Twitter'da 140 karakter sınırından dolayı bölük pörçük olmasın
diye buraya yazıp paylaşmak istedim...
Cumartesi sabah 10 gibi uyandım ve
akşam sekizde iş başı yaptım. 12 saatlik çalışmanın ardından sabah 7:30 gibi
üzerimi değiştirdim. Formamı giyip servis katına indim ve Kadıköy
servisinin hareket etmesini bekledim. 8:20 gibi hareket eden servis Pazar günü
yolların boş olmasından dolayı 9 gibi stadın önünde indirdi beni. Karnımız aç, bir şeyler yememiz lazım hemen gittim stadın karşısındaki büfeye (Migros’un
oradaki) 2 tost+1 çayı polislerle dolu bir ortamda bitirdikten hemen sonra
kalktım büfeden ayrıldım. Tam stadın karşısında yaktım sigaramı derin bir nefes
çektim içime ve etrafı izlemeye başladım. Yavaş yavaş insanlar stada gelmeye
başlıyordu. Stattan ise sanırım mikrofonu test ettikleri için sesler geliyordu.
Bir iki arkadaş ve tanıdığı aradım acaba gelmişler midir diye şansımı deneyeyim
dedim ama o saatte kim gelir:) Neyse zaman yavaş yavaş ilerlerken stadın
çevresi iyice dolmaya başladı. Yaklaşık saat 10 gibi falandı yanlış
hatırlamıyorsam müzenin oradaki girişe doğru yol aldım. Hafiften oralarda sıra
olmaya başlamıştı ve biz de o hüzün kuyruğuna katıldık. Tanı tanıma o an hiçbir
şey fark etmiyor. Yaşlısı, küçüğü büyüğü herkes birbiriyle sohbet ediyordu.
Bir ara şu an ismini hatırlamadığım bir kanal insanlarla röportaj yapmaya
başladı. O ana kadar birşey yokken uzaktan birden kortej göründü ve o an işte o
cenaze arabasının içinde O'nu görünce gerçek yüzünüze dan diye vuruyor.
Yanımızdan geçti O'nu o tabutun içinde gördüğüm an... İşte o an içten içe
ağlamaya başlıyor insan. Neyse o anı atlattıktan sonra kapıların da açılması
ile insanlar yavaş yavaş içeriye girmeye başladı. İçeri girdik, gene mabedeydik
ama bu sefer içimizde ne sevinç ne de neşe vardı. Bu sefer çok farklıydı. Bu
sefer içimizde hüzün, kalbimizde kocaman bir acı vardı. Nasıl olmasın ki...
Lefter ya Lefter... Bazı insanlar vardı sanki hiç ölmeyecekmiş gibi gelir o
insanlar ama işte o acı gerçekle tekrardan karşı karşıya kalmıştık. Lefter'i
kaybetmiştik daha ne olsun ki. Atahan Abim vardır onu aradım neredesiniz diye
ve yanlarına çıktım. Stada durdum şöyle bir baktım. O dev formayı görünce zaten
kocaman bir helal olsun patlattım. Neyse yavaş yavaş stat dolmuştu (keşke
50.000 kişi olsaydı) ve artık törenin başlamasına çok az kalmıştı. Birden tribünler
başladı "Tribünler söyledi binlerce kere ver Lefter'e yaz deftere"
hem söylüyor hem de artık içimize akıttığımız gözyaşlarımız dışarı çıkmaya
başlıyordu. Lefter, takımın omuzlarında gelip o çimlere son kez çıktığı an ise gözyaşları
sel oldu adeta. Abartmıyorum cidden hüngür hüngür ağladım ki ben normalde
istesem bile ağlayamayan bir insanım ama o gün. Belki de senelerin gözyaşını o
ana saklamıştım. Lefter'i, Ordinaryüsü o şeklide görmek. İnsan dayanamıyor be
usta. Hiç kimsenin değil de torunu Özlem konuşurken çok fena oldum.
Yanımdakiler gözyaşımı görmesin diye kafamı hafiften sağa çeviriyor çaktırmadan
gözyaşlarımı siliyordum. Tören bitmiş, gözler kıpkırmızı olmuş bir şekilde
çıktık stattan. Yanlış hatırlamıyorsam saat 13:00-13:30 civarıydı. İçimde çok
fena uhde oldu ama akşam 8 de tekrardan işe gideceğimden dolayı adaya
gidemedim. Hüznümüz ve kederimiz ile stattan Kadıköy İDO iskelesine doğru yavaş
yavaş yürüdüm tek başıma. Neyse ki bir 15 dakikalık uyuyarak geçen bekleme
sonunda deniz otobüsüne bindik ve eve geldik. Eve gelip yatıp uyumam saat
14:30'u bulmuştu neredeyse ve akşamüstü 7 gibi uyandım tekrardan işe gitmek
için. Benim için cidden çok yorucu bir gün olmuştu ama eğer o gün oraya
gitmeseydim bugün çok ama çok pişman olurdum.
Aslında bu kadar
uzun yazmayacaktım kısa 1 paragraflık bir şey yazacaktım ama konu Lefter olunca
işte...
Neyse tekrardan
hep beraber en güçlü sesimizle;
Tribünler söyledi binlerce kere
Ver Lefter’e yazsın deftere
Bitti kalem doldu defter
Efsaneler ölmez LEFTER…
Milli Takım ve Fenerbahçe'nin kaptanı Lefter şerefine üç
defa,
'Sağol, Sağol, Sağol'…"
Herşey için çok ama çok
teşekkürler
"Ordinaryüs"
Seni asla unutmayacağız...Doğum günün kutlu olsun...
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder