20 Nisan 2013 Cumartesi

NBA Playoffs 2013 PowerRankings #12 - #9




12. Los Angeles Lakers (45 - 37) Batı.7

Ben bu sezon Lakers’tan ne kadar bıktığımı her yerde dile getirmeye çalışıyorum. Bu sezon onlar için kayıp başka bir açıklaması yok. Playoff yaptılar falan filan hikâye yani. Kobe Bryant tek başına savaşıyordu adeta. İnanılmaz süreler alıyordu ve bunun suçlusu da takım. Çünkü iyi oynayamıyor ve işi Kobe’ye bırakıyorlardı. Kobe gittikten sonra ki son iki maç gerçekten adam akıllı oynamaya başladılar. Lakers’ın %90 tam anlamıyla bunu yapması gerekiyor dedim ben.

Lakers eğer playoff’ta şu son iki maç gibi oynarsa ve keşke Kobe’de olsaydı ben Spurs’ün rahat rahat seriyi geçeceğini düşünmezdim. Zaten NBA’de ki hiçbir takım karşısına ilk turda Lakers’ı istemez, rakibi inanılmaz yıpratıyorlar.

Playoff’ta iş kime kaldı böyle tam olarak bakınca Dwight Howard’dan başkasını göremiyorum, gören varsa söylesin. Steve Nash haftalardır sakat, dönünce ne yapacağı meçhul. Pau Gasol desen tek başına maç getirebilecek adam değil, tek başına derken savaşabilecek bir adam değil. Steve Blake ise son iki maçtır çok iyi oynuyor. 20 civarı sayı ortalaması var şu son iki maçta. Güzel şeyler izleyebiliriz başta söylediğim gibi keşke Kobe gitmeseydi, onu izlemek çok güzel olurdu hele karşısında T-Mac varken.

Spurs yüksek ihtimal Lakers’ı geçecektir. Lakers için kayıp sezon oldu. Lakers’ın yapması gereken şey off-season’da takıma adam akıllı bir katkı yapmak ve gönderilmesi gerekenleri göndermek. Gönderilecek kişi Howard değil bunu da söyleyeyim, her ne kadar sürekli gülüyor olsa da Howard’ı yollamak büyük saçmalık olur.

Bu hatalardan biriside Mike D’antoni. Koç oyuncuya göre değil kafasındaki sisteme göre takımı oynatmak istiyor. Sende Howard ve Gasol gibi adamlar varken neden farklı bir sistem kullanıyorsun ki? Kobe gidince mecbur ikisine kaldı, sonuçta ortada... - Tuğberk Evran


11. Chicago Bulls (45 - 37) Doğu.5

Derrick Rose'suz geçen koca bir normal sezon:( Geçen yıl tam bu zamanlarda playoff ilk tur ilk maçında sakatlanan takımın en önemli parçası MVP oyun kurucu Rose ha döndü ha dönecek derken sezonu sonuna geldik ve hala parkeye ayak basamadı. Bu saatten sonra dönse dahi psikolojik olarak takıma ve taraftarlara yapacağı moral motivasyon ve etki tartışılmaz belki ama eski formuna kavuşması, fiziksel durumu, kondisyonu ve takıma alışma süreleri göz önüne alındığında parke üzerinde performansı çok etkili olabilecek bir dönüş olmaz geçirdiği ağır sakatlığın ardından.

Rose olmadan sezon öncesi genel kanı sadece playofflara katılma savaşı veren bir takımdan daha öteye gidemeyecekleri yönündeydi desek herhalde yanılmış olmayız. Ama gerek Thibs'in sistemi, gerek takımdaki yardımlaşma, gerekse sert savunması ile zaman zaman yukarıları zorladıkları normal sezonu beklenenden daha iyi bir yerde bitirdiler, fakat ilk turda saha avantajını yakalayacak kadar iyi değil.

Saha dezavantajının yanı sıra, koç Thibodeau'un zaman zaman anlam verilemeyen ısrarları, özellikle Noah & Deng & Boozer 3'lüsünün normal sezonda aldıkları süreler, hatta bazı günler kopan maçlarda dahi ısrarla sahada kalmaları ve bunun sonucunda doğan yorgunluğa bağlı sakatlıklar göz önünde bulundurulduğu zaman, normal sezonun o yorgunluğu playofflarda da baş göstermeye başladığında Bulls'un bir diğer dezavantajı olacak gibi. Neredeyse 40'ar dakika ya yakın ortalamalara sahip olan Deng ve Noah  bir hayli yıpranmış durumda. Deng'in sezon ortasında yaşadığı Noah'ında sezon sonuna doğru yaşadığı sakatlıklarda bu yoğun tempoya bağlanabilir.

Sürelerinden de belli olacağı üzere takımın istatistiksel anlamda liderliğinde Noah & Deng & Boozer 3'lüsü yapıyor.

16.6 sayı ile takımın sayı lideri olan Loul Deng 6.4 ribaunt ve 2.9 asist gibi ortalamalar ile sezonu tamamladı. Bu yıl saha görüşü konusunda kendini bir hayli geliştiren ve All-Star seviyesine kadar yüklesen Joakim Noah 12.1 sayı 11.3 ribaunt gibi ortalamalarının yanına birde maç başına 4 asist gibi dikkat çekici bir ortalama daha ekleyerek takımında çok daha önemli bir role sahip olduğunu tekrar kanıtladı.

Deng ve Noah'a nazaran biraz daha az sahada kalan Boozer ise 16,2 sayı 9,7 ribaunt gibi istatistikler yakaladı.

Takımını taşıyan bu 3'lü haricinde Rose'un yokluğunda o bölgede kullanılan Kirk Hinrich zaman zaman iyi katkı verse de Nate Robinson sezon sonuna doğru inanılmaz bir form durumu yakalayarak zaman zaman maç kazandıran adam rolüne soyundu. %40 gibi bir yüzde ile takımında en iyi 3 sayılık atış kullanan oyuncu oldu ve  playofflarda gerektiğinde sorumluluk alabileceğini gösterdi. Tabi Nate'e güvenmek ne kadar mantıklı oda tartışılır.

Tüm bunların yanı sıra bu sezon Bulls adına önemli olaylardan biri de takımının normal sezon maçlarının tamamında forma giyen, zaman zaman yaşanan sakatlıklarda ilk 5 olarak sahaya çıkan Jimmy Butler takımdaki 2. yılında artık önemli parçalardan biri olmuşa benziyor. Yaklaşık 25 dakika süre alarak 8,5 sayı 4 ribaunt gibi ortalamalar tutturan oyuncu savunmada da zaman zaman yaptığı işler ve takıma kattığı enerji ile göz doldurdu.

Rip Hamilton ve Marco Belinelli'nin de inişli çıkışlı performansları playofflarda nasıl tepki verecekleri, dış şutlarda tutturacakları yüzdeler çok önemli olacak.

Ben Bulls'un playofflardaki şansını değerlendirirken rakibinin kim olacağı veya ne durumda olacağından çok kendi halini baz alıyorum. Özellikle 82 maçı en önemli yıldızından yoksun geçirmiş, onun dönmesine şartlanmış, tüm planlarını o yönde yapmışken o oyuncunun geri dönmemesi ile psikolojik olarak yıpranmış, ilk 5 oyuncuları fiziksel olarak bu kadar çok yıpranmış bir takımın, geçen yıla göre kenardan gelip iyi katkılar veren ve bu yıl eksiklikleri çok fazla hissedilen Ronnie Brewer, Kyle Korver, Ömer Aşık ve C.J.Watson'ında olmadığı daha zayıf bir bench ile her ne olursa olsun, kimle eşleşirse eşleşsin işinin çok ama çok zor olanacağını düşünüyorum. Ama koç Thibodeau'un o süper savunma anlayışı ile savunmada ayakta kaldıkları her maç bizi şaşırtmaya devam edebilirler.

Son olarak bir yerde gördüğüm ufak bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
NBA takımlarının 90 sayıdan az attıkları maçlarda kazanma yüzdeleri %10-%15 civarlarında iken, Chicago Bulls takımında bu oran %60'ın üzerinde. Buradan da anlayacağımız üzere Bulls kazanmak ve tur geçmek istiyorsa normal sezonda zaten katı olan savunma anlayışını, vidaların 2 kat daha fazla sıkıldığı playoff ortamında biraz daha sertleştirmek zorunda.

Brooklyn'den Brook Lopez, Reggie Evans, Gerald Wallace, Bulls'tan Joakim Noah, Carlos Boozer ve Loul Deng gibi mücadele gücü üst seviyede olan oyunculara sahip bu iki takımın eşleşmesinde özellikle her maç pota altında kıran kırana bir mücadele olmasını bekliyorum. Belki basketbol adına göze çok hoş gelen bir oyun izleyemeyebiliriz ama savunmalar ve mücadele dozunun inanılmaz bir seviyede olacağı kesin.

TAHMİN: Bulls hiç kolay olmasa da bu eşleşmeyi geçebilecek güç ve tecrübeye sahip, ama bence bu yıl onlar için en iyi ihtimal konferans yarı finali olur çünkü burayı geçseler dahi karşılarına muhtemelen ilk turda Milwaukee'yi zorlanmadan geçecek olan Miami Heat gelecek. Bu kadar yoğun bir normal sezon ardından, bu kadar yıpranmış ilk 5'leri ile bir de en önemli yıldızından yoksunken, Miami'yi geçerek Doğu Konferansı finaline çıkmaları mucizeden başka bir şey olmaz... - Aras Ersoy



10. Golden State Warriors (47 - 35) Batı.6

Golden State Warriors, normal sezonu 47 galibiyet - 35 mağlubiyetle Batı Konferansı'nda 6.sırada tamamladı. Öncelikle Warriors'ın bu sezon bu denli başarılı olacağını düşünmüyordum. Stephen Curry, David Lee gibi isimleri kadrolarına kattıkları sezonlara kadar zaten ligde herhangi bir umudu olmayan bir takım görüntüsü çiziyorlardı. Ancak bu ikiliden sonra ve takıma eklenen yeni isimler sonucunda çok sayı atan ve keyif veren bir basketbol oynamaya başladılar. Bu keyifli oyun başarı olarak da onlara döndü. 2006-2007 sezonundan beri ilk defa playoff'lara girmeyi başardılar hem de 6.sıradan.

Tabii sadece bu iki oyuncu ile olmadı bu başarı. Takımın genel olarak "takım" olarak oynaması bundaki en büyük etken. Ancak Stephen Curry, özellikle bu sezon oyununu çok yukarı çıkarması ve David Lee'nin pota altındaki katkısı bu oyuncuları öne çıkaran etkenler.

Onlar için çok iyi bir sezon oldu bu sezon geçtiğimiz sezonlara nazaran. Playoff'larda ise bu sezon Denver Nuggets ile eşleştiler. Ama ben play-off ilk turundan öteye geçemeyeceklerini düşünüyorum. -Eren Tuncay



9. Brooklyn Nets (49 - 33) Doğu.4

New Jersey Nets geçen sezon berbat geçen bir senenin ardından Sertap Erener’in şarkısında söylediği gibi

''Yeni bir duruş, yeni dokunuş, Tek tek keşfetmem lazım, Yeni bir hayat gerisi bayat, Kendime yeni bir ben lazım '' dedi ve takımı Rus iş adamından ünlü rapçi Jay-Z satın aldı. Yetmedi takım isim ve şehir değiştirdi. Brooklyn'e taşındı ve yılların New Jersey Nets'i oldu mu bize Brooklyn Nets :)

Yalnız takım gene lige pek iyi başlayamadı bu sene. Deron'un Koç Avery Johnson ile bariz problemleri olduğu ortaya çıktı. Utah'ta Sloan'ın kellesini almayı başaran bir oyuncu için Avery kolay lokma oldu ve sezonun henüz ortası bile olmadan takımdan kovuldu. Deron daha sonra direksiyona geçti desek daha doğru demiş oluruz.

Takım olarak baktığımızda savunmada zaafları olduğu kesin Nets takımında. Pota altında Brook Lopez, Humpries, Blathce ve ribaunt canavarı Reggie Evans var. Vasatın biraz üstünde bir pota altı rotasyonu. Skor olarak Brook Lopez iyi bir sezon geçirdi ama savunma olarak oldukça yetersizlerdi.

Atlanta’dan ayrılan all star yıldızı Joe Johnson ise Nets'te yeni kimlik arayışındaydı bu sezon. Öyle arada bir sivrildiği bir kaç ayrı dönem oldu ama bence beklenenin altında kaldığı kesin.

Bir diğer önemli isim Gerald Wallace ise savunma konusunda Nets'in can damarı. Playofflarda karşı takımın en skorerini kitleme görevi onun olacak, o yüzden ona çok fazla iş düşecek. Bu sene sakatlıklardan çok çekti o da ama playofflara sağlıklı kalmayı başardı. Bu Nets için önemli bir haber.

Nets playofflarda Chicago Bulls ile eşleşti. İki takımında ortak özelliği pota altları olacak. Bir tarafta Boozer-Noah diğer tarafta Josh Smith- Horford. Bu bölgede Chicago'ya karşı sorun yaşayacaklarını düşünmüyorum.

Benche gelirsek Brooks, Watson gibi şutörleri var. Aslında bir şutör daha var. Geçen sene Caja Laboral forması altında efsane bir sezon geçiren Mirza Teletoviç. NBA’ye uyum sorununu ne yazık ki hala aşamadığı için çokta güvenilir bir el olmayacak kendisi.

Nets'in playoff yolunda en fazla bir tur geçip daha sonraki turda Miami'ye teslim olacağını düşünüyorum. Zaten Nets'lilerinde çok büyük bir beklenti içinde olduklarını sanmıyorum... - Volkan Arslan




NBA Playoffs 2013 PowerRankings #8 - #5 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...