24 Ekim 2011 Pazartesi

Fenerbahçe Ülker Son Çeyrekte...

"İnsan kendine sormadan edemiyor "Geçen sene biz bir rüya mı gördük?" Beko Basketbol Liginde önüne geleni deviren, Euroleague'de unutulmayacak maçlara imza atan takım gitmiş, yerine sıradan bir takım gelmiş adeta. "


 Maç günü çalıştığım için maalesef Antalya Bşb. maçını canlı olarak izleyemedim. Ülkemizde maalesef bir basketbol maçını canlı izleyemediniz mi tekrarını bulmak çok zor bir olay. Akşam eve geldiğimde Antalya Bşb.-Fenerbahçe Ülker maçının FB Tv'deki tekrarını da kaçırınca işler daha zorlaştı. 2 gün aradım taradım yok. Neyse ki bu sabah tesadüfen FB Tv'de maçın tekrarını yakalayabildik.

Beko Basketbol Ligi'nin 2. haftasının açılış maçında Fenerbahçe Ülker deplasmanda Antalya Bşb.'ni zor da olsa mağlup etmeyi başararak lige yoluna kayıpsız olarak devam etti. (77-81)
Maçı kazanmasına kazandık orada bir sorun yok. Peki, sorun nerde?? Galatasaray ile oynanan Cumhurbaşkanlığı kupasını da katarsak şu ana kadar takımımız 2 lig ve 1 Euroleague maçı ile toplam 4 resmi karşılaşma oynadı. Trabzonspor maçında alınan galibiyeti saymıyorum açıkçası. Oradaki hava çok farklıydı bunu hepimiz biliyoruz. Trabzonspor'unda durumu ortada zaten. Bizim için daha çok önemli olan kupa maçını ve Caja Laboral'a karşı oynanan Euroleague ilk maçını da maalesef kaybettik. Cumartesi günü ise gördüğüm şey ligin orta sıralarındaki herhangi bir takımın Fenerbahçe Ülker'e karşı biraz kendini sıkması haline maçı her türlü başa baş götüreceği. Tabi bahsettiğim Fenerbahçe Ülker'in şu andaki hali. Kendini toprladığında ise ligde kolay kolay rakip tanımaz.

Maça iki takımda başa baş bir mücadele ve sert savunma ile başladı. İki tarafında birbirine üstünlük kurnaya çalıştıysa da maçın ilk 5 dakikası Antalya Bşb.'nin 9-8'lik üstünlüğe ile geçildi. Bu çeyrekte Ukic, Kaya ve Emir'in etkili oyunu ve çeyreğin sonunda Emir'in kullandığı 2 serbest atış sonucu 15-17 önde kapadık.
2. çeyrekte Fenerbahçe Ülker oyuna biraz daha ağırlığını koyarak son 5 dakikaya 22-30 önde girmeyi başardı. Fakat burada da gene skoru koruyamama veya vurup geçme olayını beceremediğimiz için Antalya Bşb. 2 dakika içinde farkı eritip 3 sayıya kadar düşürdü. Buna rağmen ilk yarıyı 34-38 önde kapamayı başardık.
3. çeyrekte ise Oğuz'un ve Emir'in sayıları ile yeniden farkı 7 sayıya çıkardık. Ardından Antalya Bşb. oyundan kopmaması ve yaptığı iyi savunma ile 9-0'lık bir seri yakalayıp maçta 44-42 öne geçmeyi başardı. Hem savunmada hem de hücumda bu çeyrekte üstün olan taraf tamamen Antalya Bşb. idi ve bunun da meyvesini çeyreği 8 sayılık farkla 58-50 kapatarak aldı.
Son çeyreğe 8 sayı geriden giren Fenerbahçe Ülker maç boyunca gene kötü bir performans gösteren Curtis Jerrells'ın bu çeyrekteki iyi oyunuyla farkı eritip 65-66 öne geçmeyi başardı. Bu çeyrekte, pek beğenmediğim Jerrells'ın gerek Oğuz'a yaptığı asistler olsun gerek turnikeleri olsun güzel bir performans sergiledi. Son 3 dakikaya 67-70 önde girmemize rağmen  önce Antalya Bşb.'nin yaptığı iyi alan savunmasıyla ardından Melih Mahmutoğlu'nun arka arkaya attığı iki 3'lüğe engel olamayınca ev sahibi takım maçta 73-70 öne geçti. Ardından biraz Antalya Bşb.'nin acemiliği biraz da bizim hata yapmamamızdan dolayı maçı 77-81 kazanmayı bildik.

