10 Şubat 2012 Cuma

Kayıp Aranıyor...Panathinaikos:72 - Fenerbahçe Ülker:62


"Kötü oynadık. Taraftarımızdan özür diliyoruz, gelecek maç daha iyi olacağız."

Fenerbahçe Ülker Turkish Airlines Euroleague'in Top 16 4. haftasında OACA Arena'da geçen senenin şampiyonu Panathinaikos ile karşılaştı. Baştan sona kadar Panathinaikos'un üstünlüğü ile geçen maçı 72-62 kaybederek üçüncü yenilgimizi aldık.

Yazıya başlamadan önce böylesine iç karartıcı bir yazı yazacağım için öncelikle herkesten özür diliyorum. Çocukken Polyanna okumadığım için olsa gerek olayları iyi yanından göremiyorum ki Fenerbahçe Ülker'de bugün nereden bakarsanız bakın pek de iyi bir şeyler göremezsiniz herhalde. Takımı neresinden tutarsanız tutun şu an elinizde kalıyor maalesef.

Herhalde basketbolu iyi veya kötü bilen birine geçen seneki Fenerbahçe Ülker'in Euroleague maçlarını izlettirip "Sizce bu takım bu sene Euroleague'de ne yapar ?" diye sorsaydınız herhalde cevap çok netti. "1-2 üst düzey transfer ile bu takım F4 yapar, en kötü kıyısından döner" Ama gelin görün ki kazın ayağı maalesef öyle değilmiş. Nerede geçen sene deplasmanda Olympiacos ve Barcelona, evinde ise Montepaschi Siena gibi takımları birer birer deviren takım, nerede bu seneki takım. Oynanan basketbol, teknik-taktik her şeyi bir kenara koyuyorum, Fenerbahçe Ülker'de takım ruhu, hırs ve inanç türevi şeyler adeta uçmuş gitmiş. Maçlar kaybedilebilir bunu anlarım hatta rakibin geçen senenin şampiyonu olmasını bir kenara bırak Avrupa'nın en üst düze takımlarından biri burada da sorun yok. Peki beyler size maça daha hava atışı yapılmadan "Biz bu maçı kaybederiz nasılsa" havasıyla maça çıkma hakkını kim veriyor??? Bu şekilde hele ki Panathinaikos gibi bir takımın karşısına çıkarsanız mağlubiyet zaten ister istemez kaçınılmaz olur. Ki şunu da belirtmeden geçmeyelim ki dünkü Panathinaikos gerçekten çok ama çok kötü bir basketbol oynadı. Hatta buradaki ilk maçta daha iyilerdi de diyebilirim ama biz zaten maçı baştan kaybetmişiz. OACA'ya adeta yenilmek için gitmiş bir takım izledim ben dün gece. Biraz ama biraz inansalardı dünkü maçı kazanabilirlerdi ama oyuncuların hiçbirinin içinde İNANÇ denen şey kalmamış. Panathinaikos'un bu kadar kötü oyununa rağmen bir koçun oyuna nerde nasıl müdahale edeceğini de canlı canlı izledik dün gece. Bir ara son çeyrekte farkı 9 sayıya düşürmeyi başaran Fenerbahçe Ülker (1) yazıyla da (bir) dakika içinde 7-0'lık bir seri yiyerek farkın gene 16 sayıya çıkmasına engel olamadı ki burada Obradovic faktörü devreye giriyor işte. Aradaki diğer bir fark ise takımı maçta çift haneli fark yakalamış iken yaptıkları basit hatalara kızıp, benchte deliren Obradovic molayı alarak takımına bir güzel zılgıtı çekti. Bizde ise bunun tam tersi. Spahija sadece geriye düştüğümüzde takımına bağırır çağırır "Shame on you"'lar havada uçar. 17 sayı fark yakalarsın fark erimeye başlar buna müdahale edemessin. Sonra çıkıp ona buna "shame on you" diyerek bağırırsın Sayın Neven Spahija.

