22 Aralık 2012 Cumartesi

Efsaneler ölmez LEFTER…



Twitter'da 140 karakter sınırından dolayı bölük pörçük olmasın diye buraya yazıp paylaşmak istedim... 
Cumartesi sabah 10 gibi uyandım ve akşam sekizde iş başı yaptım. 12 saatlik çalışmanın ardından sabah 7:30 gibi üzerimi değiştirdim. Formamı giyip servis katına indim ve Kadıköy servisinin hareket etmesini bekledim. 8:20 gibi hareket eden servis Pazar günü yolların boş olmasından dolayı 9 gibi stadın önünde indirdi beni. Karnımız aç, bir şeyler yememiz lazım hemen gittim stadın karşısındaki büfeye (Migros’un oradaki) 2 tost+1 çayı polislerle dolu bir ortamda bitirdikten hemen sonra kalktım büfeden ayrıldım. Tam stadın karşısında yaktım sigaramı derin bir nefes çektim içime ve etrafı izlemeye başladım. Yavaş yavaş insanlar stada gelmeye başlıyordu. Stattan ise sanırım mikrofonu test ettikleri için sesler geliyordu. Bir iki arkadaş ve tanıdığı aradım acaba gelmişler midir diye şansımı deneyeyim dedim ama o saatte kim gelir:) Neyse zaman yavaş yavaş ilerlerken stadın çevresi iyice dolmaya başladı. Yaklaşık saat 10 gibi falandı yanlış hatırlamıyorsam müzenin oradaki girişe doğru yol aldım. Hafiften oralarda sıra olmaya başlamıştı ve biz de o hüzün kuyruğuna katıldık. Tanı tanıma o an hiçbir şey fark etmiyor. Yaşlısı, küçüğü büyüğü herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Bir ara şu an ismini hatırlamadığım bir kanal insanlarla röportaj yapmaya başladı. O ana kadar birşey yokken uzaktan birden kortej göründü ve o an işte o cenaze arabasının içinde O'nu görünce gerçek yüzünüze dan diye vuruyor. Yanımızdan geçti O'nu o tabutun içinde gördüğüm an... İşte o an içten içe ağlamaya başlıyor insan. Neyse o anı atlattıktan sonra kapıların da açılması ile insanlar yavaş yavaş içeriye girmeye başladı. İçeri girdik, gene mabedeydik ama bu sefer içimizde ne sevinç ne de neşe vardı. Bu sefer çok farklıydı. Bu sefer içimizde hüzün, kalbimizde kocaman bir acı vardı. Nasıl olmasın ki... Lefter ya Lefter... Bazı insanlar vardı sanki hiç ölmeyecekmiş gibi gelir o insanlar ama işte o acı gerçekle tekrardan karşı karşıya kalmıştık. Lefter'i kaybetmiştik daha ne olsun ki. Atahan Abim vardır onu aradım neredesiniz diye ve yanlarına çıktım. Stada durdum şöyle bir baktım. O dev formayı görünce zaten kocaman bir helal olsun patlattım. Neyse yavaş yavaş stat dolmuştu (keşke 50.000 kişi olsaydı) ve artık törenin başlamasına çok az kalmıştı. Birden tribünler başladı "Tribünler söyledi binlerce kere ver Lefter'e yaz deftere" hem söylüyor hem de artık içimize akıttığımız gözyaşlarımız dışarı çıkmaya başlıyordu. Lefter, takımın omuzlarında gelip o çimlere son kez çıktığı an ise gözyaşları sel oldu adeta. Abartmıyorum cidden hüngür hüngür ağladım ki ben normalde istesem bile ağlayamayan bir insanım ama o gün. Belki de senelerin gözyaşını o ana saklamıştım. Lefter'i, Ordinaryüsü o şeklide görmek. İnsan dayanamıyor be usta. Hiç kimsenin değil de torunu Özlem konuşurken çok fena oldum. Yanımdakiler gözyaşımı görmesin diye kafamı hafiften sağa çeviriyor çaktırmadan gözyaşlarımı siliyordum. Tören bitmiş, gözler kıpkırmızı olmuş bir şekilde çıktık stattan. Yanlış hatırlamıyorsam saat 13:00-13:30 civarıydı. İçimde çok fena uhde oldu ama akşam 8 de tekrardan işe gideceğimden dolayı adaya gidemedim. Hüznümüz ve kederimiz ile stattan Kadıköy İDO iskelesine doğru yavaş yavaş yürüdüm tek başıma. Neyse ki bir 15 dakikalık uyuyarak geçen bekleme sonunda deniz otobüsüne bindik ve eve geldik. Eve gelip yatıp uyumam saat 14:30'u bulmuştu neredeyse ve akşamüstü 7 gibi uyandım tekrardan işe gitmek için. Benim için cidden çok yorucu bir gün olmuştu ama eğer o gün oraya gitmeseydim bugün çok ama çok pişman olurdum.

Aslında bu kadar uzun yazmayacaktım kısa 1 paragraflık bir şey yazacaktım ama konu Lefter olunca işte...
Neyse tekrardan hep beraber en güçlü sesimizle;

Tribünler söyledi binlerce kere
Ver Lefter’e yazsın deftere
Bitti kalem doldu defter
Efsaneler ölmez LEFTER…

Milli Takım ve Fenerbahçe'nin kaptanı Lefter şerefine üç defa,
'Sağol, Sağol, Sağol'…"
Herşey için çok ama çok teşekkürler
"Ordinaryüs"
Seni asla unutmayacağız...Doğum günün kutlu olsun...





Püzant YÜCECAN

21 Aralık 2012 Cuma

Neden Bu Korku???


23 Aralık 2010 
"Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın yaptığı son iki resmi maçta forma giymeyen Taurasi'nin aslında sakat olmadığı, İstanbul Üniversitesi ile oynanan müsabakadan sonra alınan numunelerden pozitif sonuç çıktığı için oynatılmadığı iddia ediliyor."

Sonuç 
Taurasi'nin, A numunesi pozitif çıktıktan sonra B numunesinin açılması sırasında doping konusunda ismi açıklanmayan dünyanın en ünlü uzmanını 80 bin Euro harcayarak getirttiği ve skandalı bu ismin ortaya çıkardığı öğrenildi.
Taurasi'nin avukatıyla birlikte numunenin açılışı sırasında Doping Merkezi'nde yer alan bu uzmanın, bazı notlar aldığı ve örneklerin yanlış değerlendirildiğini, daha sonra hazırladığı bir raporla Hacettepe Üniversitesi'nin sonuçlarının hatalı olduğunu ispatladığı bildirildi.

Bugün bayan basketbolunda nerede ise dünyanın en iyi ismi olarak kabul edilen (ben etmem):) Diana Taurasi Fenerbahçe’den çok güzel bir şekilde koparılıp bayan basketbol takımının tüm dengeleri alt üst edildi. Sadece Taurasi değil bu olaya tepki gösteren takım arkadaşı Penny Taylor da takımdan ayrılmıştır. 
Fenerbahçe grupta oynadığı 10 maçın 10'unu da kazanarak Euroleague rekoru kırıp namağlup bir şekilde grup lideri olarak bir üst tura adını yazdırdı. Üst turda Galatasaray ile eşleşen Fenerbahçe rakibini iki maçta da yenerek çeyrek finale yükselmişti. Önce Taurasi ardından de Penny'i kaybeden Fenerbahçe çeyrek finalde Rus temsilcisi Spartak Moskova Region'a iki maçta da yenilmiş ve final-four şansını kaybetmiştir. Belki de takımın Avrupa'da şampiyon olabileceği bir senede yapılan oyunlar ile Fenerbahçe bayan basketbol takımı kupadan olmuştur.



3 Temmuz 2011
"Fenerbahçe'nin Karabükspor'dan transfer ettiği Nijeryalı futbolcu Emmanuel Emenike'nin de 'futbolda şike' soruşturması kapsamında gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alındığı öğrenildi."

Sonuç
Şike iddiası ile gözaltına alınan ve sevgili medyamızda devamlı "Emenike'nin para sayarken görüntüleri var" şeklinde yalan haberler yapıp durdular. Ardından böyle bir şeyin var olmadığı ortaya çıktı ve Emenike de zaten serbest bırakıldı.
Bundan sonra da belki de futbol tarihinde ender rastlanan bir olay meydana geldi. Fenerbahçe'ye 9 milyon Euro'ya transfer olup daha hiç oynamadan 10 milyon Euro'ya Spartak Moskova'ya satıldı. 
Fenerbahçe, güçlü, hızlı bir forvetten oldu ki o forvet çıktı Şampiyonlar Ligi play-off ilk maçında Fenerbahçe'ye gol attı. 



09 Ekim 2011
"Aroma Kadınlar Birinci Ligi takımlarından Fenerbahçe Universal'in milli pasörü Naz Aydemir, milli takım kampına katılmamak için öne sürdüğü mazereti geçersiz sayılarak, Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Ceza Kurulu tarafından 2 maçtan men edildi."

