30 Ekim 2013 Çarşamba

Obradovic vs. Messina...


Turkish Airlines Euroleague normal sezon 3. haftası bu akşam 19.45’de oynanacak Lietuvos Rytas - Laboral Kutxa maçı ile start alıyor. Geçen hafta evinde Barcelona'yı 75 - 70 ile geçen Fenerbahçemizin bu haftaki rakibi Rus basketbolunun lokomotif ismi ve Avrupa basketbolunun güçlü takımlarından CSKA Moskova.

1924 yılında kurulan CSKA Moskova basketbol takımı tarihinde birçok başarıya imza atmış durumda. Dağılmadan önceki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği zamanında 24 kez şampiyon olan takım, 1992 yılında kurulan Rusya Basketbol Liginde ise sadece iki sezon (2000-01 / 2001-02) hariç günümüze kadar tüm şampiyonlukları kazanmıştır. Müzesinde ayrıca 3 SSCB Kupası, 4 Rusya Kupası, 3 VTB Lig Kupası bulunan takımın Avrupa karnesi de aynı şekilde başarılar ile dolu. Mücadele ettiği Euroleague'i 6 kez (1961, 1963, 1969, 1971, 2006, 2008) kazanan CSKA bu açıdan kupayı Real Madrid'den (8) sonra Panathinaikos ile beraber en çok kazanan takımdır. Ayrıca 2006 yılında Triple Crown yaparak toplayabileceği tüm kupaları toplamıştır. Avrupa'nın en zengin kulüplerinin başında gelen CSKA maçlarını 13,126 kişi kapasiteli Megasport Arena'da oynarken, takımın başında 2012 yılından beri Avrupa'nın elit koçları arasında yer alan Ettore Messina bulunmaktadır.

Geçen seneki kadrosundan Zoran Erceg, Dmitriy Sokolov ve Teo Papaloukas ile yollarını ayıran CSKA pota altını Kyle Hines ile güçlendirirken ayrıca kısa rotasyonunda ise Fridzon, oyun kurucu pozisyonunda ise Jeremy Pargo ile takviye yapan takım, transfer döneminde adı Fenerbahçe Ülker ile anılan ve Avrupa'nın sayılı oyun kurucuları arasında yer alan Teodosic ile devam kararı aldı. Kadrosunda 4 numarada Khryapa, pota altında Avrupa basketbolunun deneyimli isimlerinden Nenad Krstic gibi isimleri bulunduran CSKA Avrupa basketbolunun yıldızlarından oluşan bir takım.

2011-12 sezonunda NBA'deki lock-out'dan dolayı kadrolarına Utah Jazz'dan Andrei Krilenko ve Boston Celtics'den Nenad Krstic'i katan takım, Olympiakos'tan ise Teodosic ile anlaşarak o sezon Avrupa'nın adeta Dream Team'i haline gelmiş ve Euroleage'in en favori takımlarından biri olmuştu. O sezon İstanbul'da oynanan dörtlü finallere gelene kadar yaptığı 18 maçtan sadece ikisini kaybeden CSKA finallerde önce PAO'yu 2 sayıyla yenmeyi başarsa da finalde Olympiakos'a son çeyreğine 13 sayı farkla önde girmelerine rağmen maçı Printezis'in son saniye basketi ile 61-62 kaybetmiş ve o senin en büyük hayal kırıklığını yaşamışlardı. Geçen sene de Final Four'a yükselmiş olan CSKA bu sefer ilk maçta gene Olympikos'a yenilip kupayı kazanma şansını yine başka senelere bıraktı.

CSKA her ne kadar yıldızlardan oluşan bir takım olsa da şu an pek de hazır değillermiş gibi geldi bana. Öncelikle CSKA şu ana dek pek de zorluk seviyesi çok yüksek bir maç oynamadı. İzlediğim 2 Euroleague maçlarında rakiplerinin kendilerine göre çok daha zayıf olmasına rağmen maçları bir türlü koparmayı başaramadılar. Özellikle Euroleague'in yeni ekiplerinden Fransız temsilcisi Nanterre ile yaptıkları ilk maçın ilk yarısını geride kapamalarına rağmen 3. çeyrekte yakaladıkları seri ile son çeyreğe 2 sayı önde girmeyi başardılar. Kafa kafaya giden son çeyrekte ise maçın son 3-4 dakikasında 8-2'lik bir seri yakalayarak öne geçip  maçı kazanmasını bildiler. Budevelnik Kiev maçında ise maçın son dakikalarına 11 sayı önde girmeleri son dakikalarda yedikleri 8-2'lik seri ile maçı 5 sayı farkla kazanabildiler. Bu maçın nezrinde çeyrek skorlarına bakacak olursak CSKA'nın sadece 2. çeyreği önde kapattığını, ilk çeyreği kaybedip son 2 çeyrek ise berabere bittiğini görüyoruz.

Bu maçta özellikle rakibin pota altına çok ama çok dikkat etmek gerekir. Sasha Kaun, Nenad Krstic ve Khryapa gibi isimleri hücumda durdurmak için Oğuz ve İlkan'ın sakat olmalarından dolayı buralarda özellikle Zoric ve Vidmar'a çok çok önemli işler düşecek. Ki buralarda özellikle uzun oyuncularımızın yanında kısalarımızın da pota altı savunmamıza normalden fazla katkı yapmaları gerekiyor. Rakibin pota altı savunmasının özellikle Krsitc'in savunma defolarını Kyle Hines ile kapatan CSKA'nın kısa rotasyonunu durdurmak için gene özellikle Bo McCalebb'e çok çok iş düşecek. Koç onu bu sene saf bir oyun kurucu rolünden çok daha farklı kullanması ile geçen sene Bo'nun kaybolan iştahını birden arttırdı ve takımın neredeyse en iyi savunmacısı haline getirdi. Özellikle Barcelona maçında yaptığı savunma ile herkesi kendine hayran bıraktı diyebiliriz.


Rakipte açıkçası çekindiğim diğer bir isim de takımın kısa rotasyonundaki en önemli isimlerden biri olan Sonny Weems. Onun için her takımda bulunması gereken komple bir basketbolcu desek herhalde yanlış demeyiz. Tabi ki diğer dikkat edilmesi gereken en önemli ama bana göre biraz onu çıldırttıktan sonra savunması daha kolay olacak isim ise hepimizin de anladığı gibi takımın oyun kurucusu Teodosic. Ona yapılacak savunmada açıkçası biraz "kötü" olmak lazım. Çünkü bilen bilir Teo'yu oyun içinde biraz fazla rahatsız ettiniz mi bu bariz bir şekilde oyununa yansır ve o an oyundan tamamen kopar. Onu sinirlendirmek savunma kısmında ilk tercih olmalı bence:)

Yıldızlardan oluşan iki takımın karşılaşmasına şahitlik edeceğiz bu hafta. Fenerbahçe'nin buradaki en önemli artısı ise iki dev koçtan Obradovic şu an elindeki malzemeyi Messina'ya göre daha iyi ve verimli bir şekilde kullanıyor. Bizim yakaladığımız havaya karşılık onlar şu an o havayı yakalayabilmiş değiller ve sorunları ile mücadele ediyorlar. Açıkçası normal sezonda bu tür maçları erken oynamak bundan dolayı çok ama çok büyük avantaj. Bunun en büyük örneklerinden birini geçen haftaki Barcelona maçı ile gördük. Şimdi sıra CSKA'da. Geçen seferki Barcelona maçında da yazmıştık yarın yenilirsek kimsenin çıkıp da "Fenerbahçe bu takıma nasıl yenilir" diyemeyeceği bir maç ama Fenerbahçe'nin olası bir galibiyetinde takımın yakalamış olduğu olumlu hava daha da yükselecek. Ayrıca bir önceki hafta Barcelona ardından CSKA gibi bir takımı yenmek takımının öz güvenini büyük bir olasılıkla tavan noktasına taşıyacak. Biletler hepimizin de bildiği gibi günler öncesinden tükendi. Takım bu sefer de taraftar ile bir olup bu maçı en iyi şekilde tamamlayacağına hepimizin güveni tam.


Yazıyı bitirmeden küçük bir not. Yarın Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da oynanacak Fenerbahçe Ülker - CSKA Moskova maçı ayrıca Avrupa'nın en büyük iki koçunun mücadelesine de sahne olacak. Bir yanda Zeljko Obradovic diğer yanda Ettore Messina. Daha önce 3 kez karşı karşıya gelmişler. Güzel haber Koç Obradovic'in bu 3 karşılaşmada da Messina'ya karşı mağlubiyeti yok. Koç Obradovic'in 12 senelik Panathinaikos macerasında 2002 yılında Kinder Bologna'yı, 2007 ve 2009 yıllarında ise CSKA Moskova'yı yenip kupaya uzanırken rakip koç her zaman Messina idi. Darısı başımıza:))







Püzant YÜCECAN

TURKISH AIRLINES EUROLEAGUE Normal Sezon 3. Hafta Programı (30 - 31 Ekim - 1 Kasım 2013)


30 Ekim Çarşamba
Lietuvos Rytas - Laboral Kutxa 19:45

31 Ekim Perşembe
Budivelnik Kiev - Partizan NIS 19:00
Fenerbahce Ulker - CSKA Moscow 21:45 (NtvSpor Smart Canlı)
FC Barcelona - JSF Nanterre 21:45
Zalgiris Kaunas - Strasbourg 19:45
Unicaja Malaga - Galatasaray Liv H. 21:00 (NtvSpor Canlı)
Olympiacos - Bayern Munich 21:15

01 Kasım Cuma
Brose Baskets - Anadolu Efes 21:00 (NtvSpor Smart Canlı)
Real Madrid - EA7 E. Armani 21:45 (NtvSpor Smart Canlı)
Stelmet Zielona Gora - Montepaschi 20:00
Lokomotiv Kuban - Maccabi Electra 18:00 (NtvSpor Smart Canlı)
C. Zvezda Telekom - Panathinaikos 21:30


Best of Devotion -- Regular Season, Week 2





Püzant YÜCECAN

29 Ekim 2013 Salı

TURKISH AIRLINES EUROLEAGUE Normal Sezon 2. Hafta Genel Görünüm (2013)


THY Euroleague Normal Sezon 2. haftası geride kalırken alınan sonuçlar, gruplardaki son durumlar, haftanın en iyi 10 hareketi ve haftanın MVP'si.

Group A
CSKA Moscow - Budivelnik Kiev 72-67
Partizan NIS - JSF Nanterre 73-43
Fenerbahce Ulker - FC Barcelona 75-70
Fenerbahce Ulker Istanbul 2-0

CSKA Moscow 2-0
Partizan NIS Belgrade 1-1
FC Barcelona 1-1
Budivelnik Kiev 0-2
JSF Nanterre 0-2

Group B
EA7 Milan - Zalgiris Kaunas 82-75
Real Madrid - Brose Baskets 98-58
Strasbourg - Anadolu Efes 66-76

Real Madrid 2-0
Anadolu Efes Istanbul 2-0
EA7 Emporio Armani 1-1
Brose Baskets Bamberg 1-1
Strasbourg 0-2
Zalgiris Kaunas 0-2

Group C
Galatasaray Liv H. - Olympiacos 67-78
Bayern Munich - Montepaschi 89-79
Unicaja Malaga - Stelmet Z. Gora 101-68

FC Bayern Munich 2-0
Olympiacos Piraeus 2-0
Unicaja Malaga 1-1
Galatasaray Liv Hospital 1-1
Montepaschi Siena 0-2
Stelmet Zielona Gora 0-2


Group D
Lokomotiv Kuban - Lietuvos Rytas 68-53
Maccabi Electra - C. Zvezda Telekom 96-82
Panathinaikos - Laboral Kutxa 95-74

Lokomotiv Kuban 2-0
Panathinaikos Athens 1-1
Maccabi Electra Tel Aviv 1-1
Lietuvos Rytas Vilnius 1-1
Laboral Kutxa Vitoria 1-1
Crvena Zvezda Telekom 0-2

THY Euroleague Normal Sezon 2. Haftanın En İyi 10 Hareketi

THY Euroleague Normal Sezon 2. Haftanın MVP'si: Nik Caner-Medley, Unicaja Malaga

THY Euroleague Normal Sezon 2. Hafta Play of the Game: Westermann to Milosavljevic, Partizan NIS Belgrade





Püzant YÜCECAN

28 Ekim 2013 Pazartesi

Fenerbahçe Maç Programı (28.10 - 03.11.2013)


29 Ekim Salı 15:00
Fenerbahçe Grundig - Çankaya Bld. Anka 3-0
Burhan Felek Spor Salonu
Acıbadem Erkekler Voleybol Ligi
FBTV Canlı

29 Ekim Salı 19:00
Fenerbahçe - Bursa BŞB.3-0
Burhan Felek Spor Salonu
CEV Cup 1. Tur Rövanş Maçı
FBTV Canlı

30 Ekim Çarşamba 19:00
Fenerbahçe - Kayseri KASKİ 89-96
Fenerbahçe Ülker Sports Arena
Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi
FBTV Canlı

31 Ekim Perşembe 21:45
Fenerbahçe Ülker - CSKA Moskova 86-60
Fenerbahçe Ülker Sports Arena
THY Euroleague
NtvSpor Smart Canlı

02 Kasım Cumartesi 14:00
Beşiktaş - Fenerbahçe 56-72
Beşiktaş İntegral Arena
Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi

02 Kasım Cumartesi 16:00
Aliağa Petkim - Fenerbahçe Ülker 65-81
ENKA Spor Salonu
Beko Basketbol Ligi
LigTv3 Canlı

02 Kasım Cumartesi 17:30
Halkbank - Fenerbahçe Grundig 2-3
Ankara Başkent Spor Salonu
Acıbadem Erkekler Voleybol Ligi
D-Smart Canlı

02 Kasım Cumartesi 19:00
Bursaspor - Fenerbahçe 2-3
Bursa Atatürk Stadyumu
Spor Toto Süper Lig
LigTv Canlı

03 Kasım Pazar 18:00
Vakıfbank - Fenerbahçe 3-0
Burhan Felek Spor Salonu
Acıbadem Bayanlar Voleybol Ligi
D-Smart Canlı






Püzant YÜCECAN


22 Ekim 2013 Salı

Rakip FC Barcelona...


Yeni bir Turkish Airlines Euroleague haftasına "Merhaba" diyoruz. Geçen hafta oynanan ilk maçlar sonunda Fenerbahçe Ülker deplasmanda rakibi Budivelnik Kiev'i 84 - 102 yenerek ilk haftayı galibiyet ile kapattı. Normal sezonun ikinci haftası ise evimizde Avrupa'nın ve İspanya’nın en güçlü takımlarından biri olan Barcelona ile karşılaşacağız.

1926 yılında kurulmuş olan Avrupa'nın en köklü ve elit takımları arasında yer alan Barcelona'nın tarihine baktığımızda ise birçok başarı elde etmiş olduğunu görüyoruz. ACB ligine bakacak olursak özellikle 2000'li yılların başı ve sonunda takımın lig şampiyonluğuna ambargo koymuş olduğunu görüyoruz. Ligde toplamda 17 şampiyonluğu bulunan Barcelona şampiyonluklarının yanı sıra ligin ACB adını almaya başladığı 1983-84 sezonundan bu yana oynanan 30 final serisinin 23'ünde kendine yer bulmuş durumda. Müzesinde 23 İspanya Kral Kupası, 5 İspanya Süper Kupası bulunan takımın Avrupa karnesine bakacak olursak 2 kez Euroleage (2002-03, 2009-10) 2 kez Saporta Kupası (1984-85, 1985-86) 2 kez de Koraç Kupası'nı (1986-87, 1998-99) müzesine götürmüş olduğunu görüyoruz. Maçlarını 7,585 kişilik Palau Blaugrana'da oynayan takımın başında 2008 yılından beri Avrupa'nın deneyimli koçlarından Xavier Pascual bulunmaktadır.

Geçen seneki kadrosundan Jawai, Mavrokefalidis, Jasikevicius, Ingles, Wallace, Mickeal ve Rabaseda ile yollarını ayıran Barcelona Papanikolaou, Lampe, Pullen, Dorsey ve Nachbar gibi deneyimli isimleri kadrosuna kattı. Ayrıca kadrosunda Juan Carlos Navarro gibi ne yapacağı belli olmayan bir oyuncu, geçen sene Real Madrid’den transfer ettikleri pota altında güzel işler yapan Ante Tomic ve gerektiğinde 1 numarada gerekirse de 2 numarada iyi işler çıkaran Huertas gibi isimlere de sahipler.

Normal sezon A grubu kura çekimlerinin ardından CSKA Moskova ile beraber Barcelona'yı ilk iki sıraya yazmamıza rağmen bence ilk iki sıra için şu an gösterdiğimiz gayret ve oyun ile bence Fenerbahçe de buraların en büyük adayı desem çok erken olur mu bilemeyeceğim ama içimden geçen açıkçası o. Tabi ki Barcelona gibi bit takımı bırakın normal sezon gruplardaki sıralamada ilk 2'ye yazmayı Final Four için 4 takım arasında bile gözünüz kapalı yazılacak bir takım. Geçen sene Top 16 gruplarda karşılaşıp iki maçta da farklı yenilmiştik ama geçen seneki takım ile bu seneki takımı tabi ki kıyaslamayacağız. Barcelona ise yukarıda yazdığımız gibi 5-6 oyuncusunu gönderirken yerine gene aynı kalitede isimler aldılar. Açıkçası bu sezon sadece geçen hafta oynanan Partizan maçında izleyebildim Barcelona'yı. Gördüğüm kadarı ile takım pek de hazır sayılmaz. Özellikle pota altından Ante Tomic ile sayılar bulurken skora diğer bir önemli katkı yapan isim ise takımın yeni transfer Papanikolaou. Özellikle bu maçta dikkat etmemiz gereken en önemli isimlerden biri benim için Papanikolaou. Bu sezon transfer döneminde Barcelona onun için çok uğraştı ve sonunda hedefine de ulaştı. Partizan maçında 13 sayı ile oynayan oyuncu ayrıca maçta 30 dakika ile takımın en çok süre alan oyuncusu oldu.

Partizan maçından hareketle Barcelona'nın hücum yönünden pek de hazır olmadığını söylersek pek de yanlış bir şey söylememiş oluruz kanımca. Hücumda pota altında Tomic ile sayılar bulan Barcelona işin savunma yönünde ise pota altında Dorsey gibi iyi savunma yapan bir Amerikalı ‘ya sahipler. Bundan dolayı pota altında özellikle Zoric ve Vidmar'a çok iş düşecek.

Bu maçta oyunun savunma kısmında bana göre en çok iş düşecek oyuncu ise bizden Bo McCalebb olacak gibi duruyor. Özellikle Budivelnik maçının son çeyreğinde yaptığı sert savunma ve top çalmalara çok ama çok ihtiyacımız olacak. Umarım Bo hücumdan öte savunmada bu maçta bize daha çok katkıda bulunur. Ayrıca Melih ve Bojan'ında bu maçta savunmalarını en üst düzeye çıkarmaları lazım. Böylece hem Navarro hem de Huertası iyi bir şekilde savunmak ve kilitlemek bizi bir adım öne geçirecektir.


Budivelnik maçının son çeyreğinde yaptığımız savunmayı bu maçta 40 dakikaya en uygun şekilde yaymamız gerekir. Çünkü Barcelona gibi takımları hücumla değil yaptığın sert savunma ile yenebilirsin ancak. Daha önceki yazılarımızda da dediğimiz gibi hücumda pek problem yaşadığımız söylenemez. Sonuçta elimizde hücum yönünden her an sayı atabilecek çok oyuncu var. Ayrıca takım hücumda iken doğru oyuncuları da kullanabiliyoruz. Öyle herkes kafasına göre takılmıyor. Takılamaz da o ayrı:) Doğru oyuncuları kullanmamıza rağmen hücumda daha çok oyuncuların bireysel yetenekleri ile sayı buluyoruz. Gene Budivelnik maçından örnek vermek gerekirse 3. çeyreğin sonunda takım toplam 8 asist yapmışken sadece son çeyrek 7 asist yaparak maçı toplamda 15 asist ile tamamladık. Bunu genele yaymakta fayda var. Bunun için de özellikle Bo'nun hücumda iken oyunun içine daha çok girmesi lazım. Bo diyorum çünkü bunu Kenan Bo'ya göre daha çok yapıyor. Savunma dozunu 40 dakika boyunca en üst seviyede tutmak ve özellikle adam değişikliklerine çok dikkat etmek gerekiyor.

Tomic, Dorsey, Papanikolaou, Navarro'yu saydık ama daha bu takımda Lampe, Nachbar, Huertas, Sada ve Pullen gibi isimler var. Cidden çok üst düzey bir takım buna karşı biri bir şey derse ağzına kürek ile vururlar ama burada önemli olan rakibin ne yapacağından çok senin ne yapacağındır. Rakip kim olursa olsun ister Barcelona ister CSKA Fenerbahçe için bunun farkı olmaması lazım. Oyuncuların aklında o parkeye adım attıkları ve başlangıç düdüğü çaldığı anda takımın kendi oyununu rakibe kabul ettirmesi lazım. Maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar Barcelona'ya "Benim sahamda, benim seyircim karşısında oynuyorsun, o zaman benim istediğim gibi oynayacaksın" demesi lazım. Biraz iddialı oldu sanırım ama bence böyle olması gerekli.

Bu maçın bizim için bir diğer önemli yanı ise Euroleague seviyesinde üst düzey takımlara karşı nasıl bir oyun oynayacağımızı görmek için çok ama çok önemli bir örnek olacak. Açıkçası kazanmamız veya kaybetmemizin pek de önemli olmayacağı bir maç olacak bizim için. Kimse Barcelona'ya yenilen bir takım için "Barcelona'ya bile yenildiler" diyeceğini sanmıyorum. Tabi ki galibiyet gruptaki sıralama açısından çok önemli olmasına rağmen bizim yakaladığımız ivme açısından çok daha önemli. Barcelona gibi bir ekibi daha emekleme aşamasında olduğumuzu varsayarsak özellikle bu dönemde yenmek takımın yakaladığı rüzgâr ve öz güven açısından takıma çok şey katacağını düşünüyorum.

Maç bu Cuma saat 20.00’de Fenerbahçe Ülker Sports Arena'da. Bu maçta özellikle taraftara da çok ama çok iş düşecek. Futbol takımının Gaziantep maçı ile çakışmasına rağmen umarım taraftar bölünmez ve salon tıklım tıklım dolar. Basketbolla ilgilenmeyenler bile koç Obradoviç'den dolayı basketbola biraz daha fazla ilgi göstermeye başladılar. Demek istediğim koç taraftarı çok sever ve o salonu tıklım tıklım ister. Benden söylemesi;)









Püzant YÜCECAN

21 Ekim 2013 Pazartesi

Fenerbahçem Benim...

HIRS,İNANÇ VE İSTEK...
Emmanuel Emenike'nin Kayseri Erciyesspor maçının 90+5. dakikasında attığı galibiyet golünün ardından yaşanan bu sevinç, arkadaşlık ve dostluk havası belki de bu sezon Fenerbahçemize şampiyonluğu getirecek en büyük silahımız olacak. Hep böyle kalın çocuklar. Siz inanın yeter gerisi gelir...Her zaman dediğimiz gibi;

O FORMA İÇİN BİZ ÖLÜRÜZ, SİZ SAVAŞIN YETER...





Püzant YÜCECAN

TURKISH AIRLINES EUROLEAGUE Normal Sezon 1. Hafta Genel Görünüm (2013)


THY Euroleague Normal Sezon 1. haftası geride kalırken alınan sonuçlar, gruplardaki son durumlar, haftanın en iyi 10 hareketi ve haftanın MVP'si.

GROUP A
Budivelnik Kiev - Fenerbahce Ulker 84-102
JSF Nanterre - CSKA Moscow 59-62
FC Barcelona - Partizan NIS 67-60

Fenerbahce Ulker Istanbul 1-0
FC Barcelona 1-0
CSKA Moscow 1-0
JSF Nanterre 0-1
Partizan NIS Belgrade 0-1
Budivelnik Kiev 0-1

GROUP B
Brose Baskets - Strasbourg 84-70
Anadolu Efes - EA7 E. Armani 87-67
Zalgiris Kaunas - Real Madrid 63-83

Anadolu Efes Istanbul 1-0
Real Madrid 1-0
Brose Baskets Bamberg 1-0
Strasbourg 0-1
EA7 Emporio Armani 0-1
Zalgiris Kaunas 0-1

GROUP C
Montepaschi - Galatasaray Liv. H. 75-84
Stelmet Z. Gora - Bayern Munich 73-94
Olympiacos - Unicaja Malaga 69-61

FC Bayern Munich 1-0
Galatasaray Liv Hospital 1-0
Olympiacos Piraeus 1-0
Unicaja Malaga 0-1
Montepaschi Siena 0-1
Stelmet Zielona Gora 0-1


GROUP D
C. Zvezda Telekom - Lok. Kuban 84-87
Lietuvos Rytas - Panathinaikos 84-83
Laboral Kutxa - Maccabi Electra 84-80

Laboral Kutxa Vitoria 1-0
Lokomotiv Kuban 1-0
Lietuvos Rytas Vilnius 1-0
Panathinaikos Athens 0-1
Crvena Zvezda Telekom 0-1
Maccabi Electra Tel Aviv 0-1


THY Euroleague Normal Sezon 1. Haftanın En İyi 10 Hareketi

THY Euroleague Normal Sezon 1. Haftanın MVP'si: Nikola Mirotic, Real Madrid

THY Euroleague Normal Sezon 1. Hafta Play of the Game: Sloukas to Petway, Olympiacos Piraeus





Püzant YÜCECAN

16 Ekim 2013 Çarşamba

TURKISH AIRLINES EUROLEAGUE Normal Sezon 1. Hafta Programı (16-17-18 Ekim 2013)


16 Ekim Çarşamba
Brose Baskets - Strasbourg 21:00
Montepaschi Siena - Galatasaray Liv. H. 21:30 (NtvSpor Canlı)

17 Ekim Perşembe
Budivelnik Kiev - Fenerbahce Ulker 19:00 (NtvSpor Smart Canlı)
C. Zvezda Telekom - Lok. Kuban 20:00
Anadolu Efes - EA7 E. Armani 21:00 (NtvSpor Smart Canlı)
JSF Nanterre - CSKA Moscow 21:45
Lietuvos Rytas - Panathinaikos 21:45
Laboral Kutxa - Maccabi Electra 21:45 (NtvSpor Canlı)
FC Barcelona - Partizan NIS 22:00 

18 Ekim Cuma
Zalgiris Kaunas - Real Madrid 19:45 (NtvSpor Smart Canlı)
Stelmet Z. Gora - Bayern Munich 20:15
Olympiacos - Unicaja Malaga 21:30 (NtvSpor Canlı)


Weekly Show Euroleague 05.10.13







Püzant YÜCECAN

10 Ekim 2013 Perşembe

İlk Kupa (Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Liv Hospital: 64-62)


Yaz bitti sonbahar geldi derken birden karşımıza çıkan kış herkesi allak bullak ederken benim keyfim yerinde açıkçası. Yaz bitti üzerimdeki üşengeçliği attım, artık kahve eşliğinde bol bol bloga yazı yazma ve kitap okuma dönemi başladı. Bir basketbol blogu olarak yola çıksak da zamanla her türlü konuda yazmaya başladık ve blog bugünkü haline geldi ama biz gene özümüze dönelim ve basketbol, ağırlıklı olarak Fenerbahçe Ülker yazmaya başlayalım. Keşke daha çok vaktim olsa da basketbol hakkında daha çok yazı yazabilseydim. Neyse uzun süre aradan sonra güzel bir galibiyet ile yazmaya tekrardan başlayalım.

Fenerbahçemiz ezeli rakibi Galatasaray Liv Hospital'ı dün Samsun Yeni Yaşar Doğu Spor Salonu'nda 64 - 62 yenerek 29. Cumhurbaşkanlığı Kupasını müzesine götürme başarısını gösterdi. Rixos Cup'ta daha çok gençleri izlediğimizden, Türkiye Kupası grup elemelerinde ise benim fazla takip edemediğimden dolayı dün takımı halen eksik olmasına rağmen ilk defa doğru düzgün izleyebilmiş oldum. Hoş dünkü maçta Ömer Onan, İlkan Karaman, Oğuz Savaş, Nemanja Bjelica ve Berk Uğurlu gerek sakatlık gerekse yabancı sınırlamasından dolayı parkede yerlerini alamadılar ki bu da ayrı bir beş yapar:))

