımımız Fenerbahçe Ülker Sinan Erdem Spor Salonunda karşılaştığı rakibi Beşiktaş Milangaz'a 83-78 yenilerek ligde ilk mağlubiyetini aldı.
Hem bayramın ilk gününe denk gelmesi, hem de maçın Sinan Erdem'de oynanıyor olması nedeniyle iki takımda kalabalık bir taraftar topluluğuna karşı basketbol oynaması uzun süredir görmek istediğimiz bir görüntü idi.

Aslında maça çok da kötü başlamadık. Fenerbahçe Ülker'in maça yarı sahadan savunma ile başlaması olumlu olmasına rağmen daha sonra rakibinin hızına ayak uydurunca ilk yarıda fark kaçınılmaz oldu. İlk çeyrekte Beşiktaş dış sutlardan sayı bulurken Fenerbahçe Ülker ise içerde Vidmar'ı kullanarak etkili olmaya çalıştı. Bunda bir nebze de başarılı olsa da, maçta ilk molaya gidildiğinde skorda Beşiktaş'ın 18-10 üstünlüğü vardı. Molanın ardından anlamsız bir biçimde Fenerbahçe Ülker'in rakibinin hızlı oyununa ayak uydurması ve Deron Williams'ı aşırı boş bırakarak rahat 3'lükler atmasına müsaade ettik. Beşiktaş dış şutlardan devamlı sayı buldu. Maçın ilk çeyreğini Beşiktaş 28-20 önde tamamladı.

2. çeyrekte de yine iyi oynayan, maça hükmeden taraf Beşiktaş idi. Deron Wiiliams'ın önderliğinde dış şutlardan sayı bulmaya devam eden Beşiktaş ayrıca gene D-Williams'ın pota altında Semih'i ve Erceg'i etkili bir şekilde kullanması ile farkı daha da çok arttırdı. Fark bir aralar 17 sayıya çıkmış olsa da Fenerbahçe Ülker devreyi 13 sayı farkla 47-34 geride kapadı. Bu çeyreğin basketbol severler açısından en güzel olayı ise D-Williams ve Ukic'in 3'lük düellosu oldu. Her iki oyuncu da arka arkaya bulduğu iki 3'lük ile maçı izleyenlere güzel anlar yaşattılar.

3. çeyrekte Beşiktaş gene farkı korumaya başardı ve çeyreği 14 sayı farkla 64-50 önde kapadı. Maçın son çeyreğine gelindiğinde ise her şey bir anda değişti. Çeyreğin sonlarına doğru Fenerbahçe Ülker tempoyu indirip maçı sete bıraktığında neler yapabileceğini fark etti. D-Williams ve Semih'in faul problemine girmesi ve dar rotasyonundan dolayı Beşiktaş'ta yorgunluk emareleri belirmeye başladı. Bundan çok güzel bir şekilde yararlanan takımımız rakibin zayıf bölgesi olan pota altında Oğuz'u beslemeye başladı. Ayrıca bunun üzerine Ukic, Jerrells ve Emir 3'lüsünün de iyi oyunları eklenince fark son bir dakika kala 6 sayıya kadar indi 76-70. Spahija'nın aldığı molanın ardından Oğuz ve Emir ile sayılar bulan takımımız farkı 2 sayıya kadar indirdi. Ardından Semih'in faul çizgisinde 2/0  ile ayrılmasıyla (ki burada çok pis totem yaptım):) Fenerbahçe Ülker maçta ilk kez eşitliği sağlamaya yaklaştı. Oğuz'un istediği pozisyonu bulmasına rağmen rahat atışı kaçırması ardından D-Williams'ın tüm takımı üzerine çekip Can Akın'ı boş bırakarak yaptığı asist ve neticesinde gelen 3 sayılık atış ile skor 79-74 oldu.  Son 0:26 saniye kala Jerrells'ın kullandığı faul atışlarının ardından yaptığımız tam saha baskıda D-Williams'ı unutunca kendisi de haliyle pozisyonu smaç ile tamamladı. Olympiakos maçında son saniyelerde oyuna sokulamayan top aklıma geldi burada nedense. Karışıklıklı son saniye basketlerinin ardından da Beşiktaş Milangaz Fenerbahçe Ülker karşısında sahadan 83-78 ayrılarak önemli bir galibiyet almayı başardı.

Ufak bir Beşiktaş Milangaz değerlendirmesi yapacak olursak herhalde D-Williams'tan başlamak en doğrusu olacak. Maçın başlarında Emir ve Bojan ile durdurmaya çalışsak de kendinden uzun oyuncularımızı çok çabuk saf dışı bıraktı. Sadece Ömer ile savunduğumuz süre boyunca kendisini yıpratabildik ve faul problemine girmesini sağladık. İlk yarıyı 17 sayıyla tamamlayan D-Williams bu sayıların 15'ini 3 sayılık atışlardan buldu ki toplamda ise ilk yarıda yedi 3 sayılık atış denedi. Maçın en skorer ismi olan D-Williams (21 sayı) hem kendi oynuyor hem takımın oynatıyor. Semih'i boyalı alanda iyi kullanmasının yanı sıra takımın da ona ayak uydurması ile hücumda istedikleri şekilde sayı bulabiliyorlar. Beşiktaş açısından diğer değinmek istediğim bir oyuncu ise Mercelus Kemp. Bence bugün bu takımdan ayrılsa Avrupa'nın birkaç elit takımı dışında istediği her takımda oynayabilecek bir oyuncu. Bulduğu 19 sayı ile takımının D-Williams'tan sonraki en skorer ismi oldu. Fakat şu da bir gerçek ki Beşiktaşlı basketbol severler herhalde lokavt bitmesin diye her gün dua ediyorlardır. Fenerbahçe Ülker'de sorunlar belli ve bunlar giderilebilir ama Beşiktaş Milangaz'ın lokavt bitiminden sonrası için bir planı var mı bilemem açıkçası


Maçın özetinin ardından oyuncularımıza ve takımımıza bakacak olursak;

-Emir artık bu takımın kendi takımı olduğunu fark etmiş durumda. Maçta nerdeyse bir basketbol maçında yapılabilecek her şeyi yapıyor. Maçı 16 sayıyla tamamlarken, Roko Ukic ve Oğuz ile beraber takımımızın en skorer ismi oldu. Yaptığı 4 asist ile takımın en çok asist yapan ismi olurken ribauntlarda ise Oğuz'la beraber 8 ribaundu var Emir'in.

-Uzun süredir sorumluluk almaktan kaçan Ukic bugün nihayet elini taşın altına soktu. Takımımızın attığı yedi 3 sayılık atışın 4'ünde onun imzası vardı. Maçın 2.çeyreğinde Deron Williams ile girdiği 3'lük yarışı ise görülmeye değerdi açıkçası. Ayrıca Ukic maçı 16 sayıyla tamamlayarak, takımımız adına en skorer üç isim arasında olmayı başardı.

-Curtis Jerrells maça gene kötü başladı. Kullandığı beş 3 sayılık atıştan sadece 1 sayı bulan Jerrells maçı 11 sayı ve 2 asist  ile tamamladı. Jerrells geldiği günden beri yapması gerekeni ilk defa bu maçın son çeyreğinde yaptı. Attığı 11 sayının hepsini maçın son çeyreğinde bulan Jerrells son çeyrekteki içeri penetreleri ile ya sayı buldu ya da rakibine faul yaptırmayı başardı. Partizan'daki Jerrells'ı geldiği günden beri ilk defa bu maçta parkede görebildi taraftar.

