31 Temmuz 2012 Salı

Ann Wauters...(Sporda Homofobi)



Yine bol bol küfür ve hakaret yeme potansiyelimizin yüksek olduğu bir yazımız ile karşınızdayız. Basketbol ile ilgili olanların bildiği üzere Galatasaray Bayan Basketbol şubesi geçen aylarda Belçikalı pivot Ann Wauters'ı kadrosuna kattı. Burada yazacağımız konu ise maalesef bu transferin sportif açıdan bir değerlendirmesi olmayacak.

Öncelikle bilmeyenler için burada tekrardan ufak bir hatırlatma geçelim. Belçika yasalarına göre ülkede iki bayan birbirleri ile resmi olarak evlenebiliyor. Bu bağlamda Ann Wauters da Lot Wielfaer adlı bir başka bayanla evli ve bu evliliklerinden de dünyalar tatlısı iki çocukları var. Buraya kadar bir problem yok. Kendisi tabi ki de Galatasaray'a transfer olduğundan dolayı eşini ve çocuklarını da Türkiye'ye getirecek. Getirecek olmasına getirecek de bu bazı kesimlerin herhalde zoruna gitmiş olacak ki kadına daha gelmeden saldırmaya, saldırmanın ötesinde açık açık tehdit etmeye başlamışlar. İşin daha da ilginç yanı bu saldırılara ve tehditlere karşı basketbol camiasından öyle ciddi ciddi bir tepki gelmemesi oldu. En azından sosyal medyada gördüğüm kadarıyla. 

Bu saldırıların ilk çıkış noktası ise basketfaul adlı site oldu. Yaptıkları "özel haberin" başlığı ise aynen şöyle; "Bayanla evli, çocuk sahibi Wauters Galatasaray'a gelecek mi?" Bir kere size ne efendiler kadın kimle evliyse evli, kimden çocuğu varsa var. Ahlak bekçisi mi kesildiniz başımıza diyeceğim ama ben burada bir ahlaksızlık göremiyorum. Çünkü sizin gibi içim fesat değil, çünkü sizin gibi iğrenç değilim. Haberin devamı ise daha da içler acısı maalesef. Haberin sonundaki not kısmını okuduğunuzda tüylerinizi diken diken edecek cinste. Yazılan notu aynen aktarıyorum.

"Basketfaul olarak magazin haberlerden sürekli kaçındık ve özel yaşamlarla ilgilenmedik ancak bu durum basketbol camiasında çoğu kimse tarafından bilindiği için sizlerle paylaştık. Ann Wauters sözleşmesi feshedilmez ve İstanbul'a gelirse, kucağında bu çocuklar ve yanında yukarıda fotoğrafını gördüğünüz partneri olacak.. Türk toplumu için oldukça aykırı bir durum.. Ayrıca Türk kızlarını, Türk basketbolcuları doğa dışı organizasyonlardan korumak hepimizin görevi olmalı.. Kulüplerin de.."

Türk toplumu için aykırı bir durummuş bu basketfaul sitesine göre. Öncelikle sen kimsin ki TürK toplumu hakkında böyle bir kanıya varabiliyorsun. Doğru bize koca sakallı pedofil dedeler, 13 yaşındaki küçüçük bir kıza toplu tecavüz eden kişiler aykırı olmaz iken sadece kendi hemcinsi ile evlilik yapmış bir bayan bize çok ama çok aykırı bir durum olur di mi?? 

Ahlak bekçisine bakın hele. "Türk basketbolcuları doğa dışı organizasyonlardan korumak hepimizin görevi olmalı" diyor. Hele hele. Sen kimsin arkadaş kimi kimden koruyorsun ve ne cüretle insanları senden farklı diye hedef gösterebiliyorsun?? Yarın biri çıkıp da bu kadına sadece cinsel kimliğinden dolayı bir şey yaparsa bunun bir numaralı tetikçisi sen olacaksın bunun farkındasın değil mi?? 

Sen, ben ve basketbol camiasının içinde olup özellikle bayan basketbolu ile ilgilenenler de çok iyi biliyoruz ki bugün TKBL'de oynayan ve cinsel tercihleri farklı olan bayan basketbolcularımız var. Ki o bayan basketbolcularımız şu an 2012 Londra Olimpiyatlarında senin ülken için ter döküp madalya kazanmaya çalışıyor. Sen, kızlarımız olimpiyatlardan madalya kazanarak döndüğünde ne yapacaksın bunla mutlu olmayack mısın, gurur duymayacak mısın???

Hadi şöyle bir şey düşünelim. Galatasaray X takım ile Euroleague Women finali oynuyor. Galatasaray 1 sayı ile geride, son 5 saniye top Galatasarayda. O 5 saniye içinde top Ann Wauters'ın eline gelir son saniye ve basket. Galatasaray Euroleague Women şampiyonu olur. Atacağın başlık ne olur acaba sevgili basketfaul?? "Kızlarımıza kötü örnek olan Wauters şampiyonluğu getirdi" falan olabilir mi??

Tabi bu çirkin saldırıların içinde sadece basketfaul yok. Bugün twitterda gördüğüm bu fotoğraf da rezilliğin ne boyutta olduğunu bize açıkça gösteriyor.



Haber Akit müsfettesi yazarı Furkan Altınok'a ait. Haber7com sitesi de herhalde aynı pisliğin bir oluşumu olacak ki attığı başlığın rezilliğine, iğrençliğine bakın. "Galatasaray'dan eşcinsel transfer" Allah sizi bildiği gibi yapsın. Size denecek çok söz yok aslında insan kılığındaki yaratıklar. Haberin gazetede çıkan asıl başlığı ise daha da iğrenç. "Potada Sapkınlık" başlığı ile haber yapan Akit acaba Vakit gazetesi yazarı pedofilin haberini de "Medyada Sapkınlık" olarak vermiş miydi?


Sevgili basketbol severlerden ve spor camiasından ricam bunlara gereken tepkiyi en acil şekilde vermeliyiz. Vermeliyiz ki bugün Ann Wauters derken yarın öbür gün sıra başkalarına gelecek. 



Püzant YÜCECAN

26 Temmuz 2012 Perşembe

Punisher Geri mi Dönüyor???

"What's the difference between justice and punishment?"

İlki 1989 yılında gösterime giren ve başrolünde Dolph Lundgren'in bulunduğu Punisher filmi o dönem istenilen başarıya ulaşamamıştı. Uzun seneler sonra aynı film 2004 yılında tekrar sinemaya uyarlanmış olmasına rağmen hayranlarını gene pek memnun etmemişti aynı 2008'deki Punisher:War Zone filmi gibi. 

Phil Joanou'nun geçtiğimiz günlerde düzenlenen Comic-Con 2012 için çektiği "Dirty Laundry" adı ile gösterilen 10 dakikalık kısa film için sıkı bir Punisher ön izlemesi diyebiliriz belki de.

New York'un karanlık arka sokaklarında geçen kısa filmde Frank Castle rolünde gene Thomas Jane'i görüyoruz. Tıpkı 2004 yılında çekilen filmdeki gibi. Ron Perlman'ında eşlik ettiği kısa film Punisher hayranlarını ciddi bir şekilde umutlandırmışa benziyor. Pek bir Punisher hayranı olmamama rağmen #DIRTYLAUNDRY açıkçası benim de çok hoşuma gitti. İyi Seyirler...

Not: Acaba gerçekten kısa bir Punisher filmi mi yoksa Jack Daniel's reklamı mı:))


Püzant YÜCECAN






24 Temmuz 2012 Salı

Comic-Con 2012 #The Hobbit: An Unexpected Journey



Comic-Con ile ilgili yazı yazmak cidden çok hoşuma gidiyor. Beni bilen, tanıyan arkadaşlarım gerek edebiyat gerekse sinema olsun, fantezi dünyasına ne kadar hayran olduğumu bilirler. Daha önceki yazılarımızda Marvel'in gelecekteki projeleri ile Warner Bros.'un "Man of Steel" ile ilgili yazılar yazmıştık. İki yazıyı da yazarken çok keyif almama rağmen The Hobbit'in bende çok ama çok farklı bir yeri vardır. Aslına bakarsanız sadece The Hobbit değil içinde J. R. .R. Tolkien ve  Middle-Earth'ün olduğu her şeyin bende ayrı bir yeri vardır. 

Bekle bekle bekle ve nihayet Tolkien ve Middle-Earth hayranlarının sabırsızlıkla beklediği The Hobbit: An Unexpected Journey yakında beyaz perdede hayranlarının karşısında olacak. Bildiğim kadarıyla normal şartlarda film Lord of The Rings: Return of The King'den kısa bir süre sonra beyaz perdede olacaktı fakat çıkan anlaşmazlıklar ve hukuki süreçten dolayı filmin çekilmesi bu kadar uzun sürdü. 

Tolkien'in, Lord of The Rings üçlemesinin öncül kitabı olarak bilinen The Hobbit'in ilk filmi The Hobbit: An Unexpected Journey filminin 266 günlük çekimleri bitti ve film şu an post-production aşamasında. 14 Aralık 2012'de tüm dünyada aynı anda 3D olarak (3D'yi pek sevmeyen biri olarak) gösterime girecek. Yani sadece beş ayımız kaldı:)) 

Yönetmenliğini Peter Jackson'ın yaptığı filmde Bilbo Baggins'i Martin Freeman (Sherlock dizisinin Dr. Watson'ı) canlandıracak. Lord of The Rings üçlemesinde oynayan kadrodan Ian McKellen (Gandalf), Hugo Weaving (Elrond), Andy Serkis (Gollum), Elijah Wood (Frodo) da gene filmde olacak isimler. Hatırladığım kadarıyla kitapta olmamasına rağmen yönetmen Peter Jackson'ın kadroya dahil ettiği Cate Blanchett Galadriel karakterini canlandırırken Orlando Bloom ise Legolas karakterini canlandıracak. Filmin müzikleri ise Howard Shore'a ait olacak. 

