15 Ekim 2012 Pazartesi

Yeni Başlangıç...Fenerbahçe Ülker - BC Khimki Moscow: 92-80



Fenerbahçe Ülker 2012-2013 Turkish Airlines Euroleague normal sezonu ilk maçında evinde Rus temsilcisi BC Khimki Moscow takımını 92-80 yenerek sezona iyi bir başlangıç yaptı. 

Geçen sezon EA7 Emporio Armani Milano maçından sonra buralara pek uğramadık  zaten uğramak da pek içimizden gelmedi. Euroleagu'deki kötü oyun ve kötü sonucun ardından zaten kimse Beko Basketbol Ligi'nden de pek umutlu değildi ki daha çeyrek finalde Beşiktaş'a elendik. Neyse ki o kara günler geride kaldı. Yeni sezon ve yeni umutlarla tekrardan başlıyoruz. Hadi bakalım şimdiden hayırlı olsun.

Maça gelecek olursak Fenerbahçe Ülker'in Euroleague ilk haftasında aldığı bu galibiyet pek önemli gözükmese de (rakipten dolayı) aslında şu geçiş döneminde bu ilk maçlar çok ama çok önemli. İyi ve sağlam bir kadro kurmamıza rağmen oyuncuların takımı ve birbirlerini tanıma, koçun da takıma oynatmak istediği oyunu oturtması için haliyle biraz süre geçmesi lazım. Bu sürede oynadığımız maçları kazanmak da altın değerinde. Zaten takım tam olarak oturduğunda rakiplerimiz için korkulu rüyalar başlayacak bundan eminim ama bu dönemde biraz da zorlanacağımız özellikle bu hafta oynadığımız Erdemir maçında belli oldu. 

Khimki maçını kazandıran en önemli etken takımın hücum performansı oldu. Hücumda açıkçası pek sorun yaşamıyoruz. Geçen seneden farklı olarak bu seneki en önemli değişiklik takımın hücumda ne yaptığını bilmesi. Takım hücum ederken ortalarda dolaşan şuursuz beş kişi yerine, ne yaptığını nerede nasıl durması gerektiğini bilen bir beş var ki hepsi de işini gayet iyi yapıyor. Tabi ki burada en önemli pay takımı oynatan kişi Bo McCalebb'e ne kadar övgü yazsak konu başka yerlere sapar. Ondan dolayı Bo Bo Bo diyip kısaca geçiyoruz:) Hücumdaki diğer bir güzellik ise attığımız 92 sayının dağılımı. Parkedeki 12 oyuncumuzdan sayı atamayan Bremer, Barış Ermiş ve Kaya Peker. Kaya zaten süre almadı maçta hiç. Bremer ise yeni kelimesinin sözlük anlamı niteliğindeydi bu maç için. Barış ise sadece 4 dakika süre alabildi bu maçta. Maçta Emir 20 sayı ile takımımızın en skorer ismi olurken onu 17 sayı ile Bo McCalebb , 15 sayı ile kaptanımız Ömer Onan takip ettiler. Bir de 'nun gözünü karartıp potaya gidişleri var ki #pahabiçilmez :))

İşin savunma kısmına gelecek olursak maalesef şu an bunu tam olarak yapabildiğimizi söylemek çok zor. Özellikle pota altında rakibe çok pozisyon verdik ve rakip de bunu affetmedi haliyle. Bunun en önemli sebeplerinden biri ise takımın en önemli iki uzunu Batiste ve Andersen'in tam hazır olmaması. Bu süreçte de Oğuz ve İlkan'a biraz daha fazla görev düşüyor. Özellikle Euroleague maçlarında daha da ekstra gayret göstermeleri lazım. Özellikle Oğuz nasıl hücumda rahat sayılar atabiliyorsa, rakip aynı şekilde Oğuz savunmada iken onu çok rahat geçebiliyor. Savunmayı yer yer sertleştirdiğimiz, agresif olduğumuz zamanlarda ise neler yapabileceğimizi gösterdik. Bunu ise özellikle 2. çeyrekte verilen saçma sapan karaların ardından taraftarın takımı ateşlemesi ile gördük. Bu dönemde rakip sadece 11 sayı bırakabildi potamıza. İlk çeyrek rakipten 25 sayı yerken son çeyrekte bu rakam 26'ya çıktı. Zaten maç sonu da gerek Kaptan Ömer Onan gerek Emir gerekse koç da bu zaafımızı, yediğimiz 80 sayının çok fazla olduğunu dile getirdiler. Bir de savunmaya katkısını geçen seneden beri beklediğim bir isim var ki o da Bojan. İnşallah işin savunma kısmında daha da etkili olacak bu sene.

Oyuncu bazında maça bakacak olursak Emir'den başlamamak terbiyesizlik olur. 31 rkg. ile haftanın MVP'si seçilen Emir maçı adeta aldı götürdü. Kenardan gelerek attığı 20 sayı ile takımına en önemli katkıyı yaparken aldığı 4 ribaunt ve yaptığı 3 asist ile de bize aslında nasıl çok yönlü bir oyuncu olduğunu, oyunun her yerinde oynayabileceğini gösterdi. Oyuna ilk girdiğinde oyun kurucu pozisyonunda başlayıp son çeyreği 4 numarada kapattı Emir:)) Geçen sene koç Neven Spahija ile yaşadığı sorunlar yüzünden adeta parkede ortalarda boş boş dolaşırken bu sezon sazı eline alıp Avrupa'nın en değerli oyuncuları arasına girmeye kararlı gibi Emir. Emir konusunda benim için sayı atmasından daha önemli olan unsur Emir'in oyun içindeki pas akışını yeri geldiğinde, oyun kurucularımız tıkandığında sazı eline alıp sağlamasıdır. Çünkü Emir çok zeki bir oyuncu ve nerede ne şekilde pas vereceğini kolay kolay hiçbir rakip oyuncu tahmin edemiyor. Böyle paslar verdiği zaman ise genelde pota alındaki uzunumuz bomboş kalıp çok kolay sayı bulabiliyor. Maçta İlkan'ın kaçırdığı bir smaç vardı hatırlarsanız işte o pozisyonda o müthiş pası veren Emir idi. Saha görüşü ve yaptığı ekstra paslar ise cabası. Senelerdir bekliyoruz Emir patladı patlayacak diye. İnşallah bu sezon bu performansını çoğu maçta gösterebilirse bu dileğimiz gerçekleşmiş olacak. Ki bu dediğimiz yaşanırsa bundaki en önemli pay koç Simone Pianigiani'nin olacaktır. 

Maçın diğer değerli isimlerinden biri ise kaptanımız Ömer Onan oldu. Attığı 15 sayı ile takımımızın en skorer 3. ismi oldu kaptan. Daha önemlisi ise kaptanın neredeyse her topa elini sokması, verdiği mücadele ve gösterdiği dirençti. Kaptan geçen senelere göre bu sezon daha iyi performans gösterecek bundan adım gibi eminim. Nedenine gelecek olursak kaptan uzun seneler sonra ilk defa bir yazı dinlenerek geçirdi.  Kaptanın bu hırsından yola çıkarak geçen seneye göre en önemli değişikliklerden biri de bu hırsın tüm oyuncularda olması. 

Geçen sene sahada yokları oynayan Oğuz ise 26 dakika süre aldığı maçta 11 sayı + 2 ribauntluk bir performans gösterdi. Geçen seneki ölü toprağını üzerinden atmış gibi Oğuz. Yukarıda da dediğim gibi hücumda ne kadar iyi ise savunmada bir o kadar kötü. Oyunun savunma kısmında daha agresif, sert ve hızlı olması lazım Oğuz'un. Özellikle Batiste ve Andersen'den tam performans alamadığımız şu geçiş döneminde ona çok iş düşüyor.

Bir not da Bremer için düşelim. Açıkçası ne ben ne de bir başkasının ondan daha ilk maçında böyle bir performans beklediğini sanmıyorum. Adam gerçek bir profesyonel adeta şapkadan tavşan çıktı:)) Bırakın maç oynamayı takımla daha bir elin parmağı kadar antrenman yapmışken böylesine bir performans gelecek için beni daha da ümitlendiriyor. Özellikle pota altında Oğuz'a o kolay sayıları attıran en önemli isimdi. 

İlkan ise daha çok genç. Bu maçtaki performansı orta seviyelerde olsa da takımdaki abileri ile birlikte gün geçtikçe performansının artacağına adım gibi eminim. Romain Sato ise bu takım için ayrı bir güzellik. Savunmasına zaten diyecek bir söz yok iken hücumda ise 12 sayılık katkısının yanı sıra hiç çekinmeden kaldırıp attığı iki üçlük var ki Khimki ne zaman aradaki farkı kapamaya kalksa rakibin umutlarını kıran, bizi ise ateşleyen üçlükler oldu. 

Takımın şu an hazır olmadığı ortada olsa da bu takım eminim ki bu sene çok ama çok güzel işler yapacak. Bunun için herkesin biraz sabırlı olması lazım. Koç istediği sistemi takıma oturtmaya çalışırken oyuncular da her maç performanslarını daha da artırarak ilerleyecekler. Takım bu hafta Slovenya deplasmanına gidiyor. Açıkçası Olimpija'nın deplasmanda Cantu'yu yenmesinin hemen ardından bizim de bu hafta başlayan Beko Basketbol Ligi'nde Erdemir'i zar zor yenmemiz pek iyi oldu. Herkesin bildiği gibi sporda rakibi hafife almak yapılacak en önemli ve can alıcı hatalardan biridir. Umarım takım bunu görmüştür ve Slovenya deplasmanında Erdemir maçındaki bu hatayı yapmaz.


Püzant YÜCECAN


Fenerbahçe Ülker - BC Khimki Moscow: 92-80

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...