Fenerbahçe Ülker
2012-2013 Turkish Airlines Euroleague normal sezonu ilk maçında evinde Rus
temsilcisi BC Khimki Moscow takımını 92-80 yenerek sezona iyi bir başlangıç
yaptı.
Geçen sezon EA7
Emporio Armani Milano maçından sonra buralara pek uğramadık zaten uğramak
da pek içimizden gelmedi. Euroleagu'deki kötü oyun ve kötü sonucun ardından
zaten kimse Beko Basketbol Ligi'nden de pek umutlu değildi ki daha çeyrek
finalde Beşiktaş'a elendik. Neyse ki o kara günler geride kaldı. Yeni sezon ve
yeni umutlarla tekrardan başlıyoruz. Hadi bakalım şimdiden hayırlı olsun.
Maça gelecek
olursak Fenerbahçe Ülker'in Euroleague ilk haftasında aldığı bu galibiyet pek
önemli gözükmese de (rakipten dolayı) aslında şu geçiş döneminde bu ilk maçlar
çok ama çok önemli. İyi ve sağlam bir kadro kurmamıza rağmen oyuncuların takımı
ve birbirlerini tanıma, koçun da takıma oynatmak istediği oyunu oturtması için
haliyle biraz süre geçmesi lazım. Bu sürede oynadığımız maçları kazanmak da
altın değerinde. Zaten takım tam olarak oturduğunda rakiplerimiz için korkulu
rüyalar başlayacak bundan eminim ama bu dönemde biraz da zorlanacağımız
özellikle bu hafta oynadığımız Erdemir maçında belli oldu.
Khimki maçını kazandıran en önemli etken takımın hücum performansı oldu. Hücumda açıkçası pek sorun yaşamıyoruz. Geçen seneden farklı olarak bu seneki en önemli değişiklik takımın hücumda ne yaptığını bilmesi. Takım hücum ederken ortalarda dolaşan şuursuz beş kişi yerine, ne yaptığını nerede nasıl durması gerektiğini bilen bir beş var ki hepsi de işini gayet iyi yapıyor. Tabi ki burada en önemli pay takımı oynatan kişi Bo McCalebb'e ne kadar övgü yazsak konu başka yerlere sapar. Ondan dolayı Bo Bo Bo diyip kısaca geçiyoruz:) Hücumdaki diğer bir güzellik ise attığımız 92 sayının dağılımı. Parkedeki 12 oyuncumuzdan sayı atamayan Bremer, Barış Ermiş ve Kaya Peker. Kaya zaten süre almadı maçta hiç. Bremer ise yeni kelimesinin sözlük anlamı niteliğindeydi bu maç için. Barış ise sadece 4 dakika süre alabildi bu maçta. Maçta Emir 20 sayı ile takımımızın en skorer ismi olurken onu 17 sayı ile Bo McCalebb , 15 sayı ile kaptanımız Ömer Onan takip ettiler. Bir de 'nun gözünü karartıp potaya gidişleri var ki #pahabiçilmez :))
İşin savunma
kısmına gelecek olursak maalesef şu an bunu tam olarak yapabildiğimizi söylemek
çok zor. Özellikle pota altında rakibe çok pozisyon verdik ve rakip de bunu
affetmedi haliyle. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise takımın en önemli iki
uzunu Batiste ve Andersen'in tam hazır olmaması. Bu süreçte de Oğuz ve İlkan'a
biraz daha fazla görev düşüyor. Özellikle Euroleague maçlarında daha da ekstra
gayret göstermeleri lazım. Özellikle Oğuz nasıl hücumda rahat sayılar
atabiliyorsa, rakip aynı şekilde Oğuz savunmada iken onu çok rahat geçebiliyor.
Savunmayı yer yer sertleştirdiğimiz, agresif olduğumuz zamanlarda ise
neler yapabileceğimizi gösterdik. Bunu ise özellikle 2. çeyrekte verilen saçma
sapan karaların ardından taraftarın takımı ateşlemesi ile gördük. Bu dönemde rakip
sadece 11 sayı bırakabildi potamıza. İlk çeyrek rakipten 25 sayı yerken son
çeyrekte bu rakam 26'ya çıktı. Zaten maç sonu da gerek Kaptan Ömer Onan gerek
Emir gerekse koç da bu zaafımızı, yediğimiz 80 sayının çok fazla olduğunu dile
getirdiler. Bir de savunmaya katkısını geçen seneden beri beklediğim bir
isim var ki o da Bojan. İnşallah işin savunma kısmında daha da etkili olacak bu
sene.