Sonuç
Bu konuda en iyi cevabı zaten zamanında Papazın Çayır'ı vermişti. Okumayan arkadaşlar varsa aşağıdaki linkten okuyabilirler. Ellerine sağlık @sessizharf (Fatih)



18.Kasım 2012
"Fenerbahçe Eskişehirspor maçının 27. dakikasında küfür ettiği gerekçesiyle gördüğü kırmızı kartla oyundan atılan Caner Erkin açıklama yaptı. Caner Erkin Eskişehirsporlu Veysel'e küfür etmediğini belirtti."

Sonuç
Caner'in maçın 27. dakikasında kırmızı kart görmesi ile Fenerbahçe 63. dakika boyunca 10 kişi oynamak zorunda kaldı. Maçın ardından Caner'e 2 maç ceza verildi. Maç sonrası ise olayla bağlantılı olan Eskişehirspor oyuncusu Veysel Sarı yaptığı açıklamada Caner'in küfür etmediğini söyledi. Buna rağmen  Caner ile arasında yaklaşık 18 metre olup sırtı dönük olan Fırat Aydınus raporuna Caner'in "Ulan bu faulü nasıl görmezsin" dediğini ve bundan dolayı kırmızı kart gösterdiğini yazdı. Kısacası ortada olmayan bir şeyden dolayı  hatta daha da ileri giderek hakemin yalan yanlış raporu yüzünden Caner 2 maç ceza yedi ve Fenerbahçe oyuncusundan 2 maç yararlanamadı. 



20 Aralık 2012
"Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Galatasaray ile oynanan derbide kırmızı kart gören Fenerbahçeli Raul Meireles’e 12 maç ceza verdi."

Sonuç
Ve bu da son korku diyelim. Takıma geldiği günden beri oynadığı futbol ile neredeyse orta sahanın beyni olan Raul Meireles'i baktılar sahada durduramıyorlar bu şekilde masa başında durduralım en azından dediler. Olayların başlangıcından sonuna kadar geçen süreci ve en son dün çıkan ters açı görüntüleri burada tekrardan anlatmaya gerek yok. Önce Fırat Aydınus olmayan bir küfürü kendi kendine uydurup raporuna yazdı, bu sefer de Halis Özkahya olmayan bir tükürüğü raporuna yazarak iki oyuncumuzun da ceza almasını sağladılar. Peki, bu hakemler hakkında hiçbir şey yapılamayacak mı?? Hadi Fırat Aydınus’u geçtim "öyle duydum" diyerek sıyırabilir de Halis Bey görüntüler de varken nasıl "Bana tükürdü" yazabiliyor?? Bu yalan ifadeye girmez mi?? Hakemler yanlış karar verebilir buna bir şey demem ama Halis Özkahya'nın yaptığı raporda KASITLI bir şekilde yalan beyan yazmaktır" ki bu çok büyük bir suçtur.

Peki, ben şimdi soruyorum;
 "Beyler Fenerbahçe'den bu kadar korkmanızın sebebi nedir??"



Püzant YÜCECAN

15 Aralık 2012 Cumartesi

UEFA Champions League (E Grubu ve Üst Turlar) (2012-2013)



Fenerbahçe'nin başında ilk senesinde Devler Ligi'ne kalmayı başaran Fenerbahçe Teknik Patronu Püzant YÜCECAN, E Grubunda çıkacakları ilk maç öncesi NTVSPOR'a konuştu;


"Fenerbahçe mücadele ettiği her kulvarda finallere taliptir ama şunu da bilmemiz ve gerçekçi olmamız gerekirse devler ligi gibi bir kulvarda özellikle yeni bir anlayış ve sistem oturtmaya çalıştığımız bu ilk sezonumuzda ilk hedefimizi gerçekleştirip Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalabildik. Şimdi de amacımız bu gruptan çıkarak son 16 takım arasına girebilmek. Kısacası gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz. Gruplara kalabilmek ve grup mücadelesi esnasında yapacağımız 6 maçın her biri gelecek sezon için bize ayrı bir deneyim olacak. Takımımda özellikle bu kulvarda sürekli oynamış deneyimli isimler var ve onları bu deneyimlerinden en uygun şekilde faydalanacağız.

"Hepinizin de bildiği gibi 3 kulvarda birden mücadele ediyoruz. Özellikle lig uzun bir maraton ve puan kayıplarını telafi edebileceğimiz maçlar olacak ama Devler Ligi'nde alacağımız her puanın bizim için ayrı bir önemi var. Bundan dolayı buraya çok daha iyi hazırlanıp daha fazla ağırlık vereceğiz."



E Grubu Puan Durumu

E Grubu Maçlar ve Sonuçları
Fenerbahçemiz Şampiyonlar Ligi E Grubunda oynanan maçlar sonucunda aldığı 3 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik sonucu  topladığı 10 puan ile grup lideri Chelse'nin ardından ikinci olarak bir üst tura yükseldi. Oynanan 5. maçların ardından bir üst tura çıkmayı garantiledik. Oynatmak istediğim sisteme daha tam olarak oturmamış olmaına rağmen grubu 2. sırada bitirip son maç öncesi garantilemek özgüven açısından takımım adına çok ama çok olumlu bir gelişme oldu. Stamford Bridge'deki son maçımızın ise benim için ayrı özel bir anlamı vardı. Chelsea ile aramızdaki kalan hesabı kapatmak istememe rağmen maalesef maçtan 1-0'lık yenilgi ile ayrıldık. Gruptan çıkarken toplamda rakip ağları 9 kez havalandırırken, kalemizde ise 7 gol gördük.

Chelsea FC - Fenerbahçe: 1-0 (E Grubu 6. Maçı)

Fenerbahçe SK - Montpellier HSC : 2-0 Borussia Dortmund (E Grubu 5. Maçı)
Serdar Kesimal Show:))

Fenerbahçe SK - Borussia Dortmund: 5-2 (1. Eleme Turu İlk Maçı)
Açıkçası Dortmund karşısında bu skor beni bile şaşırtmadı desem yalan olur:)) Maçın 18. dakikasında Dortmund karşısında 3-0 öne geçtik ve maçı da 5-2'lik net bir galibiyet ile kapattık böylece çeyrek finali İstanbul'da neredeyse garantiledik. 
Almanya'daki 2. maçta ise Dortmund ile 1-1 berabere kalarak çeyrek finale adımızı yazdırdık.
Borussia Dortmund - Fenerbahçe SK: 1-1 (1. Eleme Turu 2. Maçı)

Rakip Barcelona olunca haliyle ben de herkse gibi çekinmeme rağmen takımımın oyun taktiğinde asla bir değişiklik yapmadım. Nou Camp'da oynanan ilk maçta orta sahamızı biraz daha defansif olarak oynatmama rağmen asla rakibe karşı katı savunma uygulamadım. Sonuçta rakibiniz Barcelona olunca ne kadar katı savunma yaparsanız yapın adamlar her türlü kalenize gelecek. Bundan dolayı da normal oyun düzenimden şaşmayarak deplasmanda 0-0'lık beraberlik almayı başarıp tur şansımızı İstanbul'a bıraktık. 
FC Barcelona - Fenerbahçe SK: 0-0 (Çeyrek Final İlk Maçı)

Fenerbahçe SK - FC Barcelona: 2-1 (Çeyrek Final Rövanş Maçı)
Alınan bu galibiyetin keyfinin inanın tarifi yok:)) Barcelona gibi bir takımı kupada saf dışı bırakmak takımım adına inanılmaz bir zafer. Maçın başında Caner ile öne geçtik ve ilk yarıyı da bu skorla kapattık. İkinci yarının hemen başında ise Sow ile durumu 2-0 yapıp bir üst tura iyice yaklaştık. Oyunun bu bölümünden sonra Barcelona ne kadar üstümüze gelse de ancak Thiego'nun 90+ 2'de attığı gol ile durumu 2-1 yapabildi. Bu galibiyet ile Fenerbahçemiz yarı finalde Chelsea ile oynamaya hak kazanadı. 



Fenerbahçe’den Müthiş Zafer

Sarı lacivertliler tarihi bir zafere imza attı…

Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Barcelona ile deplasmanda 0-0 beraber kalıp Kadıköydeki maç için büyük bir avantaj yakalayan Fenerbahçe dün akşam oynanan maçta İspanyol devi Barcelona’yı Caner(31) ve Sow’un(49)  golleri ile 2-1 mağlup etmeyi başarıd. Barcelona’nın tek golü ise  90+2’de Thiago’dan geldi.

Fenerbahçe bu galibiyet ile Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale yükselerek tarihinde ilk defa böyle bir başarıya imza attı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Püzant YÜCECAN;
“Takımımla şu an ne kadar gurur duysam azdır. Müthiş bir galibiyet elde ettik. Chelsea ile yarı finalde karşılaşacağız ve onlarla yarım kalan bir hesabımız var” dedi.



Chelsea FC - Fenerbahçe SK: 0-1 (Yarı Final İlk Maçı)
Bu sefer Stamford Bridge'den istediğimizi almayı başardık. 43 dakikada Mehmet Topuz'un attığı gol ile maçı 1-0 kazanarak İstanbul'a dönüyoruz. Final için kaldı son bir 90 dakikamız. 

