Turkish Airlines Euroleague'de bu hafta oynanan 10. maçların ardından Euroleague'in normal sezonunu geride bırakmış bulunuyoruz. Takımlarımızdan Fenerbahçe Ülker son maçta Bennet Cantu'yu deplasmanda 76-83 yenerek grubu averajla birinci bitirip Top 16 kuralarına CSKA, Real Madrid ve Barcelona ile birlikte ilk torbadan girmeye hak kazandı.
Açıkçası son yıllarda eşine benzerine rastlanmamış, büyük bir olasılıkla da uzun süre tekrardan rastlamayacağımız bir grup mücadelesi yaşandı A grubunda. Son haftaya girilirken diğer 3 grupta neredeyse Top 16'ya kalan çoğu takım şekillenirken A grubunda ise işler tamamen karışıktı. Son maçlar öncesi Olympiakos ve Bennet Cantu Top 16'yı garantilemişti. Oynanan son maçların ardından ise Fenerbahçe Ülker'in Bennet Cantu'yu yenmesi ve Bilbao Basket'in ise Caja Laboral'ı kendi evinde devirmesiyle, Fenerbahçe Ülker gruptan birinci olarak çıkmayı başardı. Caja Laboral ise deplasmanda Bilbao Basket'e yenilerek Top 16 dışında kaldı. Buradan Bilbao Basket'i de tebrik etmek lazım. Euroleague'de ilk senelerinde böyle bir başarı gerçekten takdir edilmeye değer.
Normal sezon kuraları çekildiğinde benim fikrim Fenerbahçe Ülker bu gruptan birinci çıkar onu Caja Laboral, Olympiakos takip eder 4.'lük için ise Bennet Cantu ve Bilbao Basket arasında kırkan kırana bir mücadele geçer şeklindeydi. Birinciyi bildik ama açıkçası Caja Laboral beni hatta herkesi yanıltıp Top 16'ya kalamadı. Daha önceki yazımda da belirtmiştim şu an için hala fikrim aynıdır, bu gruptan bir F4 takımı çıkması çok ama çok zor.
Fenerbahçe Ülker ise olması gereken yerden "Grup Birinciliğinden" çıktı Top 16'ya ama gel gör ki olunması gereken yere olması gerektiği gibi mi geldik?? Bu biraz tartışılır hatta biraz değil oturup bayağı uzun uzun tartışılır. Normal sezonda oynadığımız 10 maçtan 6 galibiyet 4 mağlubiyet ile ayrıldık. Daha önceki değerlendirmemizde oynadığımız ilk 5 maçı baz almıştık. Burada da normal sezonun 2. yarısında oynadığımız son 5 maçı baz alacağız.
Fenerbahçe Ülker normal sezonun 2. yarısına 3 galibiyet 2 mağlubiyet ile 3. sırada başladı.
-Sezonun 2. yarısında ilk rakibimiz deplasmanda Caja Laboral'di. Normal süresi 73-73 biten maçta uzatmalardaki kötü peroframansımızdan dolayı 90-85 yenilerek 2. yarıya kötü bir başlangıç yaptık.
-7. maçımızda ise rakip Olympiakos idi. Sinan Erdem Arena'da son çeyreğe kadar başa baş giden maçta son çeyreğin başlamasıyla rakibini vurup geçen Fenerbahçe Ülker maçı da 86-70'lik net bir skorla kazanıp bu sezon ilk defa bir rakibini bu kadar sayı farkla yenme başarısını gösterdi.
-8. maçımız ise NBA patentli yıldızı Nicolas Batum'un lokavtın sona ermesi sonucu kaybeden Sluc Nancy idi. Maçı adeta baştan sona domine eden Fenerbahçe Ülker maçı da 20 sayı farkla 53-73 kazanmasını bildi.
-9. maçımıza çıktığımızda rakiplerimizden Bennet Cantu Top 16'yı garantilenmiş biz ise Bilbao Basket'i evimizde yendiğimiz takdirde bir üst tura çıkmayı garantileyecektik. Sinan Erdem'de belki de bu sezonki en kötü oyunumuzu oynadık bu maçta. Fark bir aralar 20 sayıya kadar çıkmasına rağmen maçı 10 sayı geride 70-80 mağlubiyet ile tamamladık.
-10. ve son maçımıza geldiğimizde ise rakip Top 16'yı garantileyen Bennet Cantu idi. Ölüp ölüp dirildiğimiz maçta kaybettiğimiz takdirde 5. olarak elenecektik. Neyse ki son çeyrekteki muazzam oyunumuz ile maçı 73-86 kazandık ve A grubunu lider bitirerek Top 16'ya birinci torbadan girmeyi hak ettik.
Yukarda da dediğim gibi; olmamız gereken yerde bitirdik ama bu yere olması gerektiği gibi mi geldik...
Maalesef üzülerek söylüyorum ki cevabım hayır. Gerek kadro kalitesi gerekse potansiyel olarak grupta diğer takımlara göre daha iyi bir kadroya ve bir takıma sahibiz. Gel gör ki grup liderliğini en azından Top 16'ya çıkmayı açıkçası çok önceden garantilememiz gerekirken yine düğümü son maçta çözdük.
Öncelikle Fenerbahçe Ülker için söyleyebileceğim en önemli şey çok takım olarak maç içinde çok iniş çıkış yaşadığımız. Bir çeyreği muazzam oynayan takım 2 dakika sonra başka bir takım kimliğine bürünebiliyor. Hatta ilk yarıyı farklı kapamamıza rağmen 2. yarıda rakibe bu farkı eritip maça ortak olma şansı veriyoruz. Bakınız İstabul'daki Sluc Nancy, Pire'deki Olympiakos maçları. Hoş bu durum sadece bu seneye özgü bir durum değil, geçen seneden bize miras kalmış bir durum. Bu iniş çıkışlardan dolayı bu sezon çok sorun yaşamamıza rağmen rakipler çok da üst düzey takımlar olmadığından dolayı oynadığımız maçları kazanmasını bildik. Fakat şu da bir gerçek ki rakip bir CSKA bir Barcelona olsaydı inanın bu kötü oynadığımız süreleri affetmez vurur geçerlerdi. Maç içinde istikrarı sağlamak, iyi oynadığımız dakikaların süresini biraz daha arttırmak lazım ki burda bana göre en büyük görev Ukic'e düşüyor. Ukic kendi oynadığı zaman sadece kendi oynamakla kalmıyor ayrıca takımını da oyunun içine katıyor. Örnek olarak son Bennet Cantu maçını söyleyebiliriz. Tomas'ın da sakatlıktan sonra yavaş yavaş takıma tekrardan adapte olmasıyla Ukic'in performansının daha da artacağına inanıyorum.
Ukic'in kötü olması diğer bir oyun kurucumuz Jerrells'ı da kötü etkiliyor. Bana göre Jerrells oyun kurabilecek takımı çok da özellikle hücumda yönlendirebilecek bir oyun kurucu değil ama Ukic'in kötü olduğu zamanlarda bu görev ondan bekleniyor. Jerrells'ın ise maç içinde yaptığı en iyi şey oyun kurmaktan ziyade boyalı alana yaptığı penetreler sonucu takımı adına kazandırdığı sayıların yanında rakip oyunculara faul yaptırması. İşin kısa özeti Ukic'in daha çok sorumluluk alması ve elini taşın altına sokması lazım. Bu hafta Euroleague En İyi 10 Hareketlerinde 1. sıraya dikkat etmenizi öneririm. 2 guardın neler yapabileceğini çok iyi görebilirsiniz.
Bojan Bogdanovic'e gelecek olursak artık takımın önemli bir parçası oldu diyebiliriz. Sezonun başındaki kötü performansını yavaş yavaş arttırıp Fenerbahçe Ülker'in sayı makinesi olmaya başladı. Savunma yönünde ise biraz yumuşak kalıyor bu yönünü de geliştirdiği takdirde Fenerbahçe Ülker'in en önemli isimlerinden biri olacağına inanıyorum.
James Gist ise bir maç hücumda iyi oynarken bir maç savunmada iyi oynuyor. 2 yönünü de artık tam olarak oturtması lazım. Hücumda özellikle boyalı alanda pek sorunu olmamasına rağmen savunması için aynı şeyi diyemeyeceğim. Son Bennet Cantu maçındaki gibi savunma yapması lazım. Ayrıca savunmada ne yaptığını bilir bir şekilde oynaması gerek. Daha öncede dediğimiz gibi biraz basketbol zekâsı.