Oyuncu bazında
maça bakacak olursak Emir'den başlamamak terbiyesizlik olur. 31 rkg. ile
haftanın MVP'si seçilen Emir maçı adeta aldı götürdü. Kenardan gelerek attığı
20 sayı ile takımına en önemli katkıyı yaparken aldığı 4 ribaunt ve yaptığı 3
asist ile de bize aslında nasıl çok yönlü bir oyuncu olduğunu, oyunun her
yerinde oynayabileceğini gösterdi. Oyuna ilk girdiğinde oyun kurucu
pozisyonunda başlayıp son çeyreği 4 numarada kapattı Emir:)) Geçen sene koç
Neven Spahija ile yaşadığı sorunlar yüzünden adeta parkede ortalarda boş boş
dolaşırken bu sezon sazı eline alıp Avrupa'nın en değerli oyuncuları arasına
girmeye kararlı gibi Emir. Emir konusunda benim için sayı atmasından daha
önemli olan unsur Emir'in oyun içindeki pas akışını yeri geldiğinde, oyun
kurucularımız tıkandığında sazı eline alıp sağlamasıdır. Çünkü Emir çok zeki
bir oyuncu ve nerede ne şekilde pas vereceğini kolay kolay hiçbir rakip oyuncu
tahmin edemiyor. Böyle paslar verdiği zaman ise genelde pota alındaki uzunumuz
bomboş kalıp çok kolay sayı bulabiliyor. Maçta İlkan'ın kaçırdığı bir smaç
vardı hatırlarsanız işte o pozisyonda o müthiş pası veren Emir idi. Saha görüşü
ve yaptığı ekstra paslar ise cabası. Senelerdir bekliyoruz Emir patladı
patlayacak diye. İnşallah bu sezon bu performansını çoğu maçta gösterebilirse
bu dileğimiz gerçekleşmiş olacak. Ki bu dediğimiz yaşanırsa bundaki en önemli
pay koç Simone Pianigiani'nin olacaktır.
Maçın diğer
değerli isimlerinden biri ise kaptanımız Ömer Onan oldu. Attığı 15 sayı ile
takımımızın en skorer 3. ismi oldu kaptan. Daha önemlisi ise kaptanın neredeyse
her topa elini sokması, verdiği mücadele ve gösterdiği dirençti. Kaptan geçen
senelere göre bu sezon daha iyi performans gösterecek bundan adım gibi eminim.
Nedenine gelecek olursak kaptan uzun seneler sonra ilk defa bir yazı dinlenerek
geçirdi. Kaptanın bu hırsından yola çıkarak geçen seneye göre en önemli değişikliklerden biri de bu hırsın tüm oyuncularda olması.
Geçen sene sahada
yokları oynayan Oğuz ise 26 dakika süre aldığı maçta 11 sayı + 2 ribauntluk bir
performans gösterdi. Geçen seneki ölü toprağını üzerinden atmış gibi Oğuz.
Yukarıda da dediğim gibi hücumda ne kadar iyi ise savunmada bir o kadar kötü.
Oyunun savunma kısmında daha agresif, sert ve hızlı olması lazım Oğuz'un. Özellikle
Batiste ve Andersen'den tam performans alamadığımız şu geçiş döneminde ona çok
iş düşüyor.
Bir not da Bremer
için düşelim. Açıkçası ne ben ne de bir başkasının ondan daha ilk maçında böyle
bir performans beklediğini sanmıyorum. Adam gerçek bir profesyonel adeta
şapkadan tavşan çıktı:)) Bırakın maç oynamayı takımla daha bir elin parmağı
kadar antrenman yapmışken böylesine bir performans gelecek için beni daha da
ümitlendiriyor. Özellikle pota altında Oğuz'a o kolay sayıları attıran en
önemli isimdi.
İlkan ise daha çok
genç. Bu maçtaki performansı orta seviyelerde olsa da takımdaki abileri ile
birlikte gün geçtikçe performansının artacağına adım gibi eminim. Romain Sato
ise bu takım için ayrı bir güzellik. Savunmasına zaten diyecek bir söz yok iken
hücumda ise 12 sayılık katkısının yanı sıra hiç çekinmeden kaldırıp attığı iki
üçlük var ki Khimki ne zaman aradaki farkı kapamaya kalksa rakibin umutlarını
kıran, bizi ise ateşleyen üçlükler oldu.
Takımın şu an
hazır olmadığı ortada olsa da bu takım eminim ki bu sene çok ama çok güzel
işler yapacak. Bunun için herkesin biraz sabırlı olması lazım. Koç istediği
sistemi takıma oturtmaya çalışırken oyuncular da her maç performanslarını daha
da artırarak ilerleyecekler. Takım bu hafta Slovenya deplasmanına gidiyor.
Açıkçası Olimpija'nın deplasmanda Cantu'yu yenmesinin hemen ardından bizim de
bu hafta başlayan Beko Basketbol Ligi'nde Erdemir'i zar zor yenmemiz pek iyi
oldu. Herkesin bildiği gibi sporda rakibi hafife almak yapılacak en önemli ve
can alıcı hatalardan biridir. Umarım takım bunu görmüştür ve Slovenya
deplasmanında Erdemir maçındaki bu hatayı yapmaz.
Püzant YÜCECAN
Püzant YÜCECAN
Fenerbahçe Ülker - BC Khimki Moscow: 92-80
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder