Normalde şu an izin günüm olduğundan dolayı oturup biraz
bilgisayarda oyun oynayıp akşamki maçı beklemeye başlayacaktım ki maalesef bu
ülkede elde değil. Aslında bu konuyu biraz da farklı açıdan bir haftadır
yazmayı düşünüyordum ama iş güç ve Euroleague maçları derken bir türlü vakit
bulamadık.
Konumuz ise ülkenin spor medyası. Spor diyorum ama maalesef
spor spor olmaktan çıkmış sadece futbol ortada kalmış. Futbol ortada kalmış
derken yanlış anlaşılmasın o da sadece Fenerbahçe’den ibaret olmuş. Normalde
futbol programı adı altındaki televizyon kanallarında yayınlanan hiçbir
programı izlemem. Nedenine gelince zaten seviye yerlerde bir de buna futbol
harici her şeyin konuşulması eklenince hiç kendimi kasamam. Geçenlerde kumanda
elimde kanalları dolaşıyorum bir kanalda Alex'in gidişi konuşulurken (kızının
okuluna gidip çoluk çocukla röportajlar) diğer kanalda yoga yapan andavallar,
başka bir kanalda kanal kanal gezen bir doktor ile canlı bağlantı yapıp Sow'un
durumunu konuşanlar. Ertesi gün de milli takım Macaristan deplasmanında rakibe
3-1 yenilerek adeta Brezilya 2014 için ben yokum diyor. İki üç gün önce de
Romanya'ya hem de evinde 1-0 yenilmiş ve bir sürü sakat vermiş milli takım yani
ülkenin futbolu konuşulacağına programlarda konuşulan şeyler bunlar.
Eskiden öyle veya böyle elimden geldiğince gerçek anlamda
futbol konuşulan bir iki programı izlerdim ve bundan da büyük keyif alırdım.
Özellikle rahmetli Kenan Onuk'un sunduğu 90 Dakika programını. Seversiniz
sevmezsiniz o beni ilgilendirmez ama adamlar en azından öyle veya böyle futbol
konuşuyorlardı ama maalesef artık izlenecek pek de futbol programı kalmamış
gibi. Dediğim gibi gündem Fenerbahçe olsun da ne olursa olsun. Hayır, kendimi
başka bir takım taraftarı yerine koyuyorum da böyle bir durumda acayip sinir
olurdum. Hem futbol konuşulmuyor hem de tuttuğum takım hiç konuşulmuyor. Tamam
Alex de konuşulacak, Sow'un durumu da ve genelde Fenerbahçe hakkında konuşulan
her şey de sonuçta Fenerbahçe’de yaşanan bu olaylar da futbolun bir parçası ama
belli bir nebzede belli bir seviyede. Sen öncelikle bir o hafta oynanan maçları
konuş, kim nasıl oynamış ne yapmış sonra sana verilen süre el verdikçe bunları
da konuşursun. Eskiden bir ara futbol programlarında sadece hakem hataları
konuşulurdu bundan şikâyetçi idik şimdi bu da kalmadı varsa yoksa Fenerbahçe.
Ha oturup maç analizi yapın amenna o da yok.
Bu konudan hareket ile başka bir konuya da değinmek
istiyorum. Malumunuz dün akşam saatlerinde Slovenya'dan gelen bir haber tüm
basketbol severleri şaşırttı. Union Olimpija maçı için Slovenya’ya giden
Fenerbahçe Ülker kafilesinden Romain Sato, Sloven polisi tarafından sahte
pasaport ile ülkeye giriş yapıldığı öne sürülerek tutuklandı ve tüm geceyi
karakolda geçirdi.
Peki, bu ülkenin spor medyasında ne kadar yer buldu??
Ben şu kadarını söyleyeyim saat 12:50 civarlarında İsmail
Şenol'un attığı "Romain Sato konusunda yeni gelişmeler var. Ayrıntıları
ilk olarak NTV Spor 13:00 bülteninde öğrenebilirsiniz." tweetinin üzerine
ülkenin en önde gelen ve özellikle basketbola büyük önem veren spor
kanallarından olan NtvSpor'u açtım. Haberler başladı bekliyoruz son durum nedir
diye. İlk haber Spor Toto Süper Lig haftanın karşılaşmaları,saatleri ve hakemleri.(nasıl yani??) İkinci haber Galatasaray Gençlerbirliği deplasmanı için
Ankara'ya vardı sakatlar vs. vs. (Allah Allah%&?!) Üçüncü haber Fenerbahçe'de
sakatlar iyileşiyor. (Eeeee???) Dördüncü haber Alex Cortiba ile taraftarın da
katılımıyla sözleşme imzaladı.(Ya Sabır) ve nihayet beşinci haber Romain Sato.
Sato haberinin ardından ise Fenerbahçe Bayan Voleybol takımının FIVB 2012 Dünya
Kulüpler Şampiyonası'ndaki üçüncülüğü.
Bir ülkenin basketbol takımının oyuncusu Avrupa maçı için
gittiği ülkede gözaltına alınmış ve bu spor medyasında ancak beşinci haber
olarak yer bulurken gene aynı ülkenin voleybol takımlarından biri dünya üçüncüsü
olmuş ve ancak altıncı ve son haber olarak yer bulabiliyor ekranlarda.
Peki, şöyle düşünelim... Fenerbahçe, Galatasaray veya
Beşiktaş Avrupa maçı oynamak için X deplasmana gidiyor. Takım ülkeye giriş
yaparken de o X takımının Y futbolcusu gözaltına alınıyor ve tüm geceyi
karakolda geçiriyor. Sizce spor haberleri içinde kaçıncı sırada verilirdi bu habere?
Pardon ya soruyu yanlış sordum ana haberlerde kaçıncı sırada verilirdi?? Ben
ilk diyorum. Sizin tahmininiz nedir??
Yine üç büyükler üzerinden gidelim. Bir Avrupa maçı rakip de
öyle Manchester, Barcelona veya Madrid değil orta seviyede bir Avrupa takımı.
Bizim takılarımızdan biri bunları 2-0'lık bir skor ile geçiyor. Sizce bir
voleybol takımının aldığı Dünya üçüncülüğü apoletinden daha fazla yer bulmaz
mıydı? Bence bulurdu hatta berabere kalsa bile bulurdu.
Kısacası bu ülkede spor diye bir şey kalmamış varsa yoksa
futbol. Sakın yanlış anlaşılmasın ben de futbolu çok severim ama bu ülkede
başka spor branşları da var ve bu branşlarda bizi Avrupa'da temsil eden
sporcularımızın hiçbiri bu ülkede parasını alıp yan gelip yatan futbolculardan
daha az değerli değil.
Ben bugün şunu gördüm ki bu ülkeden ister gidip basketbolda
Euroleague şampiyonu olun isterseniz de CEV'de Şampiyonlar Ligi'ni kazanın veya başka branşlarda başka başarılar alın hiçbirinin bu ülke spor medyasının gözünde zerre kadar önemi yok. Onlar için varsa
yoksa futbol. Yazık ki ne yazık...
Not: Verdiğim örnekte son iki haberin Fenerbahçe ile ilgili
olmasından dolayı yazmadım ben bu yazıyı aynı olaylar başka takımlarımızın
başına gelip aynı üvey evlat muamelesi yapılsaydı gene aynılarını yazardım.
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder