26 Kasım 2011 Cumartesi

Bu Sefer Olmadı...Caja Laboral:90 - Fenerbahçe Ülker:85




Fenerbahçe Ülker Turkish Airlines Euroleague'in 6. haftasında deplasmanda İspanya temsilcisi Caja Laboral'a normal süresi 73-73 biten maçta uzatmalar sonucu 90-85 mağlup olarak Turkish Airlines Euroleague'de üçüncü mağlubiyetini aldı. 

Maçın ilk çeyreğini 16-14 geride tamamlayan Fenerbahçe Ülker, ikinci çeyrekte kendine gelmeye başladı. Bu çeyrekte hücumda Bogdanovic ile sayılar bulan Fenerbahçe Ülker savunmada rakibin dış atışlarına engel olamayınca fark bir aralar 7 sayıya kadar çıktı. Çeyreğin son 4 dakikasına girilirken koç Spahija daha önceden de etkili olan 4 kısa + 1 uzun sistemine dönünce Fenerbahçe Ülker farkı kapamayı bildi. Bu sistemde Thabo Sefolosha'nın etkili oyunu ve çeyreğin sonunda bulduğu 3'lük ile ilk yarıyı 38-42 önde kapamayı bildik.
3.çeyrekte de iyi oyununu devam ettiren takımımız ilk yarıda yakaladığı 6 sayılık farkı bu çeyrekte de korumayı başarınca periyodu 54-60 önde kapamayı başardı.
Bugüne kadar oynadığı çoğu maçın son çeyreğinde gösterdiği üstün performansla maçlarını kazanmasını bilen Fenerbahçe Ülker'de bu sefer çarklar tam aksine işledi. 4. çeyreğe 6 sayılık avantajla giren takımımız rakibin dış şutlarına bir türlü çözüm bulamadı ve çeyreğin ilk 3 dakikasının sonunda maçta eşitlik sağlandı. Maçın bitimine 2 dakika kala 71-65 Caja Laboral'ın üstünlüğü ile girildi. Bu dakikadan sonra takımımızın yaptığı sert savunma hücumda da sonuç verdi. Jerrells ve Sefolosha'nın faul çizgisinden sayılar bulması ile son 24 saniyeye 73-73 eşitlikle girilirken son saniyede Teletovic'in dışarıdan atışından rakip sayı bulamayınca maç uzatmaya gitti.
Uzatma dakikaları ise takımımız adına adeta bir hayal kırıklığı oldu. 5 dakikalık uzatma periyodunda 17 sayı yiyip 12 sayı atan takımımsımız salondan 90-85 mağlubiyet ile ayrıldı. Uzatmada atılan 12 sayının içinde Ukic'in son saniyede bulduğu 3'lüğün de olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Aslına bakılırsa Fenerbahçe Ülker için çok da kötü oynadı demek takıma haksızlık olur. Uzatmalar ve son çeyrek hariç iyi bir performans sergileyen takımımız, uzatmada topu  pota altına indiremeyince ve birebirlerden de sonuç alamayınca maalesef grup lideri olma şansını elinden kaçırdı. Zaten takımında en büyük sıkıntılarından biri hala hücumda belli bir oyun setimizin olmaması. Birebirlere kaldığımızda ise sayı bulamayınca işler hücumda pek de olumlu gitmiyor. Buna takımdaki oyun kurucu sorunu da eklenince hücumda oyucularımızın bireysel yetenekleri hariç sayı bulmakta zorlanıyoruz. Savunmada ise takımda sezon başına göre toparlanma gayet net bir şekilde görülüyor. Özellikle Oğuz-Vidmar ikilisi bu bölgede iyi işler yapmaya başladı. İlk maçta Teletovic'den dili çok yanan Fenerbahçe Ülker 2. maçta onu iyi kapamasına rağmen rakibin inanılmaz 3 sayılık atışlarına engel olamadı. Zaten maçı da kaybetmemizdeki en önemli etken de bu oldu. Attıkları 90 sayının 42'sini üçlük çizgisinin gerisinden buldular. Tabi Caja Laboral'in bu galibiyetinde San Emeterio'nun olağanüstü performansını pas geçsek haftanın MVP'sine ayıp etmiş oluruz. Maçı 23 sayı+8 ribaunt+2 asist ile tamamlayan San Emeterio hem takımının hem de sahanın en skorer ismi olmayı başardı. Bennet Cantu maçında gördüğümüz kıpırdanma izlerini bu maçta da gördük. Maçtan mağlup ayrılmamıza rağmen takımda gördüğüm istek ve direnç açıkçası beni memnun etti. 

Maçın kötülerinden bahsetmek gerekirse herhalde James Gist'in adını anmazsak olmaz. Öncelikle söylenmesi gereken Gist'in çok ciddi anlamda pozisyon problemi var. Ne zaman nerde durması gerektiğini bilmiyor ve çok savruk oynuyor. Gist öyle bir yerde duruyor ki ne adamını tutuyor ne de savunmaya yardıma gidiyor. Dolayısıyla rakibin hücumuna yağ sürüyor. Başlarda kötü oyununun oyun kurucu kaynaklı olduğunu düşünsem de bu maçta beni tamimiyle yanılttı.

Kötüler arasında maalesef bu maçta Emir'i de katmak zorundayız. Bu maçtaki kötü performansıyla sadece 8:15 saniye süre alıp takımımız adına parkede en az süre alan oyuncumuz oldu. Fakat açık konuşmak gerekirse eğer elinizde Emir gibi bir oyuncu varsa ne olursa olsun bu oyuncuyu kullanmanız lazım. Maça kötü başlamış olabilir ki asla bu bir bahane olamaz. Eğer sen koç olarak Ukic'e 26 dakika dayanabiliyorsan Emir'e hayli hayli dayanman lazım. Emir'inde artık Euroleague'in üst seviye oyuncularından biri olduğunu  kanıtlaması lazım. Bunu yapamadığı takdirde maalesef Avrupa'nın sıradan oyuncuları arasında yok olup gidecek.

Ukic’e ayrı bir parantez açmak lazım. Bilindiği gibi takımımızın en büyük sorunu istikrar. Maç içinde dönem dönem 7-8 dakikalık periyotlarda çok iyi performans sergiliyoruz. Bu sürelerin daha fazla olabilmesi içinde Ukic'in artık takıma katılması lazım. Şu ana kadar seyrettiğimiz Ukic, takıma hala ayak uydurabilmiş değil. Bunla beraber de takım arkadaşlarını oynatabilecek lider sorumluluğunu üstlenemiyor ki bunu yapabildiği takdirde bu 7-8 dakikalık periyotlar eminim ki daha da uzayacak. Şu andaki Ukic'de bunu görebildiğimizi söyleyemeyiz. Fiziksel olan sorunları mental sorunlara dönmeye başlıyor ki bu hem kendi hem de takım adına çok ama çok olumsuz sinyaller veriyor.

Sezon başında sorunlu olan pota altı bölgemiz ise son maçlara baktığımızda bir nebze de olsa iyileşmiş durumda. Oğuz ve Vidmar ikilisi bu maçta da iyi işler çıkardılar. Vidmar'ın iyi olduğunu zaten en baştan beri biliyor ve söylüyorduk. Tek sorunu az süre alması idi ki artık Koç Neven Spahija bu yanlışından dönmüş görünüyor. Bu maçı 6 sayı+4 ribaunt ile tamamlayıp istatistik kâğıdına pek fazla bir şey yansıtmamasına rağmen bana göre savunmada çok önemli işler yaptı. Hücumda ise Oğuz artık kendine gelmiş durumda. Avrupa Şampiyonasından adeta bir enkaz olarak dönen Oğuz maçı 14 sayı+4 ribaunt ile tamamlarken gecenin iyi isimleri arasına girmeyi başardı. Savunmada biraz daha sert ve hızlı olabildiği takdirde tadından yenmez açıkçası. :))

Geldiği günden beri eleştirdiğimiz Curtis Jerrells da bu maçta gösterdiği performans ile övgüyü hak eden isimler arasına girmeyi başardı. Bilbao Basket maçının son çeyreğinde yaptığı doğru işleri bu sefer maçın başından sonuna kadar yapmayı başardı Jerrells. Öncelikle savunmada çok gayretli olduğunu söyleyebiliriz. Yapması gereken topa baskı ve sert savunmayı çok iyi bir şekilde uyguladı. Hücumda ise zorlama atışlar kullanmadı. Yaptığı en iyi işi yapıp içeri penetre etti ve buradan da hem sayılar buldu hem de rakibin bolca faul almasına sebep oldu. Maçı da 13 sayıyla tamamladı ki aynı şekilde oynadığı Bilbao Basket maçını da 15 sayıyla ulaşmıştı. Bu şekilde oynamadığı diğer maçlarda çift haneli sayılara ulaşamadığını hatırlatmakta fayda var.

Maçın istatistiklerine bakacak olursak geride kalan beş maça nazaran üçlük yüzdemizin artması takım için çok önemli bir sinyal. Maç boyunca 17 üç sayılık atış deneyen Fenerbahçe Ülker bunların 9'unda isabet bularak %52,9'luk bir yüzdeyle oynamış. Geride kalan 5 maça baktığımızda en çok 3'lük sayıyı bu maçta bulmuşuz.
Asist sayımız ise diğer maçlara göre daha iyi olmasına rağmen bana göre hala yeterli değil. (11 asist) Yapılan 11 asistin sadece 4'ü takımımızın guardları tarafından yapılmış. Ukic (1), Curtis Jerrells (3), Thabo Sefolosha (4), Ömer Onan (1), Oğuz Savaş (2)
Takımımız adına bu maçtaki en skorer ismimiz ise attığı 19 sayıyla Bojan Bogdanovic olurken onu 14 sayıyla Oğuz Savaş ve 13'er sayıyla Thabo Sefolosha-Curtis Jerrells ikilisi takip etmiş. Ufak bir not olarak Bojan'ın üzerindeki pası atması takımımız Fenerbahçe Ülker adına en önemli sinyallerden biri. Ayrıca gecenin iyi isimleri arasında olan Bojan'ı 2.yarı kullanamamamız ise ayrı bir soru işareti.
11 top çalma ise takımımız adına başka iyi bir istatistik.

Grup şu anda argo tabirle arap saçına dönmüş durumda. Caja Laboral (4-2) ve Bilbao Basket (2-4) hariç grupta her takımın 3 galibiyet ve 3 mağlubiyeti bulunmakta. Sıradaki rakip eski günlerinden yoksun Yunanistan temsilcisi Olympiakos. Umarım ilk maçta yaptığımız hataları tekrar etmeyip rahat bir galibiyet alırız.


Püzant YÜCECAN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...