Sherlock Holmes and Dr Watson's adventures in 21st Century
London. A thrilling, funny, fast-paced contemporary remake of the Arthur Conan
Doyle classic.
221B Baker Street...
Uzun zamandır kendime göre izleyecek bir dizi bulamıyordum.
Sadece annemle oturup Merlin izliyordum ki çoğu kişinin sevmemesine rağmen
Merlin ve Kral Arthur efsanesinin hayranı olarak benim dizi de çok hoşuma
gitmişti. Basit ve sürükleyici bir diziydi bana göre ama sezon aralarının biraz
uzun olmasından da şikâyetçiydim. Neyse bu sezonu da tamamladıktan sonra kendime yeni bir dizi aramaya başladım. Bir ara Homeland izlemeye kalkıştım olmadı.
Daha sonra Hell On Whells izlemeye çalıştım ona da ısınamadım ama dün uzun süredir kendi
kendime izleyeceğim dediğim Sherlock dizisinin ilk bölümünü izledim ve açıkçası
diziye vuruldum.
BBC One kanalında yayınlanmaya başlayan Sherlock'un yapımcıları Steven Moffat ve Mark Gatiss. Steven Moffat'ı Coupling,
Doctor Who ve Jekyll gibi dizilerden hatırlamak mümkün.
Dâhilik-delilik arasındaki ince çizgide dolanan, zekâ seviyesi en
üstlerde gezen, kibirli, kendini beğenmiş dedektifimiz Sherlock'u dizide Benedict Cumberbatch canlandırıyor.
İfadesiz yüzüyle Cumberbatch
bence Robert Downey Jr'dan daha çok oturmuş Sherlock karakterine.
Guy Ritchie'in Süpermen kıvamındaki Holmes'una karşılık dizideki Holmes,
Sir Arthur Conan Doyle'un Sherlock'una daha yakın. Tabi sadık yardımcısı
Dr. Watson'ı canlandıran Martin Freeman'ı da unutmamak lazım. Dizide Dr. Watson karakterine bağlı olarak bloggerlara da gönderme var:) Ki Dr. Watson'ın bloguna bu adresten ulaşabilirsiniz. Ayrıca kendine özgü The Science Of Deduction yöntemiyle cinayetleri çözen Sherlock'un kullandığı bu yöntemle ilgili de ayrı bir site mevcut.
Dizinin Londra'da geçmesi ve kullanılan İngiliz aksanından dolayı
zaten diziye objektif olarak yaklaşmam asla söz konusu olamazdı:) Ki daha ilk
bölümden eğer İngiltere'ye özel bir ilginiz ve sevginiz varsa aklınızdan hemen
"uçak bileti ne kadardır" "nerede kalırım" gibi düşünceler
geçeceğinden eminim. Londra'ya dair ne varsa dizide bulabilirsiniz. Londra'nın
mistik sokaklarından siyah taksilerine, kırmızı otobüslerine kadar her şeyi
ayrıntılı bir şekilde görmeniz mümkün. Eğer bir Londra aşığı iseniz bu dizi
sizin yüreğinizi hoplatmaya aday. I'm British I'm British diye bağıran bir
dizi. Dizideki diyaloglar biraz ağır. Özellikle Sherlock'un düşünmeye,
kendi kendine konuşmaya başladığı sahnelerde. IQ seviyesi hat safhada olan başkarakterimizin
söylediklerini anlayarak takip etmek oldukça zor. Açıkçası benim İngilizcem
yetmedi diyeceğim o sahnelerde ama alt yazıda bile takılma yaşamadım desem
yalan olur. Durdura durdura izlemekte fayda var:) Diğer karakterlerinin ise
aralarındaki konuşmalarda böyle bir sıkıntı çekmiyorsunuz.
Dizi daha başlar başlamaz sizi içine alabilecek bir özellikte.
Detayların üzerinde çok durulduğu için diziyi izledikçe açıkcası detay manyağı
olmaktan da çekinmiyor değilim. Daha ilk bölümü böyle ise. Dizinin güzel
tarafı ise her dizide ve filimde kullanılan, okunması bir dert olan ve
anlaşılmayan telefon sahnelerini görselleştirmiş olmaları. Ayrıca dizideki
düşünce balonları da dizinin başka bir güzel yanı. Bu sayede Sherlock'un
aklından geçen veya olmaz deyip elediği fikirleri, gözlemlerinin sonuçlarını ne
şekilde bağladığını da rahatlıkla görebiliyoruz.
Dizinin tek kötü yanı aslında kötü müdür iyi midir bilmem ama
sezon başına sadece üç bölüm çekilmesi. Bundan dolayı diziye çok bağlanmamanızı tavsiye etmek istesem de bu zor gibi duruyor. Aslında dizi demek biraz da
yanlış olur Sherlock için. Mini dizi desek daha yerinde. Dizinin her bölümü
yaklaşık bir buçuk saat civarında. Aha bizim Türk dizileri gibiymiş demeyin
sakın. Bir buçuk saat boyunca karakterlerin birbirine bön bön baktığı sahneler
yok tabi ki. Öyle güzel bir dizi ortaya çıkarmışlar ki, bir buçuk saat boyunca
hem eğleniyorsunuz hem düşünüyorsunuz hem de heyecanlanıyorsunuz. Yukarıda da
dediğim gibi İngiliz yönetmen Guy Ritchie'nn Sherlock Holmes'larını
unutturacak kadar sağlam bir dizi. Açıkçası 2009 yılında ve geçen sene çekilen
Amerikan vari Sherlock'a İngilizler tokat gibi bir yanıt vermiş. Sherlock
Holmes ancak bu kadar güzel günümüze uyarlanabilirdi. Belki biraz abartacağım
ama klasik edebiyat eserlerinin günümüze nasıl uyarlanacağı konusunda ders
olarak da okutulabilir. Sherlock'un elinde cep telefonu gördüğünüzde inanın hiç
yadırgamıyorsunuz. Gerek karakterleri, gerek çekimleri olsun müzikleri ve senaryosuyla
beraber müthiş bir dizi. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Sherlock
Holmes: Shut
up.
DI
Lestrade: I didn't say
anything.
Sherlock
Holmes: You were
thinking. It's annoying
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder