13 Ekim 2011 Perşembe

Fenerbahçe Ülker - Galatasaray...



Yazının başlığı bile belliydi aslında "Nerede Kalmıştık" ama maalesef dün akşam 27. Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda pek de iyi olmayan bir oyunla ezeli rakibimize kaybettik. Aslında bu tür kupalar hem basketbol hem de futbolda benim için bir hazırlık maçından farksızdır. Rakip Galatasaray olunca tabi işler de değişiyor. Aslında kupanın doğal sahibi biziz ama napalım TBF tekrardan bir maç yaptırıyor.

Gelelim asıl konuya dün akşam neden kaybettik eksiklerimiz nelerdi. İlk gördüğüm şey geçen sezon F4 için çok umutlu olduğum takım için bu sene aynı şeyi pek de söyleyemiyorum. Tabi bunda giden isimler ve bu takımın artık kronikleşen sakatlık şanssızlığını da eklemek lazım. Ama dün akşamki maçta hem oyuncularımız hem de koç Spahija'nın yaptığı hatalar Galatasaray'ın işine yaradı ve 26 sene sonra Cumhurbaşkanlığı kupasını müzesine götürdü.

Maç öncesi tahminim iki takımında başa baş mücadele edeceği yönündeydi ki kupa da sahibini iki uzatma sonunda buldu. İlk periyot karşılıklı sayılar ve top kayıplarıyla geçilirken ikinci periyotta Galatasaray iyi oyunu ve koç Spahija'nın da aldığı teknik faul sonucu skoru 33-23'e taşıyıp farkı 10 sayıya çıkardı. Bu dakikadan sonra tüm maç boyunca bence Fenerbahçe Ülker en iyi basketbolunu oynadı. Savunmada vitesi arttıran Fenerbahçe Ülker, Galatasaray'ı top kayıplarına zorlamaya başladı ve rakibin fast-breaklerde geri koşamamasından da yararlanarak farkı eritti ve ilk yarıyı kaptanımız Ömer Onan'ın son saniyede bulduğu boş turnike ile 39-38 önde kapadı.

3. periyot da diğer iki periyot gibi karşılıklı sayılar, top kayıpları ile geçti. Bu periyotta dikkatimi çeken en önemli şey ise iki koçun maçı izleme şekilleriydi. 3. çeyrekte Emir Preldzic aynı yerlerden çok rahat sayılar atmaya başlayınca Galatasaray koçu Oktay Mahmuti hemen oyuna müdahale ederek Caner Topaloğlu'nu oyuna aldı ki bu da zaten Emir'i birazda olsun durdurdu. Fakat bizim koç Spahija ne yaptı? Furkan Aldemir pota altından sayılarını atmaya başlayınca Spahija bunu aynen bizim gibi seyretti ve buraya hiçbir önlem almadı. Bu da bana geçen seneki final serisinde benim görüp de koçun göremediği Tutku-Andric pick&roll lerini hatırlattı. Galatasaray’ın hücum seti belli Tutku-Andric pick&roll oraya yardım geldi mi dışarı Shumpert'e çıkar üçlük atsın. Zaten Galatasaray'ın dünkü maçtaki de en skorer oyuncuları Mert Shumpert (22) Luksa Andric (22). Vidmar'ın bu durumda oyuna neden alınmadığını anlamak mümkün değil. Pota altında sert savunmaya ihtiyacımız olduğu anda. Herhalde sakatlığı nüksetti diye düşünmek istiyorum açıkçası.

4. periyot Fenerbahçe Ülker'in belki de maçı koparıp gidebileceği tek periyottu. Maçın başlarında pek beğenmediğim Ukic çıktı sahneye. Sakatlıktan yeni çıkmış olduğundan dolayı kötü oyununa pek bişey diyemeyeceğim. Bu periyotta Ukic etkili oyununa Bojan Bogdanovic de katılınca skor bir anda 70-63'e geldi. 7 sayı farkı yakalamışken Galatasaray hemen alan savunmasına döndü. Yine de biz buradan maçı koparabilirdik ama yine üçlük atıp bir anda maçı koparma fetişizmimiz coşunca maalesef beceremedik. Bu üçlük atma hevesi nerden gelir anlamam. Tamam, rakip alan savunması yapıyor olabilir ama sen de süreyi eriterek oyna, içeri penetre et sayı bulamazsan bile en kötü 1-2 faul yaptırırsın rakibine. Hoş geçen sene de bu tür durumlarla çok karşılaştık. Fenerbahçe Ülker'in bu maçı koparamamama durumu nedir inanın anlamıyorum. Geçen seneki Valenciya maçı 10 sayı öndeyiz zar zor kazandık. Hele bir Olympiakos maçı var ki evlere şenlik. 3. çeyrek sonunda 13 sayı öne geçtiğimizde maç geldi derken maç sonunda bir baktık ki 15 sayı farkla yenilmişiz. Neyse biz gene amacımıza dönelim. Galatasaray'ın iyi alan savunmasına karşılık biz de hücumlardan boş dönünce skor 72-72 oldu maalesef. Son saniyelerde Galatasaray Andric'in basket faulüyle öne geçse de Emir'in son saniyedeki basketiyle maç 78-78 ilk uzatmaya gitti.

İlk uzatmada 82-79 öndeydik ve top bizdeydi yine Ukic'in burada 3'lük denemesi boşa gidince rakip Shumpert ile 3 sayı bulunca 82-82 eşitlik oldu. Son 38 saniyede 85-84 öndeyken Gist'in hatalı yürümesinin ardından Caner Topaloğlu kullandığı 2 faulün sadece 1'ini sayıya çevirebildi ve durum yine eşitlendi. Ardından Ukice yapılan faul sonrası maalesef Ukic'in 0/2 atması sonucu yeniden maç uzatmaya gitti. İkinci uzatmada ise yediğimiz iki 3'lük ile adeta maçı bitirdik. Ukic ne kadar çabalasa da o saatten sonra maçı döndürmek çok zordu ve maalesef kupa Galatasaray'ın oldu.


Püzant YÜCECAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...