24 Aralık 2011 Cumartesi

Top 16'ya Lider Gidiyoruz...Bennet Cantu:76 - Fenerbahçe Ülker:83


Fenerbahçe Ülker Turkish Airlines Euroleague’in 10. ve son haftasında deplasmanda İtalyan temsilci Bennet Cantu'yu 76-83'lük skorla mağlup ederek Top 16'ya grup lideri olarak kalma başarısını gösterdi.

Uzun süre aradan sonra belki de Euroleague normal sezonun gördüğü en ilginç gruplardan birinden lider çıkmayı başardı Fenerbahçe Ülker Bennet Cantu karşısında aldığı galibiyet ile. Maç öncesinde gruptan 4. de çıkabilirdik olası mağlubiyet ve Bilbao Basket galibiyetiyle daha gruplardan çıkmadan elenebilirdik. Neyse ki bu olumsuz senaryoların hepsi Fenerbahçe Ülker'in galibiyetinin yanında Bilbao Basket'in evinde bizi 2 maçta da yenen Caja Laboral'ı yenmesiyle birlikte gerçekleşmedi ve bu ilginç gruptan lider olarak çıkmayı başardık.

Rakibin en önemli silahı olan dış atışlara bir türlü çözüm bulamamamız ayrıca bizim de 3 sayılık atışlardan sonuç almamamızdan dolayı bir türlü farkı açıp maçı koparamadık. Bundan dolayı da uzun süre başa baş giden maçın sonucunu adeta 4. çeyrek belirledi. Boyalı alanı iyi bir şekilde kullanıp hep maçta kontrolü elimizde tuttuk. Bunu 4. çeyrekte de devam ettirip yanına bir de dış atışlardan 3 sayı bulmaya başlayınca rakibi adeta kendi silahıyla vurup maçı kazanmayı bildik.

Geçen evimizde Bilbao Basket'e yenildiğimizde burada yazmıştık maçı kaybetmemizdeki en önemli sebeplerden biri rakibe çok hücum ribaundu vermemiz ve bunu sonucunda da rakibin bulduğu 2. şansıları iyi değerlendirmesi diye. Bu maçta ise bunun tersini yaşadık neyse ki. Fenerbahçe Ülker maçı 39 ribaunt (16 Hücum + 26 Savunma) ile tamamlarken rakip Bennet Cantu ise maçı ancak 26 ribaunt (5 Hücum + 21 Savunma) ile tamamlayabildi.  Yani Fenerbahçe Ülker sadece savunmada 26 ribaunt alırken rakip Bennet Cantu ise toplamda ancak bu rakama ulaşabilmiş. Tabi bir de rakibe hücumda sadece 5 hücum ribaundu vermek de ayrı bir önemli istatistik. Fenerbahçe Ülker'de Oğuz, Gist ve Emir 6'şar ribaunt alırken onları 5 ribaunt ile Bojan takip etmiş.

Maç boyunca rakibin zayıf yönü olan pota altını çok iyi bir şekilde kullanırken dış atışlarda başarısız olunca maçı bir türlü koparmayı başaramadık. Zaten 3 sayı istatistiklerine baktığımızda bunu çok rahat görebiliriz. 3 sayılık atışlarda %41,6'lık bir başarı sağlayan Fenerbahçe Ülker  maç boyunca kullandığımız 12 üç sayılık atıştan sadece 5'inde başarı bulabildi. Maçın ilk yarısında 3 sayı isabetimiz 0/3 iken ikinci yarıda ise 5/9 ile oynadık. Fakat şunu da es geçmeyelim ki 2. yarıda bulduğumuz 3 sayılar öyle anlarda geldi ki adeta maçın kırılma noktaları oldular. Özellikle Bojan'ın arka arkaya attığı iki 3'lük vardı ki muazzam ötesiydi. Ukic'in son saniyelerde attığı 3'lük ise maçı adeta bitiren sayı oldu.

Oğuz Oğuz Oğuz. Sezon başından beri bize burada bir maç kendini övdürdü bir başka maç kendini yerdirdi. Bunun suçlusu ben miyim peki? Tabi ki hayır. Bana güven vermiyor, iyi olduğu zaman "dünkü maçtaki gibi" durdurulması zor bir oyuncu olan Oğuz kötü günündeyse tam aksine saç baş yoldurabiliyor ki bunu sezonun taa en başından beri burada yazdım. Dünkü maçta ise hem savunmada hem de hücumda özellikle son çeyrekte muazzam bir oyun sergileyerek maçın adamı olmayı hak etti Oğuz. Maçı 21 sayı + 6 ribaunt + 1 asist ile tamamlayan Oğuz hem takımının hem da sahanın en skorer oyuncusu olmayı başardı. 9/9 serbest atış yüzdesiyle oynaması da Oğuz için ayrı bir artı puan oldu bu maçta. Bu arada aldığı 6 ribaundun 5'inin hücum ribaundu olduğunu pas geçmeyelim. Ufak bir not; bir önceki maçımızda Bilbao karşısında maçı 2 sayı + 1 ribaunt ile tamamlayabilmişti maçı. Bu da yukarda dediğimiz şeyin ufak bir kanıtı. Umarım bu iyi performansını bundan sonra istikrarlı bir şekilde sürdürür.
Oğuz'un sırtladığı pota altında maalesef ona ne Kaya ne de Vidmar pek yardımcı olamadılar. Kaya hakkında bir daha yazmayacağım demiştim daha önceden ondan susuyorum. Vidmar'a gelirsek 8 dakika sahada kalabilen Vidmar maçı 5 sayı + 3 ribaunt ile tamamlayabildi. Sezonun başlarında Koç Spahija'dan devamlı kesik yiyen Vidmar herhalde buna alışmış olacak ki yaptığı fauller ile kendi kendine oyun süresini kısaltıyor. Erken faul problemine girmediği takdirde sahada çok iyi işler yapacağına inanıyorum Vidmar'ın. Hele dünkü maçta yaptığı bir 4. faul var ki evlere şenlik. Umarım en kısa sürede bu problemine bir çözüm bulur.

