8 Mart 2013 Cuma

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun (mu)??



Sabahtan beri gerek sosyal medya gerekse yazılı ve görsel medyada 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile kutlamalar, tebrikler vs. vs. Bana hep blog için denen şey "Fenerbahçe'den başka bir şey yazmıyorsun ki" olmuştur ki blogun amacına saçma bir görüş olsa da bu alın size Fenerbahçe dışında bir yazı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü Türkiye'de kutlamak benim için hapisteki bir insana "Ah canım ne kadar da özgürsün" demekten fazla ileriye gitmeyecek bir hamle. Şimdi hemen sen de muhalefet olma, kutla geç işte ne var diyeceksiniz. İşte ben de tam bundan dolayı kutla geç olayına karşıyım. Sonuçta senenin 365 günü eşini döven biri de gelir 8 Mart günü "8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu olsun" der geçer ama ne kadar samimi olur bu o ayrı bir konu.

Türkiye'de "Kadın" olmak gerçekten çok zor zanaat. Gelin rakamlar ile Türkiye'de kadınlarımız nerede ne konumdalar. O hep "Başımızın tacısınız" dediğimiz kadınlara gerçekten verdiğimiz önem nedir bir görelim.

Dünya Ekonomik Forumunun Kadın Erkek Eşitliği Karnesine göre ülkemiz kadın - erkek eşitliği konusunda 136 ülke arasında ancak kendine 126. sırada yer bulabildi. Hemen üzülmeyelim di mi bizden daha kötü ülkeler de var. Fas, Suudi Arabistan, Pakistan, Çad ve Yemen. #yersen
İran'ın bile kadın - erkek eşitliği konusunda listede bizden yukarıda bulunması ise ayrı can yakan bir olay.

İleri demokrasi diyen hak, özgürlük eşitlikten bahseden hükümetimiz ve ana muhalefet partimize baktığımızda ise gerçekten ne kadar eşitlikçi olduklarını görebiliyoruz. 2007 genel seçimleri sonucunda, kadınların parlamentoya katılım önceki dönemlere göre yüzde 100 artış göstermiş #yersen TBMM'de şu an 550 milletvekillinden sadece 48'i kadın. Inter Parliamentary Union tarafından hesaplanan parlamentolarda kadın oranı dünya ortalaması yüzde 18,4 iken, Türkiye’de yüzde  9,1. İşte bu oranla 181 ülke içinde 105’inci sıradayız. Bakanlar kurulunda sadece bir bakan kadın o da klasik Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığı yapan Fatma Şahin. Al sen bunla uğraş erkek işlerine karışma dermiş gibi.

Türkiye’de toplam sayısı 16 olan Büyükşehir Belediyeleri arasında kadın başkan yer almıyor. 2903 Belediye Başkanından yalnızca 26’sı kadın. Hâlbuki hep demez miyim "Yuvayı dişi kuş kurar" diye. Hep dilimizde, icraata gelince "Sen bir dur bakayım" Hâlbuki geçmişte öyle miydi. Yıl 1930: Kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı.

Türkiye’nin üyesi olmayı hedeflediği Avrupa Birliği’nde her 100 kadından 59’u çalışırken, bu sayı Türkiye’de sadece 22. Evet sadece 22 sayı ile de yirmi iki. Bunun ana nedenlerinden birinin eğitimsizlik olduğunu söyleyeceksiniz ki kesinlikle haklısınız ama şunu da bilin ki Türkiye'de sayısı azımsanmayacak kadar üniversite mezunu olup, mastırını yapmış allamış budaklamış çok eğitimli insan gördüm "Yok benim eşim çalışmaz" diyen.


Bunlar iş ve siyaset alanındaki kadın etkinliğinin istatistikleri. Bir de Türkiye'de "Kadına Şiddet" ve "Töre" belası var ki yukarıda bahsettiğimiz konular bu iki illetin yanında solda sıfır kalır.

Resmi verilere göre Türkiye’deki kadın cinayetlerinin yedi yılda yüzde 1400 arttığı görülüyor. 2002’den 2009’a kadar öldürülen kadınların sayısı 953. 2010 ve 2011 rakamları bu sayıya dahil değil. Yine istatistiklere göre Türkiye’de her 10 kadından dördü şiddet görüyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun deyip bir yandan da "sırtından köteği karnından bebeği eksik etmeyeceksin" denilen bir ülkedeyiz. Bana kimse bu düşünce artık bitmiştir demeyin. Diyecekseniz de demeden önce Türkiye'nin sadece İstanbul-Ankara ve İzmir'den ibaret olmadığını düşünüp sonra karar verin.

Dayak ve şiddet sorunun yanında bir de tecavüz illeti var ki o da başlı başına ayrı bir konu başlığı. 2011 yılında Türkiye'de 102 kadına ve 59 kız çocuğuna tecavüz edilmiş. Yetkililer tarafından gerekli önlemler alınmadıkça ve yeterli cezalar verilmedikçe maalesef bu sayılar gün geçtikçe artacak durumda ülkemizde. Bunun yanında maalesef ülkemizde tecavüze mağduru kadınlar sadece istatistiklerde birer sayı olarak kalıyor. Nedeni ise tecavüz eden sapıkların yeterli ceza almasını geçtim bazılarının hatta çoğunun ceza almadan serbest bırakılmasının yanı sıra maalesef mağdur kadınların çoğunun suçlu olarak görülmesi. Hayır, suçlu gören de sokaktaki insan bile değil, bu ülkenin adalet kurumları.

Ülkemizde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamanın en büyük çelişkilerinden biri de "Çocuk Gelinler". Uçan Süpürge'nin (Kadın Haber Sitesi) 2012 yılında yaptığı bir araştırmaya göre;

Orta Anadolu’nun altı kentinde 146, bu bölge dışında kalan 44 şehirde 3185 kadın ile yaptığı anketten bazı sonuçlar (Orta Anadolu hariç):
• 18 yaşından küçük evlenenlerin oranı %14,3’dür.
• 17 yaşından küçük evlenenlerin oranı %9,3’tür.
• 15 Yaşından küçüklerin oranı %5’dir.
• Orta Anadolu gibi, evlilik yaşının Türkiye ortalamasından daha küçük olduğu bir bölge daha var: Güneydoğu Anadolu. Bu bölgede oran %22,7.
• Hiç okula gitmeyen kadınların %33,3’ü kaçırılarak evlenmiş.
Kaynak: Uçan Süpürge Erken Evlilikler/Çocuk Gelinler Politika Notu, 2012

Anlayacağınız durum içler acısı ve biz hala "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" kutlu olsun diye nidalar atıyoruz. Kutluyoruz ediyoruz da kadınlarımız için ne yapıyoruz??? İşin daha da acı yanı dünyada birçok ülkede daha kadın haklarının ne olduğu bilinmez iken ülkemiz bu konuda ilk adımları atmış durumda idi.
1934: Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı...

Kısacası işin özü aslında şudur ki; Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun diyeceğimize 8 Mart günü tüm kadınlarımızdan özür dilemek bence daha mantıklı olur. Sizce?


DipNot: Gene de ülkemizdeki tüm Emekçi Kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun diyelim ama kimse kusura bakmasın da Nişantaşı'nda avel avel dolaşan, evet sen o kürk mantolu abla sana diyorum senin kutlu olmasın.

Rakamsal bilgiler www.haklikadinplatformu.org internet sitesinden alınmıştır.


Püzant YÜCECAN




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...