Konu hazır koça gelmişken bir kaç satır da onun için yazalım bakalım. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki takım ile koç arasında adeta ipler kopmuş durumda. En azından ekrandan veya salondan gördüklerimiz bize bunu gösteriyor. En son dün molada Emir koçla ufak bir tartışma yaşadı ki buradaki Milano maçında Mirsad ile tartışmasını görmeliydiniz. Koçun geçen sene gönderdiği isimlere bir bakalım bir de bu sene gelenlere. Geçen sene beğenmediğimiz Lavrinovic gitmiş yerine basketbolu aklıyla oynamayan, sadece Eurolegue haftanın Top 10 hareketine girmeye çalışan bir Gist gelmiş. Bu arada Lavrinovic'i de Euroleague'nin bu seneki en iyi takımı CSKA almış ve bir rotasyon oyuncusu haline getirmiş. Bizim elimizden çıkardığımız Sarunas Jasikevicius'u Panathinaikos havada kapmış biz onun yerine Jerrells'ı almışız. Ki burada aç parantez biraz da koçun kullanamadığına inanıyorum Jerrells'ı kapa parantez. Kinsey gibi bir oyuncuyu takımında istemeyip Türkiye'deki en büyük rakiplerinden birine kaptırıyorsun. Şu takımda Kinsey olsaydı kötü mü olurdu? Bu soruya hayır cevabını verecek pek bir basketbol sever tanımıyorum açıkçası. Neyse hatalı transferler bir yana Fenerbahçe Ülker'in maç içinde özellikle hücumda hiçbir oyun planı, bir hücum seti yok. Ne yaptığını bilmeyen, savruk bir şekilde ancak bire bir oynayan bir takım olduk. Bir gün Ukic bir gün Bojan ee peki nereye kadar?? Sen inanabiliyor musun Sayın Spahija bire bir ile Panathinaikos gibi bir takımı yenebileceğini? Geçen sene övündüğümüz sert savunmamızın yerinde ise şu an yeller esiyor.

Bizden yani taraftardan yanlış hatırlamıyorsam Kasım veya Aralık ayı gibiydi Nedim Karakaş "Ocak ayına kadar bize süre verin" demişti. Ocak ayı geldi geçti peki ne oldu. Euroleague'de Top 16 ilk haftasında Unics'e 17 sayıdan maç verdik, grubun en kötü takımını evimizde zar zor 2 sayı farkla yendik. Şubat ayının başındaki Panathinaikos mağlubiyetini de sayarsak 2 mağlubiyet + 1 galibiyet ile kapadık Euroleague'de Ocak ayını. Beko basketbol Ligi'nde ise yaptığımız beş maçta 3 galibiyet + 2 mağlubiyet aldık. Bu senenin yeni takımı Hacettepe Üni.'sini, ligin 15. sırasında bulunan Trabzonspor'u ve onun hemen bir üstündeki Antalya Bld.'yi yenerken, ligdeki en büyük rakiplerimizden Anadolu Efes'e yenildik diğer bir yenilgimizi ise Tofaş'a karşı aldık. Euroleague ve BBL toplam 8 maç 4 galibiyet + 4 mağlubiyet ile kapamışız Ocak ayını. Bunun için mi bekledik biz Ocak ayını??

Mağlubiyetler alınır burada kimse bir şey demiyor ama bu kadar kötü basketbol oynanmasını hazmedemiyor Fenerbahçe taraftarı. Aslına bakarsanız biraz da biz kendimizi avutuyorduk. Zaten galip geldiğimiz maçlara bile bakarsanız pek de iyi oynadığımızı söyleyemeyiz ama öyle veya böyle maçı son topa kadar getiriyorduk fakat rakip Panathinaikos olunca işler değişiyor işte. Son topa kadar oynamayı bırakın dün gece eminim çoğu insan maçın 3. ve 4. çeyreğini izlememiştir bile. Milano'nun Unics galibiyeti iyi mi oldu kötü mü oldu açıkçası pek karar veremiyor. Şimdi işin yoksa bu kötü oyuna rağmen iki hafta hesap kitap yap:)) Ki bunu sebebi ise takımda maalesef olmayan, bizim içimizdeki İNANÇ'dan dolayı.

Dünkü maçta tek tebrik etmek, helal olsun demek istediğim ise ise 36 yaşındaki Mirsad TÜRKCAN. Aldığı 13 ribaunt ile hem takımının hem de sahanın en çok ribaunt alan ismi olması gram umurumda değil. Gösterdiği İNANÇ ve HIRS takımdaki diğer arkadaşlarını utandırır hatta yüzlerini kıpkırmızı yapar umarım. Ki bu adam 36 yaşında, yaklaşık 1 sene yaşadığı ağır sakatlığın ardından bu seviyelerde hala oynuyorken arkadaşlarının onu örnek almaması utanç verici. Tekrardan helal olsun sana Mirsad helal ki bin kere helal. Ayrıca aldığı ribauntlara bakarsanız rakibin elinden aldığı, avantajın rakipte olduğu pozisyonlarda aldığını görürsünüz.

Bir iki cümle de Vidmar. Emir ve Ukic hakkında karalamak istiyorum.
Geçen senenin sakatlanana kadar iyi isimler arasında sayabileceğimiz Vidmar'dan bu sene adeta eser yok. Aslında sakatlıktan sonra sezona kötü de başlamadı ama son maçlarda ondan da pek eser yok. Çok çabuk faul problemine giriyor diyoruz ama sezon başında böyle bir problemi yoktu. İyi oynadığı süreler dahil Spahija'dan devamlı kesik yedi, kenarda unutuldu ki bu da bence kendisinde bir özgüven sorunu oluşmasına sebep oldu. İyi olduğunda takımın en iyi savunma yapan uzunu bana göre Vidmar'dır. Sanki bu faul problemi biraz da Spahija'ya inat yapıyor gibi geliyor bana.(kişisel görüşümdür)Sen beni zamanında, iyi oynadığımda dahi kenarda unutursan ben de faullerimi alır çıkarım tarzında.

Emir ise bu seneki benim kişisel olarak en büyük hayal kırıklığım oldu. Oysa ki yazın Avrupa Şampiyonası'ndan ne kadar iyi dönmüştü. Spahija'nın bir eseri daha. Çocuğun sürelerini kısalta kısalta basketboldan soğuttu adeta ki bu sene bana göre iyi oynasaydı kendini aşıp Avrupa'nın sayılı üst düzey oyuncuları arasına girecekti ki maalesef olmadı. Bu sene geçen seneki Fenerbahçe Ülker'i bir üst seviyeye çıkaracak oyuncu idi ama Spahija sağolsun buna çok güzel engel oldu. Sen dur bu takımın asıl yıldızı benim dedi. Emir'i hiçbir şekilde doğru zamanda doğru yerde maalesef kullanamadı Spahija. Buna paralel olarak da Emir'in form durumu düştükçe düştü. Hala benim için takımın en değerli oyuncusudur fakat doğru ellerde. Obradovic yönetimindeki bir takımda sizce Emir böyle mi olurdu??

Ukic için bu dediğime karşı çıkacak insanlar olacak ama benim şahsi düşüncem Ukic bir takıma F4 oynatacak bir guard değil. Oynadığında kimsenin olumsuz konuşamayacağı bir oyuncu olmasına rağmen maalesef winner karakterli seni bir üst seviyeye taşıyacak bir oyun kurucu değil.

Kuralar çekilip maç programına baktığımda şöyle bir yorumda bulunmuştum. İlk iki maçı alır, burada ve orada oynayacağımız Panathinaikos maçları sonucunda grubun ilk ikisi belirlenir demiştim. Ne kadar da hayalci bir şey öngörmüşüm:)) Hoş hala F8 şansımız sürmesine sürüyor ama çıksak ne olacak diyenler de var (ki sonuna kadar haklılar) çıkmak F8 oynamak iyidir diyenler de. Her iki görüşte sonuna kadar doğru. Doğru olmasına doğru da şu an Fenerbahçe Ülker hızla dibe doğru gidiyor ve buna dur diyecek kimse yok maalesef ortada. Spahija'dan falan ümidimi kestim ben (ki kendisini kişisel olarak hep sevmişimdir) Ama olmuyor koç olmuyor. Bu hızla dibe gidişe bir an önce engel olunmaz, dur denmez ise bu sadece bu seneyi değil maalesef önümüzdeki seneyi de çok büyük bir şekilde etkileyecek. Tek ümit beslediğim isim açıkçası Aydın Hoca ama ondan da ses seda çıkmıyor. Hadi Aydın Hocam artık bırak prensiplerini ve bu takıma el koy.

Çok ilgimi çektiği için bu fotoyu paylaşmak istedim...Sayı olmuş mudur acaba?? (tekrardan maça bakmaya üşendim açıkcası) :))


Püzant YÜCECAN

5 yorum:

  1. Güzel yazı olmuş, duygu ve düşüncelerimi dökmüşsünüz satırlara. Özellikle Mirsat ve Vidmar yorumunuz. Bize gelmeden önce izleme şansım olmadığı için Gist eleştiriize kısmen katılmıyorum. Onun böyle dağılmasının sebebi de takımın genel durumu olabilir. Pozisyon basket oldu. Herşeye rağmen son sn kadar izledim maçı.

    YanıtlaSil
  2. yorumlarınıza katılmamak elde değil çok güzel bir yazı eklemek istediğim 1 2 şey olarak chuck eıdson ve marcelınho huertas gıbı bütçemiz dahılınde alabılecegımız 2 oyuncu olmasına ragmen 3.sınıf amerikalılarla gist ve jerrelsla geçiştirmek bence takımın bu duruma gelmesindekı en önemli etken. saygılar

    YanıtlaSil
  3. vidmar ve emir hakkındaki düşüncelerine katılıyorm ve onlatın arasına ömeri de katmak istiyorum.koç bu oyuncuları bitirdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Sayın Spahija ya artık saygı duymuyorum. bu bütçeyle Avrupada daha ayakları yere basan basketbol oynayamıyorsak ve f4 konusunda iddalı olamıyorsak problem oyuncularda değildir!
      Yazık, İbrahim Pana'nın coach ile bıkmadan usanmadan ısrarla ve uzun saatler boyunca pozisyon antremanı yaptıklarını söyledi, bizim hocanın takıma çalışılmış ne defans pozisyonları kombinasyonlarını, ne pick & roll, penetre, hızlı pas ve pozisyon alma örneklerini göremedik ki, yazık ya Pana nın hücum ve defans pozisyonlarında ne kadar acemi durduk.
      Coach Spahija anca sporculara bağırıyor çağırıyor egolarını paramparça ediyor, Psikolojik ısınan isabetli atış atma hevesini hepten siliyor, o oyuncu nasıl korkmadan kendinden emin olacak?
      Hata yapana batılılar şeker verir, hadi kalk der yerden, motive eder bu aksine oryant kültüründende değil halbuki, eziyor aşağılıyor yıkıyor ayağa kalkmasını engelliyor, her dakka inat yapamazsın ki bu hocanın bağırışlarına!
      Neden bu takım çalışmaz? bakın Air Jordan ne demişti! "Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. Çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. İşte başarımın sırrı..." ve "Herkes bir gün Michael Jordan olmak istiyor. Ben ise her gün Michael Jordan olmak zorundayım" (Michael Jordan).
      Arkadaş para alıyorsanız, bu sizin yaşamınızsa faul atış çizgisinden %70in altına düşme hakkınız kesinlikle olamaz! Biz o salonu dolduracaksak attığınızın girmesi lazım! Yoksa gidin bunu yapanı alalım dahada rezil etmeyin kendinizi...
      Püzzantcım abin uzun yazdı gene...
      seni saygı sevgiyle kucaklıyorum...

      Sil
  4. huertas ve eidson'ın alınabileceğini yazan arkadaşa sesli güldüm. efes'in huertas'a ve caja'ya yaptığı teklifi bilmeden sallamak da ayrı bir şey. eidson'da barcelona'dan aldığından çok daha fazlasını istemişti türkiye'ye gelmek için.
    bu arada güzel ülkemde huertas'a dilenenlerin hiçbiri de hatırlamıyor mccalebb'ın 3 yıl önce mersin'de oynadığını.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...