Comic-Con 2012 The Hobbit panelinde karşımıza çıkan ilk şey (ki bu panelden birkaç gün önce tanıtıldı) The Hobbit'in Comic-Con 2012 için hazırlanan afişi oldu. Afişte Gandalf'ı Shire'a doğru ilerlerken görüyoruz.


Ayrıca Comic-Con 2012 kapsamında düzenlenen The Hobbit panelinde filmin 12 dakikalık kısa bir gösterimi  de yapıldı. Gösterilen ilk sahnede Gandalf, (Ian McKellen) 13 cüce ve Bilbo Baggins'i (Martin Freeman) görmekteyiz. Diğer bir sahnede ise yine Gandalf'ı genç Galadriel'den tavsiye alırken görüyoruz. Son sahnede ise hepimizin hayran olduğu Gollum (Andy Serkis) karakteri ile Bibo Beggins'in arasında geçen bir konuşmaya şahit oluyoruz. Tabi bunları izlemiş olmak için San Diego'da olmak lazımdı. Panel ile ilgili detaylı yazıların olduğu resmi siteden alıntıdır bunlar. 



 Daha önceleri yayınlanan filmin offical trailer'ı...

The Hobbit: An Unexpected Journey ile ilgili kendi wallpaperınızı kendiniz yaratmak istiyorsanız mutlaka ziyater ediniz:)) 






23 Temmuz 2012 Pazartesi

Batman vs. Captain America...



Geçenlerde Youtube'da dolaşırken böyle bir şey karşıma geldi. Captain America'yı biraz çelimsiz göstermelerinin dışında video gayet güzel olmuş. Lütfen sonuna kadar videoyu izleyin sonunda sizi güzel bir sürpriz bekliyor:))


Püzant YÜCECAN

22 Temmuz 2012 Pazar

Man of Steel Teaser Trailers...


Daha önceki Comic-Con 2012 #Man of Steel yazımızda yazdığımız gibi dün itibari ile Man of Steel'in ilk Teaser Trailerı (kısa fragman) yayınlandı. Yayınlanan iki fragmandaki görüntüler aynı olsa da sesler farklı. İlk fragmanda Kevin Costner (Jonathan Kent) oğlu Clark Kent'e ne tür bir insan olmak istediği konusunda karar vermesi gerektiğini söylerken ikinci fragmanda Russell Crowe (Jor-El) Kal-El'e kaderinin kendi gelişimlerinin son evresinde insanlığa ilham kaynağı ve liderlik etmesi olduğunu söylemektedir.


Kevin Costner (Jonathan Kent) sesi ile;

Russell Crowe (Jor-El) sesi ile;




Püzant YÜCECAN







20 Temmuz 2012 Cuma

Comic-Con 2012 #Man of Steel



Daha önceki Comic-Con yazımızda Marvel'in önümüzdeki seneler için çekmeyi planladığı ve hali hazırda çektiği filmleri incelemiştik. Bu yazımızda ise ilki 1978 yılında çekilen ve büyük bir hayran kitlesine sahip olan Superman'in en son filmi olan "Man of Steel"e ufak bir bakış atacağız. 

Yönetmenliğini Zack Snyder'in üstlendiği filmde Superman/Clark Kent karakterini Henry Cavill canlandıracak. Filmin kadrosundaki diğer isimler ise; Amy Adams (Lois Lane), Russell Crowe (Jor-El), (kendilerinin büyük hayranıyız:)) Kevin Costner (Jonathan Kent), Diane Lane (Martha Kent), Michael Shannon (General Zod) ve Perry White rolünde ise Laurence Fishburne olacak. Benim için güzel bir haber de filmin müziklerinin usta isim Hans Zimmer tarafından yapılacak olması. 

Bunlar zaten daha önceden de bilinen detaylardı. Yenilikler neler peki:)) Öncelikle hemen şunu söyleyelim Comic-Con kapsamında düzenlenen "Man of Steel" panelinde filmin gösterim tarihinin 14 Haziran 2013 olacağı duyuruldu. 

Filmin ilk sinematik trailerı ise bugün Amerika'da gösterime giren diğer bir Warner Bros. filmi olan "The Dark Knight Rises" filminden önce olacak. İnşallah haftaya Türkiye'de de gösterime girdiğinde biz de görebiliriz. Yeni Superman filmi "Man of Steel"in ilk  resmi posteri de ayrıca panelde hayranlarına tanıtıldı. 



Yapılan açıklamaya göre Man of Steel'in çekim aşaması tamamlandı ve şu an film post-production aşamasında. 

Yönetmen Zack Snyder'in yaptığı açıklamaya göre bu filmin serinin daha önceki filmlerine göre daha karanlık olacağı. Ayrıca gene serinin diğer filmlerinde seyirciye yansıtılan "Superman The Nice Guy" yerine daha sıkı ver sert bir Superman karşımıza çıkacak. Bu bağlamda her zaman traşlı olarak gördüğümüz Clark Kent yani Superman'i ilk defa bu filmde sakal bırakmış şekilde karşımıza çıkacak.


Şimdi yazacaklarım spoiler içerir. Bundan dolayı okumak istemeyebilirsiniz ben önceden uyarayım. Man of Steel filminde serinin diğer filmlerinde karşımıza çıkmayan bir olay ile karşı karşıya kalacağız. Bu filmde Superman'in kanunlarla başı dertte olacak. Bunu Comic-Con kapsamında gösterilen filmin ilk ön izleme görüntülerindeki Superman'in güvenlik güçleri tarafından kelepçeli bir şekilde götürülüşünden anlıyoruz. 

İlk ön izleme görüntülerinde karşımıza General Zod çıkıyor fakat Synder'in yaptığı açıklamaya göre asıl kötü karakterimiz General Zod'un olmayacağı yönünde. Kendisi bu ismi biraz da sürpriz olarak kalmasını istiyor kanımca. 

İlk ön izlemede gözümüze çarpan diğer bir konu ise Superman'in gerçek kimliğini ailesinden başka birinin daha bildiği. Bunun kim olduğunun tam olarak bilinmese de tahminlere göre Superman'in gençlik döneminde kurtardığı okul otobüsü sırasında kendisini görmüş olabileceği söyleniyor. Ki burada bir kadının "my son was in the bus" diyerek bağırmasının ardından Clark'ın ne yaptığını görmüş olması muhtemel. 

Filmde gelen bilgiler şu an bu kadar. Yeni bilgiler geldikçe burayı update ederiz. Umarım hayal kırıklığına uğradığım Superman Returns'den sonra Man of Steel ile tekrardan Superman'e olan hayranlığımız artarak devam eder.

Russell Crowe (Jor-El)

Amy Adams (Lois Lane)

 Bu da yeni Kryption Modası:))


Comic-Con 2012 #Marvel ile ilgili olan yazıyı buradan okuyabilirsiniz..




Püzant YÜCECAN

Orada Neler Oluyor...(Iron Man 3)



Geçen nereden bilgisayara kaydettiğimi bile unuttuğum bir fotoğraf. Iron Man 3'ün çekimlerinden bir kare. Profesyonel bir çekim veya Marvel'den basına çıkan bir fotoğraf da değil ayrıca. Filmin çekildiği yerde yaşayan birinin çektiği bir fotoğraf. Iron Man (Robert Downey Jr.) birilerinin hayatını kurtarıyor ve büyük bir olasılıkla bir uçak kazası diye tahmin ediyorum.Fotoğrafa dikkatli bakacak olursak ortadaki pilot kıyafetli sırtı dönük olan adam ve hemen karşısındaki ters duran hostes kıyafetli bayandan dolayı. En azından benim tahminim bu şekilde. 



Püzant YÜCECAN

19 Temmuz 2012 Perşembe

Comic-Con 2012 #Marvel



Bu sene 43. kez düzenlenen dünya çapındaki en büyük çizgi roman fuarı olan Comic-Con İnternational bu sene de 12-15 Temmuz tarihleri arasında Amerika'nın San Diego şehrinde gerçekleştirildi. Dört gün süren fuar çizgi roman, fantastik sinema/dizi, bilgisayar ve konsol oyunları severler için bayağı doyurucu geçmiş gibi gözüküyor...

Öncelikle çizgi roman dünyasının en büyük isimlerinden biri olan Marvel ile başlayalım. Marvel bu sene Comic-Con'da adeta bir gövde gösterisi düzenleyerek bu sektörde "1 Numara" adeta benim diyerek önümüzdeki yıllar için bombalarını birer birer patlattı.


Öncelikle hepimizin bildiği Iron Man 3 ile başlayalım. Comic-Con kapsamında düzenlenen Iron Man 3 panelinde Iron Man 3 hayranları için güzel haberler geldi. Şu sıralar çekimleri devam eden Iron Man 3 filminin 03 Mayıs 2013 de gösterime gireceği açıklandı. Dördüncü kez (The Avengers ile beraber) Tony Stark/Iron Man karakteri ile karşımıza çıkacak olan Robert Downey Jr.'a bu filmde Gwyneth Paltrow, Don Cheadle, Jon Favreau ve Guy Pearce gibi ünlü isimler eşlik edecek. Filmin kötü karakteri ise Iron Man'in ezeli düşmanlarından biri olan Mandarin olacak. Mandarin rolünde ise Ben Kingsley'yi göreceğiz. İlk iki filmin yönetmeni olan Jon Favreau'nun yerine bu sefer yönetmen koltuğunda ise Shane Black bulunuyor. Her ne kadar  Jon Favreau filmin yönetmen koltuğunda olmasa da kendisini gene Happy Hogan rolünde bu filmde de görebileceğiz. 
Filmin piyasaya çıkış tarihinin duyurulmasının yanı sıra fuarda ayrıca Iron Man 3 filminde kullanılacak olan zırh da ilk kez gün yüzüne çıktı.


Robert Downey Jr.'ın "Iron Man 3" paneline girişi...Bir insan bu kadar karakteri ile özleşebilir. Ukala, şımarık ve kendini beğenmiş olsa da biz seviyoruz bu adamı:))

Robert Downey Jr. küçük hayranları ile buluşuyor:))

Gelelim Marvel'in asıl hayranlarını heyecanlandıracak haberlerine. Şunu söylemem lazım ki 2013 ve 2014 yılları fantastik film severler için dopdolu yıllar olacak. Marvel Stüdyoları önümüzdeki seneler için çekeceği filmlerin ilk  afişlerini, filmlerin orijinal isimlerini ve gösterim tarihlerini yapılan panelde hayranlarına duyurdu.



Bunların ilki ve bir aksilik olmadığı takdirde en önce gösterime girecek olan film "Thor:The Dark World" olacak. 8 Kasım 2013 tarihinde gösterime girecek. Film hakkında Marvel düzenlediği panelde hayranlarına ser verip sır vermedi adeta:) Kadro olarak bir iki ufak değişiklik harici genel olarak ilk filmdeki kadronun neredeyse tamamı ikinci filmde de olacak. İlk filmin yönetmeni Kenneth Branagh yerine bu sefer yönetmen koltuğunda Game of Thrones serisinde de yönetmenlik yapan Alan Taylor bulunuyor. Ayrıca ilk filme göre Thor'u bu sefer biraz daha Viking tarzı göreceğiz. Filmin çekimlerine Londra'da başlandı.



Diğer bir filmimiz ise "Captain America:The Winter Soldier". Film 4 Nisan 2014 tarihinde gösterime girecek. Filmin çekimlerine ise Ocak 2013 de başlanacak ve Captain America rolünde ilk filmde olduğu gibi gene Chris Evans olacak. Panelde Marvel'in CEO'su Kevin Feige'nin söylediğine göre Captain America yeni filminde de S.H.I.E.L.D'ın bir üyesi olarak kalmaya devam edecek. Bu da demektir ki Captain America'nın devam filminde S.H.I.E.L.D'in diğer üyelerini de görmemiz mümkün olabilecek. Feige'e sorulan sorulardan biri ise Captain America'nın devam filminde bir yardımcısı olacak mı? Ki "The Winter Soldier" olarak bilinen karakter aslında orijinal çizgi romandaki Captain America'nın yarıdmcısı Bucky Barnes (daha sonradan Winter Soldier) dir ki Feige'de soruya yanıt vermemiş ve gazeteciye bunu hatırlatmıştır. 


Bu üç devam filmlerinin ardından Marvel iki yeni projesini de Comic Con 2012 kapsamında hayranlarına duyurdu. 


Bunlardan ilki Marvel'in bugüne kadar beyazperdeye aktardığı çizgi romanlar kadar meşhur olmayan Guardians of Galaxy. Filmin gösterime giriş tarihini 1 Ağustos 2014 olarak duyurdu Marvel. Panelde  Guardians of Galaxy'nin Charlie Wen tarafından yapılan ilk konsept çizimi de yayınlandı. Buna göre filmde yer alacak galaksi koruyucuları ise Star-Lord, Rocket Raccoon, Drax the Destroyer, Gamora ve Groot olacak gibi. Marvel, Guardians of Galaxy ile ufak çaplı bir risk almış gibi gözüküyor bana kalırsa. Nedeni ise yukarıda da belirttiğim gibi Iron Man, Captain America vs vs gibi popüler olmayan hatta çizgi romanları bile oldukça karışık olan bir evreni anlatacak bu filmde Marvel. Çizgi romana göre Guardians of Galaxy ekibi diğer Marvel süper kahramanlarının aksine galakside ortaya çıkan tehlikeye karşı daha saldırgan bir tavır içerisinde bulunmaktadır. Sonunda ise karşılarında çizgi romanın kötü karakteri olan Thanos'u bulurlar.(Hani Avengers'ın sonunda gördüğümüz karakter) Bu da bize Guardians of Galaxy ile Avangers 2'nin bir şekilde bağlanacağı kanısını uyandırıyor. 




Marvel'in diğer bir yeni projesi ise Ant-Man. Marvel filmin oyuncu kadrosu ve gösterime çıkış tarihi hakkında pek açıklama yapmadı panel esnasında. Sadece şu an bildiğimiz filmin yönetmen koltuğunda Edgar Wright'ın olacağı.

Ve Marvel yeni filmlerini duyurur...Bizim de ağzımızın suyu akarak buralardan izleriz:))



Püzant YÜCECAN 





17 Temmuz 2012 Salı

Obamas On The Kiss Cam...


Londra 2012 Olimpiyatları için geri sayım hızla devam ederken Amerika Basketbol Milli Takımı nam-ı diğer Dream Team dün Washington Verizon Center'da Brezilya'ya karşı bir hazırlık maçı yaptı. Lebron James'in 30, Kevin Durant'in 11 sayıyla tamamladığı maçı Dream Team 80 - 69 kazandı. Maçı asıl enteresan kılan ise Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barac Obama ve eşi First Lady Michelle Obama oldular.
Maçın ikinci çeyreğinde mola esnasında Başkan ve eşi Verizon Center'ın dev skorbordunda "Kiss Cam"'de görüntülenince taraftarın da yoğun isteği ve tezahüratları eşliğinde Başkan Barac Obama eşi First Lady Michelle Obama'yı dudaklarından öptü. Ardından da çift birbirine sarılarak kahkahalar attılar. 
O an maçı izlediğim tüm arkadaşlarımın aklına aynı soru geldi..."Ya Türkiye'de böyle bir şey olsaydı??":))







Püzant YÜCECAN

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Fenerbahçe Ülker THY Euroleague Normal Sezon Maç Programı...



THY Euroleageu 2012-2013 sezonu kuraları dün İspanya'nın Barcelona şehrindeki Mediapro Auditorium'da çekildi. Temsilcilerimizden Fenerbahçe Ülker A Grubunda Panathinaikos Athens, Real Madrid, BC Khimki Moscow R., Union Olimpija Ljubljana ile aynı gruba düşerken Fenerbahçe Ülker'in bulunduğu A grubunda yer alacak son takım öne eleme sonucu oynanan maçların ardından gruplara katılmaya hak kazanan takım olacak. Unics Kazan, Ulm, Le Mans, Donestk, Cez Basketball, Telent Oostende, Cantu, Lukoil Academic öne elemden mücadele edecek takımlar.

Fenerbahçe Ülker'in bulunduğu A grubundaki maçları ise şöyle;


Group A
Panathinaikos Athens
Real Madrid
BC Khimki Moscow R.
Fenerbahçe Ülker
Union Olimpija Ljubljana
QR Champion


1. Hafta (11-12 Ekim)
Fenerbahçe Ülker - BC Khimki Moscow R.
2. Hafta (18-19 Ekim)
Union Olimpija Ljubljana - Fenerbahçe Ülker
3. Hafta (25-26 Ekim)
Fenerbahçe Ülker - Real Madrid
4. Hafta (1-2 Kasım)
Fenerbahçe Ülker - Panathinaikos Athens
5. Hafta (8-9 Kasım)
QR Champion - Fenerbahçe Ülker
6. Hafta (15-16 Kasım)
BC Khimki Moscow R. - Fenerbahçe Ülker
7. Hafta (22-23 Kasım)
Fenerbahçe Ülker - Union Olimpija Ljubljana
8. Hafta (29-30 Kasım)
Real Madrid - Fenerbahçe Ülker
9. Hafta (6-7 Aralık)
Panathinaikos Athens - Fenerbahçe Ülker
10 Hafta (13-14 Aralık)
Fenerbahçe Ülker - QR Champion


Takımımıza şimdiden başarılar dileriz. Umarım geçen seneden daha iyi bir sonuç alırız. 



Püzant YÜCECAN

THY Euroleague 2012-13 Normal Sezon Grupları


THY Euroleague 2012-13 sezon kuraları dün İspanya'nın Barcelona şehrindeki Mediapro Auditorium'da çekildi. Temsilcilerimizden Fenerbahçe Ülker A Grubu, Beşiktaş D Grubu ve Anadolu Efes ise C Grubu'nda mücadele edecekler. 

Beşiktaş ve Anadolu Efes'in tüm rakipleri kesinleşir iken Fenerbahçe Ülker'in grubundaki son takım ön elemeden sonra belli olacak. Fenerbahçe Ülker'in son rakibi Unics Kazan, Ulm, Le Mans, Donetsk, Cez Basketball, Telent Oostende, Cantu, Lukoil Academic takımlarından biri olacak.

THY Euroleague 2012-13 sezonu 11-12 Ekim tarihlerinde oynanacak maçlar ile başlayacak. Normal sezon 13-14 Aralık tarihlerinde oynanacak son karşılaşmalar ile tamamlanacak.

Bu sezon Euroleague geçen sezonlara göre biraz daha farklı olacak. Öncelikli olarak Euroleague Yönetimi'nin yaptığı açıklamaya göre normal sezon öncesi oynanan ön eleme turu maçları tek ayaklı olacak. 8 takımın yer alacağı ön elemeden normal sezon gruplara sadece bir takım katılma hakkı kazanacak.

Asıl önemli olan değişiklik ise normal sezon sonrası Top 16'da yaşanacak. Geçen senelerde normal sezon sonrası kura çekimi ile dört yeni grup oluşturuluyordu. Bu sezon ise Top 16'ya yükselen 16 takım E ve F grupları olmak üzere iki ayrı gruba ayrılacak. Bu statü değişikliği ile seyirci daha fazla maç izleme olanağı bulacak. Eşleşmeler ise şu şekilde olacak.

E Grubu: A1, C1, B2, D2, A3, C3, B4, D4
F Grubu:B1, D1, A2, C2, B3, D3, A4, C4

Oynanacak 14 maçın ardından ise grubunda ilk 4 sırayı alan takımlar çeyrek finale yani TOP 8'e yükselmiş olacak. Çapraz eşleşme ile de TOP 8 belirlenmiş olacak. 

Yapılan diğer bir değişiklik ise maç günlerinde olacak. Geçen sezona kadar Çarşamba ve Perşembe günleri oynanan maçlar bu sezon Perşembe ve Cuma günü oynanacak. 



Group A
Panathinaikos Athens
Real Madrid
BC Khimki Moscow R.
Fenerbahçe Ülker
Union Olimpija Ljubljana
QR Champion



Group B
Maccabi Electra Telaviv
Montepaschi Siena
Alba Berlin
Unicaja Malaga
Asseco Prokom Gdynıa
Elan Chalon-Sur-Saone





Group C
Olympiacos Piraeus
Cja Laboral Vitoria
Anadolu Efes İstanbul
Zalgiris Kaunas
EA7 Emporio Armani
Cedevita Zagreb




Group D
FC Barcelona Regal
CSKA Moscow
Partizan MT:S Belgrade
Lieetuvos Rytas Vilnus
Brose Baskets Bamberg
Beşiktaş JK İstanbul




Püzant YÜCECAN

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Teşekkürler Babacığım...(Son Sözümüz Fenerbahçe)


Çok yazın vermiş olduğu rehavet az benim tembelliğimden dolayı uzun süredir buralara uğramıyorduk. Dün akşam Fenerbahçe Tv'de yayımlanan "Son Sözümüz Fenerbahçe" belgeselinden sonra bir şeyler karalamak geldi içimden. Öncelikle belgeselin yapımında emeği geçen herkese binlerce teşekkürler. Dün bizi hem ağlattınız hem gururlandırdınız. Gerek belgeseli izlerken gerekse bittiğinde hep aklımdan şu cümle geçti; "İyi ki Fenerbahçeliyim". 

Evet "İyi ki Fenerbahçeliyim" ve bu cümleyi her kurduğumda aklıma babam geldi. Dün gece Twitter'da da yazmıştım ama burada tekrardan yazalım. Ne duygusallık ne de popülizm cidden babamdan bana bir çöp bile kalmadı. Ondan bana kalan tek miras Fenerbahçe idi. Tekrardan hepinizin huzurunda babama bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Teşekkürler babacığım bana böylesine güzel, böylesine anlamlı bir miras bıraktığın için. Daha sonra oturup babam ile izlediğim maçları düşünmeye başladım. Gerek mabed de gerekse televizyon başında kendisiyle birçok maç izlemiştik. Daha çok ufak yaşlarda Fenerbahçem ne zaman penaltı kazansa babamı kızdırmak için "Kaçıracağız" derdim. O da bana "O zaman sen de kaçacak yer ara"derdi:)) O zamandan başlamışız totem yapmaya demek ki:)) Bir keresinde bir Avrupa maçıydı sanırsam rakibin ismini hatırlayamıyorum ama kazandığımız penaltıyı gole çeviremeyince cidden beni evin içinde kovalamıştı:))

Bu anılar arasında hafızamı daha da zorlayayım dedim ve babam ile izlediğim, hafızamın en derinliklerinde kalan en eski maçı hatırlamaya çalıştım. Aslında o anı orada duruyordu ama ben bir türlü çıkaramıyordum. Sonra aniden gözlerimin önünde belirmeye başladı. 