En üstte yazan kısma ise şimdi gelelim. Biz geçen sene bir rüya mı görmüştük. Takım geçen senedeki performansından tamamen uzak. Ne geçen seneki sert savunmamız var ne de hücumdaki hareketliliğimiz. Hücumda adeta ne yaptığımızı bilmiyoruz. Belirli bir oyun düzenimiz yok. Zaten asist rakamlarına bakarak bunu daha kolay anlayabiliriz. Fenerbahçe Ülker toplamda 12 asist yaparken rakip Antalya Bşb ise 17 asist ile maçı tamamladı. Rakip sahaya topu getiren kimi görürse o anda ona topu veriyor o da hemen sayıya gitmeye çalışıyor. Ne bir top çevirme ne bir ekstra pas var. Eeee basketbolda geçerli olan kural "Guard'ın kadar konuşursun" Biz bu sene biraz kekeme kaldık. Rakip alan savunması yaptığında ise tamamen suskun kalıyoruz. Koç Neven Spahija'nın kaç maçtır buna çare bulabildiğini görmüş değilim. Ayrıca hücumda 3 sayılık atışlarda da sorun yaşadığımız ortada. Antalya Bşb.'nin 10/23 %43'lük bir 3 sayılık performansına karşılık bizde bu rakamlar 5/19 %26. Bu maçı kazandık kazanmasına da maçı asıl bize kazandıran şey Antalya Bşb.'nin yaptığı toplam 23 top kaybı ve aldığımız 20 hücum ribaundu idi. İlk yarı neyse de özellikle 3. çeyrek ve son çeyreğin başları Antalya Bşb. bizi hücumda tamamen kilitledi. Zor atışlara zorladı. Kolay sayılar bulamadık. 4. çeyreğin sonlarına kadar da bu devam etti. 4. çeyreğin sonlarına doğru Fenerbahçe Ülker'in tecrübesine Antalya Bşb.'nin top kayıpları ve düşük yüzdeli faul atışları eklenince maçı kazanmasını bildik. (Sanki bizimkisi çok iyiymiş gibi)

Bojan Bogdanovic kalitesini kanıtlamış bir oyuncu olmasına rağmen son 2 maçtır tamamen suskun. Hatta bu maçta adeta yokları oynadı. 0 sayıyla oynadığını söylememize zaten gerek yok. Atamadıkça daha zorlama atışlar, el üstünden 3'lükler atmaya başlıyor. Bu anlarda da hem takımına hem de kendine çok zarar veriyor. 2 sayı:0/5 3 sayı:0/4. Son çeyreğe koç Neven Spahija Ukic, Hakan Demirel ve Curtis üçlüsüyle başlayarak zaten Bogdanovic'e kıssadan mesajını da vermiş oldu.
Jerrells için en başta daha erken dememize rağmen hala kendiden bir ışık görmüş değilim. Sadece maçın son çeyreğinde takıma katkısı oldu o kadar. Maç genelinde ne bir guarda yakışır biçimde top dağıtabiliyor ne de içeri dalarak atışlar yapıyor.
Yeni transferlerimizden ikisi için olumsuz şeyler söylediysek de Gist için daha olumluyum. Savunmada gayretli. Biraz daha sert olursa daha da iyi olacak. Bir de çok güzel sıçramasına rağmen çok erken sıçrıyor. Momentumu tutturamıyor pek. Belki TBL’ de pek sorun olmayacak ama Euroleague'de başımıza sorun açabilir. Bakınız Caja Laboral maçı Teletovic. Ayrıca 4. çeyreğin 6. dakikasındaki smaç ise muazzamdı.
Ukic ve Emir artık bu takımın onların takımı olduğunu anlamaları lazım. Emir'in yeteneklerine kimse bir şey söyleyemez ama sebebini bilmediğim mental bir sorunu var Emir'in.
Kaptandan söz etmeye de pek gerek yok. Fenerbahçe taraftarı her maçtan önce "Aman sakatlanmasın" diye dua etmeli bence. Savunmada kendine verilen adama yapışması, hücumdaki gayretiyle takımdaki şu andaki en iyi isim. Bu maçı da 10 sayıyla tamamladı kaptan. Yaşı 33 unutmayalım bu arada.
Maçın için söyleyebileceğim tek olumlu şey ise Oğuz. Ufak ufak kıpırdanmaya başladı Oğuz. En azından hücumdaki katkısından dolayı söyleyebiliriz bunu. Maçı 15 sayıyla tamamlayan Oğuz takımımızın en skorer ismiydi.
Vidmar'a artık değinmeyeceğim. Ben söylemekten bıktım koç O'nu 3. çeyrekten sonra oynatmamaktan bıkmadı. Antalya Bşb. karşısında süre alamayan Erbil ve Berkay'ı saymassak 08:53 ile en az süre alan oyuncumuz. Bu süre zarfında ise 5 sayı, 3 ribaund, 1 top çalma ve 1 blok ile oynadı Vidmar. 15 dakika süre alan Kaya da 5 sayı attı Antalya Bşb. karşısında. Bu çocukla alıp veremediği nedir anlamıyorum. Sayı atıyor mu atıyor, savunması sert mi sert, yeri geldiğinde blokları da muazzam. Daha ne yapacak takımı için ben bilmiyorum. Bilen varsa söylesin bana.

Bu maçı kazanmak daha doğrusu iyi oynayarak kazanmak takımın moral ve motivasyonu için çok önemliydi. Maçı kazanmasına kazandık ama iyi oynayarak mı? Kesinlikle hayır.
Hepimizin de bildiği gibi Perşembe akşamı Euroleague maçımız var ve rakip Olympiakos. Her ne kadar Olymipakos eski Olympiakos değilse de biz de geçen seneki Fenerbahçe Ülker değiliz. Pire'deki maç ilk maçlarında mağlup olan iki takım açısından da çok önemli. Açıkçası Pire'de işimiz hiç de kolay olmayacak.


Püzant YÜCECAN 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...