20 Nisan 2013 Cumartesi

NBA Playoffs 2013 PowerRankings #8 - #5



8. İndiana Pacers (49 - 32) Doğu.3

İndiana her zaman bende bir kolej takım havası yaratmıştır. Lige draft edildiğinden beri gelişimini merakla seyrettiğim Paul George bu sene Granger'ın sakatlanmasıyla takımın en önemli oyuncusu oldu. Hem müthiş bir savunmacı tam bir kelepçe, hem de iyi bir skorer ama tabi playoff performansını da görmeden konuşmak pekte doğru olmaz.

Takımın geri kalanına bakarsak çok başarılı bir sezon geçirdiklerini söyleyebiliriz. Koç Vogel bu ligde saygıyı hak eden bir koç oldu artık. İki senedir İndiana'nın yakaladığı çizgide onunda payı büyük. Tabi İndiana GM'sinide unutmamak gerek. David West'i New Orleans’tan getirip bu takıma monte etmek gerçekten çok dahiyane bir fikirdi. David West hem savunmada iyi bir direnç hem de hücumda iyi bir opsiyon oldu bu sene. Çok formda giriyor playofflara da. George'tan sonra en önemli silahı olacak Vogel'in.

Spurs'tan alınan George Hill'de bu sene başarılı bir sezonu geride bırakıyor. Liderlik görevini pek yapamasa da iyi bir oyun kurucu oldu. Sorumluluktan kaçmayan bir yapısı var.

Pota altında bir diğer oyuncuları Hibbert ise orta şekerli bir sezon geçirdi. Açıkçası çokta güven vermeyen bir center kendisi. Şut tehdidi minimum düzeyde olan ve savunma sertliğini ayarlayamayan bir oyuncu Hibbert benim gözümde. Âmâ genelde kaliteli bir Pacers kadrosunda çokta sırıttığını söyleyemeyiz.

Onlarda Celtics gibi en önemli oyuncularını kaybetti. Granger sakatlıktan bir türlü dönemedi bu sezon, muhtemelen playofflarda da oynamayacak. Gerçi bu Pacers için hayırlı bir sakatlık oldu bence. George gibi bir cevheri işlediler sonuçta. Pacers'ın Granger'in yokluğunda çokta bir şey kaybettiğini düşünmüyorum.

Benchlerine bakarsak DJ Augustine, Hansborough, Lance Stephensons, Mahinmi ve Uçan adam Green'i görüyoruz. Vasat bir bench her şeyden önce ama Vogel bu benchten en iyi şekilde yararlanmasını bildiğini bu sezon bize gösterdi.

Playofflara gelirsek bir başka Konferans finali oynamasını beklediğim takım Pacers. Oyunu bazen çok sertleştirip rakibi sersemletebiliyorlar. Tabi bunu playofflarda da yapabilecekler mi bilmiyoruz hep beraber göreceğiz ama George önderliğinde doğu finalisti bile olmaları beni şaşırtmaz... -Volkan Arslan


7. Memphis Grizzlies (56 - 26) Batı.5

Geçen yılki takımdan O.J.Mayo gitmiş yerine Jarryd Bayless gelmiş onun dışında büyük bir değişiklik olmadan bu sezona başlanmıştı. Başta belki de pozisyonunun en iyi savunmacılarından olan Tony Allen ile bu yıl çok verimli oynayan Mike Conley ikilisi ön alanda en etkili savunma yapan ikiliydi. Marc Gasol Z-BO ikilisi zaten pota altında hem hücum hem savunmada her zaman bildiğimiz gibiydi.

Memphis Grizzlies'de her şey çok olumlu gidiyordu ve bu sezona çok iyi bir giriş yaparak ilk 17 maçında 2'si deplasmanda olmak üzere sadece 3 yenilgi alarak 14-3 lük harika bir derece yakaladılar. Grizzlies'de belki de olumlu gitmeyen tek şey Rudy Gay'in durumuydu. Takas dedikodularının da etkisiyle zaman zaman öyle maçlar çıkıyordu ki artık Grizzlies onu elden çıkarmak için neredeyse her takımla görüşmeler içine girmişti. Bir yandan da salary cap'ini dengelemek adına bir an evvel Gay'i yollamanın bir yolunu arıyorlardı. Önemli bir kesim Gay'in takımı bozduğunu ve aynı iki yıl evvel o efsanevi Spurs ve Thunder serilerinde olduğu gibi Gay'siz takımın daha iyi olduğunu savunurken, Gay'de bu fikri doğrularcasına inat ile aslında hiçbir zaman olmayı başaramadığı o süper star sıfatına bürünüp kendini takımın üzerinde görüp zaman zaman çok zarar verebiliyordu Grizzlies'e.

Sezonun ortalarında beklenen hamle geldi ve 3 takımın dahil olduğu bir takas sonucunda Gay, Haddadi ile birlikte Toronto yolunu tutarken takıma Ed Davis, Tayshaun Prince ve Austin Daye katıldı. Bir başka hamle ile de Ellington, Selby ve Speights takımdan ayrılırken Jon Leuer takıma katıldı. Aslında daha çok salary cap'ı rahatlatmak adına yapılan bu takaslar takıma iyi bir şekilde yansıyınca Memphis cephesi yaptığı hamlelerden çok mutluluk duydu.

All-Star sonrası takım çıktığı 31 maçın 23ünü kazanırken, sadece 2 kere (Boston'dan 106 ve New York'dan 108) potasında 100 sayı üzerine görerek savunmasından bir şey kaybetmediğini kanıtlamış oldu. Konu açılmışken belirtmek isterim ki 82 maçlık normal sezon boyunca da Grizzlies'in potasında 100 ve üzerinde sayı gördüğü maç sayısı sadece 9.

Takım adına bir iki tane istatistik vermek gerekirse de en önemli göz çarpan nokta Lionel Hollins'ın ekibi normal sezonu 89.3 sayı ile de ligde en az sayı yiyen takımı olarak tamamlarken, bir diğer dikkat çekici nokta ise maç başına 13.9 top kaybı ile en az top kaydı yapan 4. takım oldular.
Grizzlies'in en doğru pozisyonu bulana dek topu çok iyi bir şekilde paylaşan tam bir sistem takımı olduğunu bu 2 istatistik bile kanıtlar cinsten öyle ki yeni oyuncularında alışması bu yüzden fazla zaman almadı.

Ama takıma katılan oyuncuların playoff atmosferinde nasıl katkı vereceği merakla bekleniyor. Prince savunmada Gay'den daha etkili o kesin, ceza şutlarını da iyi bir yüzde ile soktuğu sürece takım Gay'i aramaz. (hele ki Gay'i bazı Toronto maçlarında seyrediyorlarsa performansını gördükten sonra çok sevinenler olmuştur) Ed Davis de çok potansiyelli ve gelecek vaat eden bir oyuncu ancak henüz tecrübesiz ve playoff ortamında ne derece sorumluluk alıp katkı verebilir muamma. Austin Daye'e gelince, Pistonsdaki Daye neyse Grizzlies'de de aynı Daye, vasatın biraz üzeri bir görev adamı. Leuer'e değinmeye pek de gerek yok zaten sanırım.

Grizzlies geçen yılki takıma göre gözle görülür en büyük eksiklik olan Mayo'yu zaman zaman aradı normal sezon içinde, hatta takımın skoru hem o hem Gay gidince iyice düştü. Bayless sezon içinde zaman zaman çok iyi performanslar gösterse de hiçbir zaman bir Mayo değil, ancak bence rotasyonda önemli bir oyuncu olmayı başardı. Sezon sonuna doğru takıma katılan tecrübeli Dolling ve bu yıl bana göre harika bir sezon geçiren ve bireysel performansı takımın performansına birebir etki eden Conley ile savunmanın başlangıç noktası Allen gibi oyuncular ile kısa rotasyonunda iyi gibi gözükseler de, pota altındaki Z-BO & Gasol ikilisini playofflardaki performansları çok önemli, öyle ki karşılarında ligin açık ara en atletik pota altına sahip olan takımı Griffin'li, DeAndre Jordan'lı nam-ı diğer ''LOB CİTY'' var..

TAHMİN: Önceki yılki süper eşleşmenin bir anlamda rövanşı niteliğindeki bu harika eşleşme kıran kırana geçmeye aday ve 7 maçı görme ihtimalimizin bulunduğunu düşündüğüm eşleşmelerden biri.
Bana göre, CP3 gibi ligin en özel oyuncularından, belki de ligin en iyi guard'ı durumundaki bir lider. Griffin ve DeAndre gibi Gasol ve Z-BO ya göre daha genç ve müthiş atletik pota altı oyuncuları ve Grizzliers'in kenardan gelecek bir Crawford'u olmaması, hem de saha avantajı yüzünden fikrim biraz daha Clippers'a kayıyor. Fakat Hollins'in takımının geçen yılı unuttuğunu hiç sanmıyorum ve rövanşı almak için son ana kadar her şeyi deneyeceğinden de eminim. O yüzden bana göre ilk turda Celtics-Knicks eşleşmesi ile beraber 7 maçı görme ihtimalimizin olduğu en yüksek 2 seriden biri... -Aras Ersoy



6. LA Clippers (56 - 26) Batı.4

Los Angeles Clippers, bu sezonu 56 galibiyet - 26 mağlubiyetle Batı Konferansı'nı 4.sırada tamamladı. Öncelikle Clippers, sezonun ilk yarısında oyununu ve performansını en beğendiğim takımdı. Chris Paul'ün liderliğinde ve Blake Griffin'in gelişme kat etmesiyle 2 sezondur beklenen başarı bu sezon geldi. Her ne kadar kadrosuna kattığı isimlerle istenilen başarıyı elde edemese de Clippers, bu sezon Los Angeles'ta Lakers'tan başka kendilerinin de olduğunu göstermiş oldu. 

Oynadıkları basketbol, gösterdikleri gayret takdir edilesi durumda. Gerçi sezonun ikinci yarısından sonra biraz inişe geçseler de yine de hakikaten çok çok iyi bir sezon çıkardılar. 

Özellikle Chris Paul gibi bir oyun kurucuları oldukları için NBA'deki çoğu takımdan 2-3 adım öndeler. Bu da onları avantajlı yapıyor. Play-off'lar ise geçen seneki gibi Memphis Grizzlies ile eşleştiler. Geçen sene 4-3 elemeyi başarmışlardı. Yeniden aynı skorla geçeceklerine inanıyorum... -Eren Tuncay


5. Denver Nuggets (57 - 25) Batı.3

George Karl, şuanda ligde Gregg Popovich ve Doc Rivers'dan sonra takımında en uzun süre görev yapan koç olmakla beraber aktif koçlar arasında en çok galibiyeti bulunan koç. George Karl, aktif koçlar arasında 1000 den fazla galibiyet alan tek koç. (Tarihte bunu başaran sadece 7 koç var. Don Nelson, Lenny Wilkens, Pat Riley, Jerry Sloan, Phil Jackson ve Larry Brown)

George Karl, takımı ile çıktığı 680 maçta 423 galibiyet alarak Doug Moe'dan (1980-19900 arası: 786 maç - 432 galibiyet) sonra kulüp tarihinde takımın başında en fazla maça çıkan ve galibiyet kazanan 2. koç durumunda. Yakaladığı %62 gibi bir galibiyet yüzdesi ile de Joe Belmont ve Larry Brown dan sonra kulüp tarihinin en iyi galibiyet yüzdesine sahip 3.koç durumunda.

Tüm bunları neden yazdığıma gelirsek. Denver Nuggets kadrosunu tamamen değiştiren en önemli oyuncularından en ufak değişikliklere kadar değişikliğe giden bir takım olmasına rağmen 8 yıldır koçunu değiştirmeyerek çok olumlu bir iş yaptı. Ben bu yıl ''yılın koçu'' ödülünün de Karl'a -gitmesi- gerektiğini düşünüyorum fakat kime gideceğini bilemeyiz tatbiki her yıl bu kategoride zaman zaman enteresan sonuçlarda çıkabiliyor sonuçta.

Karl'ın belki de bu 8 yıldaki elle tutulur tek başarısı sadece 2008-2009 da yaşattığı tek bir konferans finaliydi (o sezon şampiyon olan Lakers'a 4-2 kaybettiler) am onun dışında hep ilk turlarda elenen, süpürülen, hezimet yaşayan bir takım görüntüsünde kaldılar zaman zaman. Ama Karl'ın takımı her zaman kazansa da kaybetse de oynadıkları basketbolla herkesin beğenisini kazanan, set hücumuna bağlı kalıp takımın kaderini bir oyuncunun eline teslim etmektense, rotasyonu en iyi şekilde kullanan, topu çok iyi paylaşan, tempolu basketbolu belki de sahaya en iyi yansıtan çok başarılı bir koç takımı olduğunu her zaman kanıtladı.

Bu yıl Denver şehrindeki heyecan belki de Carmelo'lu dönemindeki bile olmadığı kadar fazla takımda ilk kez bu kadar iddialı. Takımda All-Star seviyesinde, diğer oyunculardan ayrılan, süper star kategorisinde bir yıldız oyuncunun bulunmamasına rağmen çok iyi yardımlaşan herkesin eşit olduğu, hem hücumda hem savunmada herkesin maximum katkı verdiği, başarıya aç ve inanmış bir takım olarak giriyor playofflara Nuggets. Fakat Denver'ı playofflarda bekleyen bir kaç tehlike var ki, takımın kaderini çizecek konular bunlar.

Öncelikle Denver lig genelinde %34.3 ile Charlotte, Phoenix, Orlando ve Minnesota'dan sonra en kötü 3 sayılık atış yüzdesine sahip 5. takım.

Takımın şuanda en büyük eksikliği ceza atışlarını değerlendirebilecek bir dış şutörken bir de takımın nispeten iyi dış atış atan oyuncularından Danilo Gallinari'nin sakatlanarak playofflarda forma giyemeyecek olması da her ne kadar normal sezonun sonunda pek sıkıntı yaratmasa da playoff atmosferinde epey baş ağrıtacağa benziyor.

Bir başka sorun yaratacak konu ise lig genelinde Lakers ve Oklohoma'dan sonra maç başına 26.2 kez ile serbest atış çizgisine en çok giden 3. takım olmalarına rağmen, %70.1 ile gene Lakers ve Detroit'den sonra en kötü faul yüzdesine sahip en kötü 3. takım konumundalar. Burada dikkatimi en çok çeken şey ise %57 ile belki de rezil olarak nitelendirilecek bir faul yüzdesine sahip olan Iguodala'nın performansı oldu. Öyle ki JaVale McGee bile %59 ile serbest atış atıyor.

Tabi bu arada takımın iyi yönlerinden bahsedecek olursak 106,1 sayı ile tüm NBA de en çok sayı atan takım konumundalar.
Maç başına 45.1 ribaunt ile Indiana Pacers'ın (45.8) ardından en fazla ribaunt alan 2. takım konumundalar.
Maç başına 24.4 asist ile San Antonio (25.1) ve Atlanta'dan (24.5) sonra en fazla asist yapan 3. takım konumundalar.
Maç başına 9.2 ile Clippers'dan (9.5) sonra en fazla top çalan 2. takım konumundalar.
Maç başına 6.7 blok ile Oklohoma (7.6) ve Milwaukee'den (6.7) sonra en fazla blok yapan takım konumundalar.

Tüm lig genelinde bu 5 ana kategorinin hepsinde ilk 3 sıradalar, iki tanesinde 2., birinde de lider konumundalar. Tüm bu istatistiklerde ne kadar komple bir takım olduklarını doğrular cinsten.

Buna artı olarak da kendi sahalarındaki ev sahibi avantajını ne kadar iyi kullandıklarını 2013 yılına girdikten itibaren hepimiz gördük. Bu alanda kendi sahasında 41 maç sonunda 38 galibiyet ve sadece 3 yenilgi alarak (37-4) lük derecesi olan son şampiyon Miami Heat'i bile geride bırakarak sahasında en iyi yüzdeyi tutturan ekip oldular.

Tüm bunları bir kenara bırakacak olursak Nuggets'ın playofflardaki rakibi normal sezonda 3 kez yenip 1 kez ise 1 sayı ile yenildiği Golden State Warriors.

TAHMİN: Bu kez ilk tur da kaybedeceklerini sanmıyorum. 4-2 Denver geçer diyorum ben ama sonuçlar her ne olursa olsun, kim kazanırsa kazansın bol skorlu iddia tabiri ile tam ''üst'' lük en az 5 ya da 6 belki de 7 tane çok zevkli maç izleyeceğimiz bir seri olacağı kesin... - Aras Ersoy


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...