3 Mayıs 1989. Doğum günümün ertesi ve sıcak bir bahar günüydü. Sabah okuldan erken çıkıp evde babamla Fenerbahçemin maçını izleyeceğimi bilerek gayet mutlu ve mesut bir şekilde evden ayrılmıştım. 8 yaşındaydık ve daha 1. sınıfa gidiyorduk. Neyse öğleden sonra babamın gelip beni okuldan aldığını hatırlıyorum saat 14:00 falandı tam hatırlamasam da. Eve gelip çantayı bir kenara önlüğümüzü başka bir tarafa atarken annemin "Onları yerine koy" bağırışları arasında babamla geçtik ekran başına. Tam olarak hatırlayamıyor açıkçası dönemin Federasyon Kupası bugünkü adı ile Türkiye Kupası ya çeyrek final ya da yarı final rövanş maçıydı. İlk maç Kadıköy'de 2-2 bitmişti. Sıra gelmişti Ali Sami Yen'deki ikinci maça. Maçın başlama saati 15:00 idi. Kadromuzu tam olarak hatırlayamasam da (internetten bakıp yazmak istemedim) aklımda kalan isimler kalede Toni Schumacher (sayesinde mahalle maçlarında her kaleci olduğumda mutlaka şapkamı takmışımdır), defansta Müjdat, orta sahada Oğuz, Rıdvan ilerde ise Aykut ve Hasan. Teknik direktörümüz ise hala önünde saygıyla eğildiğim Todor Veselinovic idi. İlk 45 dakika bittiğinde Galatasaray Tanju'nun yaptığı Hat-trick ile Fenerbahçe karşısında 3-0 önde idi (Tanju'ya sinir oluşum bu maç ile başlar) ve ben 3-0'lık skor karşısında hüngür hüngür ağladığımı hatırlıyorum. Babam dayanamamış artık inanarak mı yoksa küçük oğlunu teselli etmek için midir hiçbir zaman bilemeyeceğim bir şekilde bana "Ağlama oğlum daha maç bitmedi" demişti. 


Hakikaten de babamın dediği çıktı maç daha bitmemişti. İkici yarıya fırtına gibi başlıyordu Fenerbahçe. Önce Aykut çıktı sahneye. İkinci yarının hemen başında Rıdvan'nın adrese teslim pasıyla 0'a kadar inen Aykut nefis bir gol ile durumu 3-1'e getiriyordu. Ardından gene Rıdvan Rıdvan Rıdvan. Neredeyse orta sahadan altığı topu Galatasaray ceza sahası içine kadar getirip topu Hasan'a al da at dercesine bırakıyor ve Hasan da skoru 3-2'ye getiriyordu. Durum 3-2 olmuştu ve ben artık o 8 yaşındaki çocuk dişlerini sıkmaya başlamış "Hadi Fener hadi" diyordum. Ben ekran başında ne kadar inanmışsam futbolcularımız da onun kat be kat fazlasına inanmışlardı bu maçı kazanacaklarına. Ve beklenen an gelmişti. Rıdvan'ın bu sefer Galatasaray ceza sahasının sağ tarafından yaptığı ortaya müthiş bir vole ile karşılık veren Hasan durumu 3-3'e getirmişti. Babama nasıl sarıldığımı hatırlamıyor bile. 3-0'dan 3-3 olmuştu daha ne olsun. İşte o an. Belki de hayatım boyunca unutamayacağım anlardan biri olacak o an gelmişti. Orta sahadan topu alan Rıdvan ceza sahası içine doğru hareketlenen Hasan'a ölçerek, biçerek öyle bir pas veriyor ki top Hasan'ın sağ yağında bitiveriyor. Sağ ayağında bitiveren topu hemen sol ayağına alan Hasan, Simoviç'i görür görmez de şutunu çekiyor. Veeee top ağlarda. İlk yarıyı 3-0 geride kapayan Fenerbahçe skoru 4-3'e getiriyor. Babamla havalardayız adeta:)) Maç sonrası sevinç, mutluluk gözyaşı.


Anılarım arasında en güzel yeri kaplayan bu maçı hala ne zaman izlesem o günlere döner ve gözyaşlarıma hakim olamam. O gün daha sadece 8 yaşında olan o küçük çocuk şu an 31 yaşında. Günbegün büyüdü Fenerbahçe sevgisi içimizde. Daha çok bağlandık daha çok sevdik. O günden sonradır ki hiçbir Fenerbahçe maçında bitiş düdüğü çalmadan maçı yarıda bırakıp gitmemem. 

Ve işte o gün anlamıştım aslında Fenerbahçe söyleyecekti hep son sözü ve bizim de Son Sözümüz Fenerbahçe olacaktı. 



Püzant YÜCECAN
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...