Neyse gelelim dünkü maça. Rakip geçen seneni şampiyonu hem de senin ezeli rakibin Galatasaray Liv Hospital. Sen Avrupa Şampiyonasından dolayı neredeyse en fazla 10 gün önce doğru düzgün toparlanmış bir takımsın, rakibin ise senden daha önce hazırlanmaya başlamış, daha oturmuş bir takım. Unutmadan ekleyeyim dünkü Galatasaray için her ne kadar oturmuş takım desek de bizim takım olarak oyuncuların çok fazla bir arada olamamasından dolayı Galatasaray için bunu diyorum. Yoksa Galatasaray sadece bizden önce ve bizden fazla antrenman yapabilmiş ama bence (sakatlıklar düzeldikten sonra) istedikleri sistemi oturtabilirler ise iyi bir takım olma yönünde yürüyebilirler. Bu iki takımın durumundan dolayı dün Fenerbahçe'de en çok beğendiğim olay takımın verdiği mücadele oldu. Herkes parkede iyi veya kötü gerek hücumda gerekse savunmada terinin son damlasına kadar savaştı ve maçı bırakmadı. Özellikle 3. periyotta Galatasaray 48 - 39 öne geçip maçtaki en büyük farka ulaşırken takım geçen seneki gibi moralleri bozup haydi kalk gidelim demeyip maça tutundu ve maçı bu mücadelesi ile kazandı. Özellikle savunmadaki mücadele hücuma göre daha da etkiliydi. Hücum performansımız zaten zamanla daha da çok artar ki orada pek sorun olduğunu düşünmüyorum geçen seneye göre. Geçen seneye göre ise gözle görülür en büyük fark takımın savunma performansı idi. Geçen sene pamuk helva gibi dağılan savunmamız bu sene taş gibi bir savunma olacağının ilk sinyallerini verdi. Özellikle 4. çeyreğin başlaması itibari ile yaptığımız savunmaya denecek söz yok. Peki, bu çeyrekte savunmada neler yaptık?
  1. Galatasaray Liv Hospital 2 kez 24 saniye süresini kullanamadı.
  2. Bir hücumlarında 24 saniyenin dolmasına 4 saniye kala Erceg hücum faul. Diğer bir hücumlarının bitimine 5 saniye kala Bo Erceg'in topuna  girer ve kenardan hücuma başlayan Galatasaray'da Ender acele bir 3'lük kullanır ve kaçırır.
  3. Biri Gordon diğeri de Jawai'den olmak üzere 2 kez hücumda top kaybı.
  4. Galatasaray'ın ilk çembere değen topu dakikada 7. dakikada Arroyo'nun kullandığı ve kaçırdığı 3'lük. Ki köşede Jawai ikili sıkıştırmadan topu dışarı çok iyi çıkardı. Yapamasa idi burada da bir top kaybı içten değildi.
  5. 4. çeyrekte Galatasaray'ın ilk sayısı 06:16 dakikada Jawai'den geldi. Yani 4. çeyrek ilk dört dakika Galatasaray'a potanın yüzünü göstermedik.

Peki, bu dönemde biz hücumda ne yaptık?
İşte asıl sorun burada. Ne kadar iyi savunma yapsak da hücumda pek fazla etkili olamadık. Etkili olamadık diyorum ama burada Galatasaray'ın savunmasından öte hücumda bizim yaptığımız basit top kayıpları daha etkili oldu. Bu çeyreğin başında 2 kere (Zoric - Bojan) yaptığımız hücum fauller ve Bo'nun yaptığı hatalı yürüme ile 3 kez basit top kaybı yaptık. Eğer bu basit top kayıplarını yapmasaydık belki maç daha önceden farklı bir duruma girecekti ama olmadı. Maç bitime 5 dakika kala ise maç bir o tarafa bir bu tarafa gitti geldi ve sonunda kazanan biz olduk. Bu arada son çeyrekte değinmem gereken bir konu da hücumda Emir ile bulduğumuz boş turnike. 59 - 60 önde iken Galatasaray'dan Gordon'un zorlama atışının ardından Emir ile başlayıp biten hücum. Murat Murathanoğlu bu sayıdan sonra "Maçın bu anında böyle boş turnike çok ender görülür" şeklinde yorum yaptı ama pozisyonu tekrardan izlerseniz orada Galatasaray savunmasını çok iyi kitleyen bir Fenerbahçe hücumu göreceksiniz. Emir'in hücuma başlaması sırasında orta sahadan benche dönüp Obradovic'e bakar ve cevabını alır. Koç ve Emir'in göz göze gelmesi ile orada ne tür bir hücum seti çizeceğini Emir anlar ve hücuma başlar. Emir penetreye başladığı an Zoric hemen Gordon'a perdeye gelir bu arada da Melih Arroyo ve Furkan'ı perdeleyince Emir boş kalır ve basit sayıyı bulur. Yani basit bir sayı ama zor ve iyi çalışılmış bir hücum.