Fenerbahçe SK - Chelsea FC: 3-0 (Yarı Final Rövanş Maçı)
Evimizde taraftarımızında büyük desteği ile 2008 deki Chelsea ile yarım kalan hesabımızı 3-0'lık net bir skor alarak kapattık ve Şampiyonlar Ligi'nde ilk kez bir Türk takımı final oynamaya hak kazandı. 

Şampiyonlar Ligi 2013 Final
Ve nihayet finaldeyiz. Türk futbol tarihinde bir ilki gerçekleştirdik ve Şampiyonlar Ligi'nde final oynama başarısı gösterdik. Açıkçası sezon başında buralara gelebileceğimizi hiç ama hiç hayal bile etmedim. Fakat takımım Avrupa arenasında çok ama çok daha farklı, lige göre daha ciddi bir oyun sergiledi ve finale gelmeyi sonuna kadar hak etti. Wembley'de oynana final maçını Caner Erkin'in 41. dakikada attığı gol ile 1-0 kazanıp kupada mutlu sona ulaştık. 
Fenerbahçe SK - Juventus: 1-0




Fenerbahçe Tarih Yazdı…

Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Fenerbahçe…

Avrupa’da kulüpler düzeyindeki en büyük kupa Fenerbahçe’nin. Türk futbol tarihinde bir ilke imza atıp Şampiyonlar Ligi’nde final oynama başarısı gösteren Fenerbahçe Wembley’de oynanan final maçında Juventus’u Caner’in (41) golüyle 1-0 devirmeyi başararak Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu ve Devler Ligi'ni tarihinde ilk kez müzesine götürdü.

Maçın ardından yapılan basın toplantısında Fenerbahçe teknik patronu Püzant YÜCECAN;

“Hem takım olarak hem de tek tek futbolcularım olarak çok iyi bir oyun sergiledik. Bu açıdan teknik heyeti ve futbolcularımı tek tek tebrik ediyorum. Açıkçası sezon başlarken buralara kadar gelebileceğimizi düşünmüyordum fakat finale kadar geldikten sonra bu şansımızı değerlendirip kupayı kazanmak istedik ve bunu da başardık. Fenerbahçe’nin başında olmak, futbolcularım ile bu başarıyı kazanmak benim için ayrı bir mutluluk. Şimdi sorumluluklarımız ve hedeflerimiz daha da büyüdü. Anlaşılan bu sezon da bize tatil yok. Futbolcularım ise güzel bir tatili sonuna kadar hak ettiler. Hepsine tekrardan sizin önünüzde tek tek teşekkür ediyorum.” dedi.



Şampiyonlar Ligi Zaferinin Ardından Eski Kaptanımız Alex'den Gelen Mesaj...

Şampiyonlar Ligi süresince 2 ön eleme turu maçları dahil oynadığımız 17 maçta toplam 11 galibiyet, 2 mağlubiyet (Montpellier, Chelsea)  ve 4 beraberlik almışız. Rakip ağları 32 kez havalandırır iken, kalemizde ise 14 gol görmüşüz. Son 4 maçımızın ise hepsini kazanırken toplam 7 gol atmışız ve sadece çeyrek final ikinci ayağında Barcelon'dan 1 gol yemişiz. Takımımızın en golcü ismi ise 7 gol ile Moussa Sow olurken onu 5 gol ile Dirk Kuyt ve 4 gol ile Caner Erkin takip etti. Genel olarak baktığımızda ise 32 gol atan takımımız bu alanda Şampiyonlar Ligi'nde en çok gol atan takım olduğunu görüyoruz. 

Basel'den 9 gol ile Şampiyonlar Ligi gol kralı olan Alexander Frei'yi 7'şer gol ile takımımızdan Moussa Sow, R.Madrid'den Benzema ve M.City'den Dzeko takip ettiler. En çok asist yapan futbolu ise 8 asist ile Barcelona'dan İniesta olurken onu 6'şar asist ile Lille'den Marvin Martin, Juventus'dan Giovinco ve M.City'den David Silva takip ettiler. Fenerbahçe'de ise en çok asist yapan isimler 5'er asist ile Raul ve Caner oldular. Tkımımızdan J.Yobo 3 kere maçın adamı seçilirken tüm maçların sonunda 7,99'luk ortalama derecesi ile en üstte yer aldı. 
Barcelona'dan Andres İniesta ise şampiyonanın en değerli oyuncusu seçildi. 

Şampiyonlar Ligi En İyi 11 (Takımımızdan Joseph Yobo da bu listede yer aldı)

Fenerbahçe - Yeni Sezon Yeni Umutlar


Spor Toto Süper Lig (2012-2013)




Püzant YÜCECAN


Ziraat Türkiye Kupası (2012-2013)


2011-12 sezonu Ziraat Türkiye Kupası şampiyonu olan takımımız bu sezon kupa serüvenine 4. Ön eleme Turundan başladı. İlk maçımızda İkinci Lig ekiplerinden İnegölspor ile karşılaştık. Biraz zor da olsa ilk maçımızı uzatmalarda 2-1 alarak bir üst tura çıkmayı başardık.

Fenerbahçe - İnegölspor: 2-1 (4. Tur)
Kupanın 5. tur maçında ise rakibimiz Bucaspor oldu. Deplasmanda karşılaştığımız rakibimiz 1-3 yenerek Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kalmayı başardık.

Bucaspor - Fenerbahçe: 1-3 (5. Tur)
Beşiktaş, Gaziantep ve Gençlerbirliği ile A Grubunda yer alan Fenerbahçemiz grupta oynadığı 6 maçtan aldığı 5 galibiyet ve 1 beraberlik sonucu topladığı 16 puan ile grubu lider olarak bitirip yarı finale yükselmeyi başardı. 


A Grubu Maçlar ve Sonuçları

Fenerbahçe - Beşiktaş 3-1 
Sow Hattrick:))

Beşiktaş - Fenerbahçe 0-2
Grup maçlarının ardından yarı finale yükselen takımımızın rakibi B grubu ikincisi Orduspor oldu. Deplasmanda  oynadığımız ilk maçta Mehmet Topuz ve Recep Niyaz'ın golleriyle rakibimizi 2-1 yenmeyi başardık. Rövanş maçında ise evimizde Stoch ve Moussa Sow'un golleri ile bu sefer Ordusporu 2-0 yenerek Ziraat Türkiye Kupası'nda finale kalmayı başardık. Finaldeki rakibimiz ise Galatasaray'ı penaltılar sonucu eleyen Gençlerbirliği oldu. 

Orduspor - Fenerbahçe: 2-1 (Yarı Final İlk Maçı)

Fenerbahçe - Orduspor: 2-0 (Yarı Final İkinci Maçı)

Zorlu geçen final maçında 90 dakika boyunca iki taraf da uygun pozisyonlar yakalamasına rağmen bunları gole çeviremeyince maç uzatmalara gitti. Uzatmalarda da kıran kırana bir mücadele ortaya koydu iki taraf da. Tam uzatmalar da bu skorla bitecek, maç penaltılara kalacak derken son dakikada kazandığımız köşe vuruşu sonucu Serdar Kesimal'ın attığı gol ile takımımız Ziraat Türkiye Kupası macerasında mutlu sona ulaştı.


Fenerbahçe - Gençlerbirliği: 1-0 (Fimnal Maçı)

Ziraat Türkiye Kupası takım ve futbolcu istatistiklerine bakacak olursak oynadığımız 11 maçta 10 galibiyet ve 1 beraberlik ile kupa maceramızda mutlu sona ulaştık. 24 gol ile kupada en çok gol atan takım olurken Fenerbahçemizi 23'er gol ile Galatasaray ve Gençlerbirliği takip etti. Attığımız 24 gole karşı da toplamda ağlarımızda 9 gol gördük. Kupa boyunca Gençlerbirliği 18 sarı kart görürken takımımız bu alanda 17 sarı kartla 2. sırada yer aldı. 

Oyuncu bazında istatistiklere bakacak olursak kupanın gol kralı attığı 12 gol ile takımımızdan Moussa Sow olurken onu Gençlerbirliği'nden 8 golle Ermin Zec ve yine aynı takımdan Dejan Lekic 7 gol ile takip ettiler. Asist bazında Gençlerbirliği'nden Hurşut Meric yaptığı 8 asist ile kupanın asist kralı olurken onu takım arkadaşı Haris Medunjanin 7 asistle takip etti. Takımımızdan Milos Krasic ve Miroslav Stoch yaptıkları 5'er asist ile 3. sırada yer aldılar. Moussa Sow 3 kere maçın adamı olmayı başararak bu alanda da lider oldu.

Ziraat Türkiye Kupası 2012-2013 Yılın Oyuncusu: Moussa Sow

Ziraat Türkiye Kupası 2012-2013 Gol Kralı: Moussa Sow

Kazanılan Ziraat Türkiye Kupası'nın ardından eski kaptanımız Alex'den gelen tebrik mesajı...

Benim en sevdiğim Gol: Fenerbahçe - İnegölspor maçından Hüseyin Rüzgar

13 Aralık 2012 Perşembe

Spor Toto Süper Lig (2012-2013)



Fenerbahçemizin yeni teknik patronu Püzant YÜCECAN FBTV'ye sezon hedeflerini ve takımın geleceğini anlattı.