-Maçta Emir'den sonra takımımız adına belki de en çok beğendiğim isim ise Oğuz idi. Maçı 16 sayı+8 ribaunt ile tamamlayan Oğuz, gerek hücumda gerekse savunmada gösterdiği çaba ile takımımızı maç içinde tutan isim oldu. Onun bu inişli çıkışlı performansını artık düzeltmesi lazım. Her maçta farklı bir Oğuz görmekten bu takım taraftarları sıkıldı. Takıma yeni katılmış olsa "uyum sürecinde" diyeceğiz ama senelerdir bu takımda oynayan Oğuz'un artık bu çıkışını devam ettirmesi lazım.

-Bojan Bogdanovic'e gelecek olursak. Geçen sene Euroleague'in son maçına kadar neredeyse ligin en skorer ismi olan Bogdanovic'den adeta eser yok.  Bu takımın skor gücünü yüklenmesi gereken Bojan maalesef şuana kadar oynadığı ne Euroleague ne de Beko Basketbol Ligindeki hiçbir maçta takımımızın en skorer ismi olamadı. Trabzonspor maçı hariç. O maçta attığı 13 sayıyla takımın en skorer ismiydi. Onu 12 ile Emir takip ediyordu.

-Maçın istatistiklerine baktığımızda toplam 40 ribaunt (17 hücum+23savunma) almışız. Beşiktaş ise bu rakam 31. (8 hücum+22 savunma) Hücum ribauntlarında bu kadar net bir üstünlük kurmamıza rağmen dönen topları tamamlayamayız maçı kaybetmemizdeki en önemli etkenlerden biriydi.

-Gerek Euroleague olsun gerekse Beko Basketbol Ligi olsun sezon başından beri maalesef dış şutlarda iyi bir ortalama tutturamıyoruz. Bu maçtaki 3 sayılık istatistiğimize bakacak olursak 7/25 ki bunların 4'ü zaten Ukic'den geldi. Beşiktaş'ın maçı kazanmasındaki en önemli etken ise onların bu istatistikte bizden önde olmasıydı. Kullandıkları 22 3 sayılık atışın 10 unda başarılı olunca maçın ilk yarısında oluşan 17 sayılık farka engel olamadık.

-Takımın bir diğer en önemli sorunu ise maç içinde çok iniş çıkış yaşamamız. Euroleague'deki Olympiakos ve S.Nancy maçının ilk yarılarını farklı önde kapayıp 2. yarılardaki kötü oyunla farkın kapanmasına sebep olmuştuk. Beşiktaş maçında ise bunun tam tersini gördük. İlk iki çeyrek hatta 3. çeyrekte dahi kötü bir oyun sergileyen takımımız maçın son çeyreğinde gerçek Fenerbahçe Ülker olduğunu hatırladı. Uzun bir aranın ardından ilk defa Fenerbahçe Ülker maçın son çeyreğini iyi ve bir takım halinde oynadı. Emir, Ukic, Jerrells ve Oğuz ile 17 sayılık farkı her ne kadar 2 sayıya indirsekte maçtan galip ayrılamadık. Bu son çeyrekteki oyunu maçın geneline yayabilmemiz çok çok önemli.


PÜZANT YÜCECAN

2 yorum:

  1. Genellikle katılıyorum ancak Kemp'e bakış açınızı yanlış buluyorum. Fanatik bir beşiktaşlıyım, evet lokavt bitmesin diye her gün dua da ediyorum. :) Ancak Kemp'in futboldaki Quaresma'nın bir benzeri olduğu gerçeği yadsınmamalı bence. Tamam, hırsına hepimiz hayranız, canla başla savaştığı bir gerçek. Ama tıkır tıkır işleyen takımda bu derece bireysel oynaması, sezon genelinde %65,9 iki sayı, %37,5 üç sayı atsa da beni memnun etmiyor, edemiyor. Ben Deron sayesinde oynayan, Deron'ın zaten oynadığı bir takım görmek istiyorum. Kemp'in acele ve yanlış tercihli şutlarını istemiyorum, girse bile sevinemiyorum.

    Kemp takım oyuncusu olmayı Türk Telekom maçında başarabilmişti. Bu maçta ne olduysa, yapamadı.

    Son olarak, bu güzel analiz için elinize sağlık diyorum.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...