Yukarıda dediğim savunma performansı zaten maçı bize kazandıran en önemli etkendi. Hücum performansına baktığımızda zaten Bo 4, Bojan 6 ve hazırlık döneminde yanan Melih 2 sayı ile oynuyor, dış atışın yok denecek kadar az olmasına (denedik ama olmadı) rağmen Galatasaray'a karşı bu maçı kazanmak basketbolda savunmanın ne kadar önemli olduğunun ayrı bir örneği.

Kişisel değerlendirmelere gelecek olursak öncelikle Emir'den başlayalım. Yeteneklerine laf edeni Allah çarpar. Hatta sabah twitterda da yazım bu konu hakkında. Emir'in yeteneklerini hepimiz biliyoruz. Her sene patladı patlayacak diye de bekledik ama olmadı. Olmamasının en büyük sebebi ise bu ender yetenekleri Emir'in kullanmaması, maç seçmesi ve keyfe keder oynaması idi. Bu sezon ise işler aksi yönde değişmek zorunda. Artık Emir bize basketbol zekasını ve yeteneklerini göstermek zorunda yoksa kendi bilir. Bu sefer koç ne Spahija ne de Simone. Benchten kalkamaz.

Kenan Sipahi. Daha 18 yaşında gencecik bir yetenek. Dün gördüğüm kadar ile söyleyeyim özellikle bazı pozisyonlarda Bo'nun yapması gerekenleri Kenan hiç çekinmeden yaptı. Olumlu veya olumsuz sonuçlanması benim için önemli değil. Önemli olan o cesareti gösterebilmesi. Bugün sayı olmaz ise yarın olur. Şutlarını biraz geliştirmesi lazım bu ilk olarak gördüğüm eksiği ki zamanla rahatlıkla geliştirebilir. Tabi onun bu performansındaki en büyük etken koçun böylesi stresli bir maçta O'na güvenip 20 dakika civarı süre vermesi ve Kenan'ın da buna olumlu karşılık vermesi idi. Benim gibi çoğu insanın Kenan'dan çok büyük beklentisi var ki Kenan'ın da bu beklentileri boşa çıkaracağını sanmıyorum. Helal çocuk bu yolda devam.

Dün özellikle savunmadaki performansı ile Bo McCalebb'i geçen seneye göre daha hırslı ve istekli buldum. Hücumda ribaundu almaya çalıştığı pozisyon bu istek ve azmi gösteren en önemli anlardan biriydi.  Fakat yukarıda da dediğim gibi yeri geldiğinde yapması gerekenleri onun yerine 18 yaşındaki Kenan sorumluluk alarak yaptı ki Bo'nun bu takımda bence özellikle de hücumda daha fazla sorumluluk alaması gerek. Ki biraz içeri gömüldünüz mi Bo'yu hücumda savunmak o kadar da zor değil aslında.

Uzunlarımıza bakacak olursak Vidmar kendini iyi geliştirmiş. Özellikle savunmada pota altını karartan bir isim diyemesem de eskiye nazaran çok çok iyi durumda. Hücumda biraz daha çalışması ve kendini geliştirmesi lazım ki iş çalışma, hırs ve isteğe gelince bu konuda Vidmar takımda en güveneceğim isimler arasında gelir. Zoric için ise Avrupa Şampiyonası'nda "Zoric?" derken dünkü maçta gayet iyi bir performans gösterdi. Özellikle yukarıda bahsettiğim son çeyrekte yapılan iyi savunmanın en baştaki isimlerinden biriydi. Ayrıca attığı 12 sayı ile de hücumda da iyi bir performans gösterdi. Umarım Oğuz da Obradovic ile yükselişe geçer de 5 numarada kafamız daha rahat olur.

Tabi bu takımda bir de Kleiza gibi bir adam var ki Avrupa Şampiyonası'nın bence en iyi isimleri arasındaydı. Dünkü maçı 11 sayı ile tamamladı ama takıma alıştıkça bu sayının artacağını hepimiz gayet net biliyoruz. Hücum performansımız dün iyi değildi ama düzelecektir dememin en önemli sebeplerinden biri de bu. Ayrıca bir de daha bu takıma Bjelica'nın katılacağını da unutmayalım.

Kısacası sezon başı böyle bir kupayı özellikle de ezeli rakibine karşı kazanmak takımın morali açısından çok çok önemli. Ha daha Euroleague için hazır mıyız? Hayır. Belli sancılı bir dönem geçirecek miyiz Euroleague'de? Galiba. Ama taş gibi bir takım geliyor. Biraz sabır. Bu arada koç ve oyuncuları bu galibiyetten dolayı yürekten kutlarım. İlk kupamız son olmasın:)) Yolumuz açık olsun...Son olarak İlker kardeşimizin dediği gibi Mutluyum:))




Püzant YÜCECAN



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...