Fenerbahçe olarak Spor Toto Süper Lig'deki hedefimiz her zamanki gibi sezon sonu şampiyonluk. Taraftarımız ile birlikte şampiyon olarak sezonu tamamlamak istiyoruz. 

Takım olarak 3 kulvarda birden mücadele ediyoruz ve bu zor süreçte takım olarak her bir oyuncumun her an ilk 11’de yer alacakmış gibi hazır olmasını sağlayacağım. Böylece herhangi bir sakatlık veya ceza durumunda sıkıntı çekmeyeceğiz.  Bugün X oyuncu ilk 11’de yer alırken bir sonraki hafta aynı bölgede başka bir oyuncum yer alabilir. Bundan dolayı da herkesin her an forma bulma şansı var takımımda.

Bildiğiniz gibi takımı yeni bir sistem ile oynatacağım buna bağlı olarak ilk birkaç maç veya daha fazla bir süre sıkıntılı bir süreç geçireceğimizi tahmin ediyorum. Bundan dolayı da taraftarımızdan biraz sabır istiyorum. Eminim ki istediğim sistem oturduğu zaman taraftarımız hem oynadığımız futboldan hem de aldığımız skorlardan gayet mutlu olacaklar.

Transfer konusuna gelince. Bu sene pek transfer yapmayı düşünmüyorum. Sadece aklımda olan 1-2 genç oyuncu var. Onları takımımıza transfer ederek geleceğin Fenerbahçesi için hazırlamaya çalışacağız. Ayrıca takımdaki şu an mevcut genç oyuncularıma da elimden geldiğince fırsat vereceğim. 


Süper Kupa 2012
Geçen sezonun lig şampiyonu Galatasaray ile Türkiye Kupası sahibi Fenerbahçe, bu sezon öncesi dev maçta yarın karşı karşıya gelecek. Yeni Erzurum Stadı’nda saat 20.55’te başlayacak maçı Suat Arslanboğa yönetecek.
Fenerbahçe, TFF Süper Kupa’da daha önce oynadığı 2 maçı da kazanarak, müzesine 2 kupa götürürken, Galatasaray ise 2 finalden 1’inde güldü

Galatasaray - Fenerbahçe: 1-2
Sezona kupa ile başlamak üzerine bir de Galatasaray'ı yenmek hem takımım hem de benim adıma çok iyi oldu. Rakip 33. dakikada Hamit Altıntop'un golüyle 1-0 öne geçmesine rağmen 45. dakikada Seçuk Şahin'in golü ile ilk devrevi 1-1 berabere bitrdik. Kıran kırana geçen ve neredeyse uzatmalara gidecek maçta dakikalar 90+2'yi gösterdiğinde Dirk Kuyt sahneye çıkıp skoru 2-1'e getiren golü attı ve süper kupanın sahibi olduk. Bu arada rakipten Engin Baytar 51. dakikada gördüğü 2. sarı karttan dolayı oyundan atıldı.:))))

Spor Toto Süper Lig (2012/2013)
Ağustos - Eylül



Ligin ilk altı haftasında 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldık. Gol atmakta sorunumuz yok ama savunma için aynı şeyi diyemeyeceğim. Gol yemediğimiz sadece Elazığspor ve Orduspor maçları var. 13 gole karşı 9 gol biraz fazla bana göre. Beşiktaş derbisinde ise gene hücumda pek sorun yaşamadık ama savunmada yaşadığımız problemlerden dolayı maç berabere bitti.
Fenerbahçe - Beşiktaş: 3-3 

Özellikle Baroni'nin attığı ilk gol izlenmeye değer...

Ekim - Kasım - Aralık






Hala takımımı istenilen düzeye çekemedim dersem yalan olmaz. Ekim ve Aralık ayı içinde oynadığımız 11 maçta 5 galibiyet alabildik sadece. 3 beraberlik ve 3 mağlubiyet aldık ki mağlubiyetlerden biri de maalesef Galatasaray'a karşı Türk Telekom Arenada idi. Ayrıca Trabzonspor'u Mehmet Topal'ın güzl golü ile evimizde 1-0 yendik.
Fenerbahçe - Trabzonspor: 1-0


Galatasaray - Fenerbahçe: 1-0



Ocak - Şubat - Mart
Devre arasını iyi değerlendirdik ve istediğim takım olma yolunda çok büyük adımlar attık. İkinci yarı itibari ile yükselişe geçen takımımız Ocak ve Mart ayında oynadığı 10 maçta toplamda 8 galibiyet, 1 mağlubiyet ve 1 beraberlik aldı. Toplamda 25 gol atarken kalemizde 10 gol gördük. Karabükspor maçında da yenilmemizin en büyük nedeni 3 gün sonra Nou Camp'ta oynayacağımız Barcelona maçını düşünmemiz oldu açıkçası. Bu dönemde önce Beşiktaş'ı deplasmanda 3-0 ardından da Galatasaray'ı evimizde 2-0 gibi net skorlarla yendik. 

Beşiktaş - Fenerbahçe: 0-3


Dev Derbinin Galibi Fenerbahçe…2-0

Fenerbahçe Teknik Patronu Püzant YÜCECAN, Spor Toto Spor Toto Süper Lig 25. Haftasında evinde Galatasaray karşısında aldıkları 2-0'lık galibiyetin güzel bir oyunun neticesinde geldiğini ifade etti.

İlk yarıda son derece başarılı bir performans ortaya koyduklarını ifade eden Yücecan, karşılaşmayı şöyle özetledi;

“Özellikle maçın ilk yarısında gayet iyi bir oyun ve rakibe uyguladığımız baskı sonucu erken gelen ilk golün ardından oyunu tamamen kontrolümüz altına aldık. Ardından ilk yarı bitmeden gelen ikinci gol ile soyunma odasına iki farklı önde gitmemiz bizim için çok iyi oldu. İkinci yarı ise oynadığımız kontrollü oyun sonucu skoru korumayı bildik ve maçtan galip ayrıldık. Bu akşam bizi burada desteklemeye gelen tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum”


Fenerbahçe - Galatasaray: 2-0


Nisan ve Mayıs





Nisan ve Mayıs aylarında da takımım iyi bir performans sergiledi ama ligin ilk başlarında kaybettiğimiz puanlar maalesef bizi şampiyonluktan etti. Son 2 ay yaptığımız 7 maçtan 5 galibiyet ve 2 mağlubiyet ile ayrıldık. Zaten Galatasaray bitime son 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmişti. Ayrıca o dönem oynadığımız Şampiyonlar Ligi yarı final maçlarından dolayı da lige pek de önem verdiğimiz söylenemez. Nisan ayının hemen başında Trazbzonspor'u evinde 3-0'lık net bir skorla yenmek ise bu dönemin en hoş olayları arasındaydı.

Trabzonspor - Fenerbahçe: 0-3 

Caner'in attığı ilk golün hazırlanışı ve Krasic'in 2. goldeki çabası

Fenerbahçe - Bursaspor: 2-0

Birbirinden güzel iki gol (31. Haftanın En güzel İki Golü Seçildi)

Sezon Sonu: Şampiyon Galatasaray
Ve nihayet sezon sonua geldik. Takımımıza genel olarak bakarsak ligin ilk yarısında kötü ikinci yarısında ise daha iyi bir Fenerbahçe gördük. Maalesef ki ligin başlarında kaybettiğimiz puanlardan dolayı şampiyonluktan olduk. Galatasaray'ın 73 puanla şampiyon olduğu ligde 69 puanla ikinci sırada kaldık. Bir aralar fark 11 puanlara kadar çıkmasına rağmen farkı kapadık ama maalesef olmadı. Bunda en büyük iki etken yukarda da dediğim gibi öncelikle ilk yarıda sistemi oturtmaya çalışırken kaybetitğimiz puanların yanı sıra ligin sonuna doğru Şampiyonlar Ligi'ne daha çok önem vermemiz. Aslına bakarsanız takımın başında ilk sezonumda çok da kötü bir sonuç değil ama Fenerbahçe için her zaman tek bir başarı vardır o da Şampiyonluk. Neyse inşallah önümüzdeki sezon daha iyi bir takım olup şampiyonluk ipini göğüsleyeceğiz. 

Fenerbahçemiz oynadığı 34 maçta bu sezon 21 galibiyet, 8 beraberlik ve 7 mağlubiyet aldı. Attığımız 75 gol ile ligin en çok gol atan takımı olduk. Moussa Sow attığı 20 gol ile Gol Krallığında 2.sırada yer aldı. Spor Toto Süper Lig'in gol kralı ise 27 gol ile Bursaspor'dan Sebastian Pinto oldu. Moussa Sow 29. haftada 5-0 kazandığımız Antalyaspor maçında 4 gol atarak Fenerbahçe tarihinde bir maçta en fazla gol atan oyuncu oldu.

Yılın Takımı
Yılın takımına Fenerbahçemizden Gökhan Gönül, Hasan Ali Kaldırım ve Caner Erkin girmeyi başardı.

Best Goals of Fenerbahçe 2012-13


Fenerbahçe - Yeni Sezon Yeni Umutlar




Püzant YÜCECAN



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...