Bennet Cantu karşısında alınan bu galibiyette isimlerini anmadan geçemeyeceğimiz diğer oyuncular ise Bojan Bogdanovic, Roko Ukic ve James Gist.
-Bojan artık takıma iyiden iyiye ısındı ve bu saatten sonra kimse kötü oynadığında "takıma adaptasyon sürecinde daha" demesin lütfen. Bennet Cantu karşısında 26:12 saniye süre alan Bojan maçı da 19 sayı + 5 ribauntla tamamlayarak Oğuz'un ardından maçın en skorer ismi olmayı başardı. Hele son çeyrekte attığı iki 3'lük var ki maçın nerdeyse kırılma anlarıydı. Hücumda oynadığı zaman skora önemli katkı vermesine rağmen 3'lük savunmasında biraz yumuşa kalıyor Bojan. Bu yönünü biraz daha geliştirmesi lazım.

-Roko Ukic'i aslında maç boyunca tam beğenmesem de takımına yaptığı 17 sayılık katkıyı es geçersek Ukic'e haksızlık yapmış oluruz. Özellikle 3. çeyrekte Fenerbahçe Ülker'in sayı bulmakta zorlandığı anlarda, rakibinden de çeyreğin hemen başında arka arkaya üç 3 sayılık atış yemiş iken sazı eline alması muazzamdı. Herhalde o anlarda Ukic'in kullandığı atışlar sayıya dönüşmese takımımız 3. çeyrekte maçtan kopabilirdi. 3. çeyreğin başında hücumda adeta tek başına oynadı Ukic. Tek başına oynadı derken abartmıyorum, ne kimseye pas verdi ne kimseden pas aldı. İlk 3-4 dakika toplam 5 sayı atan Ukic aynı zamanda rakibe 3 tane de faul yaptırdı. Ayrıca bu süre zarfı içinde Bojan'a 1 asist de yaptı. Ki yaptığı bu asist ile maçtaki ilk 3 sayılık atışımızı bulduk skor 40-36 iken.  

-Gist'i ise uzun zaman sonra savunmada bu kadar gayretli ve istekli izlememiştim. Hücumda da biraz daha etkili olsaydı tadından yenmeyecek bir hal alacaktı ama maalesef olmadı. Savunmadaki dünkü iyi performansını böyle sürdürüp hücumda da etkili olabilirse Fenerbahçe Ülker adına  4 numarada çok önemli bir katkı olacak. Bir de o anormal sıçramalarını yapmasa daha iyi tabi ki. Biraz daha basketbol zekâsı.

-Ufak bir not ise Engin Atsür'e. Engin koça bu maçta adeta "Ben de Euroleague'de varım neden beni daha önce hiç denemedin" dedi. Euroleague normal sezonda oynanan hiçbir maçta süre alamayan Engin bu maçta 10:26 saniye süre aldı ve maçı da 5 sayı ile tamamladı. Maçı izlememiş biri sadece istatistik kâğıdına baksa herhalde Engin için maçta pek bir şey yapmamış der. Fakat 4. çeyrek başladığında skor 55-55 iken attığı bir turnike ve 3 sayılık atış sonrası skoru bir anda 55-60'a getirdi. Attığı bu 5 sayının yanında istatistik kâğıdına girmeyen bir şey daha var ki o da Engi'in yüreği ve ki bunu hiç çekinmeden ortaya koydu bu maçta.  

Maçı kazandık hem de Bennet Cantu'ya evinde ilk defa mağlubiyeti tattırmamızın yanı sıra daha önce en fazla evinde 69 sayı yemiş rakibe 83 sayı atarak. Bu galibiyet hem Top 16'ya kalma hem de gruptan birinci çıkabilmek adına çok önemliydi. Öyle bir maça çıktı ki Fenerbahçe Ülker adeta ya tamam ya devam maçı oldu bizim için. Bu karışık grupta bu maçı kazanıp lider bitirdik ama kaybetsek 5. olarak elenecektik. Şimdi sıra geldi 28 Aralık'taki kura çekimlerine. Umarım şans bu seferde yanımızda olur. Şu an bize tüm takımı ve teknik heyeti tebrik etmek düşerken arada bu takımın hala bir transfere ihtiyacı olduğunu da sıkıştıralım.

Herkese teşekkür ettik ama bir kişi var ki onu unutsak ayıp olurdu açıkçası. Takımımıza sadece 7 Euroleague maçında katkıda bulunmuş olsa da Thabo Sefolosha'ya buradan tekrardan teşekkürlerimizi sunarız.


Best Moments: Bennet Cantù-Fenerbahce Ulker



Püzant YÜCECAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...