Her zaman burda yazdık çizdik daha iyi daha sert savunma diye. Özellikle boyalı alanda savunma zafiyetlerimiz hala devam ediyor. Uzunlarımızdan özellikle Oğuz bir maçta iyi iken başka bir maçta yokları oynuyor. Oğuz'un daha agresif daha istekli, oyuna daha konsantre olması lazım. Diğer bir uzunumuz ise Vidmar'dan söz etmek gerekirse onun da maalesef erken faul problemi var. Her maçta çok kısa sürede 2 faul alıp kenara geliyor. Eğer bu faul problemine biraz dikkat ederse pota altındaki en önemli silahımız olur. Sezon boyunca savunmada özellikle pota altında yaşadığımız bu problemlerden dolayı rakiplerimiz pota altı bölgemizden çok sayı buldular hem de çok kolay çok basit sayılar. Kısa savunmamız ise pota altı savunmamıza göre daha iyi durumda. Kaptan Ömer Onan'dan fazla söz etmeye gerek yok herhalde. Yukarda da dediğim gibi Bojan'ın biraz daha sert savunma yapması lazım. Özellikle kısa savunmasındaki en önemli silahımız Tomas'ın Top 16'ya yetişmiş olması Fenerbahçe Ülker için çok güzel oldu. Savunma direncimizi arttırdığımız takdirde hücumda hem kolay sayılar bulurken hem de rakibin oyun düzenini tamamen bozduk.
Hücumda ise hala belli bir oyun düzenimiz olduğunu söylersek herhalde hata yapmış oluruz. Belli bir hücum setimiz olmamasına rağmen sezonun başındaki durumumuza göre nispeten bugün daha iyi bir durumdayız. Özellikle Bojan'ın hücumda devreye girmesi Fenerbahçe Ülker adına en büyük kazanç oldu diyebiliriz. Hücumda yaptığımız en iyi şey ise pota altından yani boyalı alandan oynamak. Burada çoğu zaman iyi işler yaptık. Fakat hala asist üzerinden sayı bulmakta zorlanıyoruz. İstatistiklere baktığımızda zaten grubun en az asist yapan takımıyız. Dış atışlarda ise biraz daha istikrar sağlamalıyız. Dış atışlardan sayı bulamamamız başa baş giden maçı koparamamamıza sebep oluyor her zaman.
Rakamlar, istatistikler onlar ne diyor biraz da ona bakalım...
-Oynadığımız 10 maçın sonunda asist rakamlarına bakacak olursak grupta 115 asist ile en az asist yapan takımız. Normal sezonun ilk yarısında da 56 asist ile gene grup sonuncusu olmuştuk. Değişen bir şey yok bizim açımızdan.
1. Bilbao Basket (161)
2. Bennet Cantu (155)
3. Caja Laboral (148)
4. Olympiakos (142)
5. Sluc Nancy (126)
6. Fenerbahçe Ülker (115)
Oyuncu bazında baktığımızda ise Fenerbahçe Ülker'de en fazla asist yapan oyuncu 37 asist ile Emir Preldzic olurken takımımızın 2 oyun kurucusunun ise toplamda 38 asisti bulunuyor. Curtis Jerrells (17) Roko Ukic (21).
Grupta normal sezonun asist kralı ise yaptığı 46 asist ile Caja Laboral'dan Pablo Prigioni olurken Onu 44 asist ile de Olympiakos'tan Spanoulis takip etmiş.
-3 sayılık atışlarda ise gruplardaki yüzdeler birbirine çok yakın. Fenerbahçe Ülker %35,1 isabetli atış ortalaması ile dördüncü olurken, %36,5 ile Bilbao Basket grubun lideri konumunda. Herhalde bizimle Sinan Erdem'de oynadıkları maçın büyük etkisi vardır bu istatistikde.
1. Bilbao Basket (%36,5 66/181)
2. Sluc Nancy (%36,3 53/146)
3. Caja Laboral (%35,7 89/249)
4. Fenerbahçe Ülker (%35,1 53/151)
5. Bennet Cantu (%34,8 77/221)
6. Olympiakos (%32,8 174/234)
-2 sayılık atışlarda başarı yüzdesine baktığımızda ise burada gene Bilbao Basket'in liderliğini görüyoruz. Fenerbahçe Ülker ise burada da %49,7 ile gene dördüncü sıradaki yerini korumakta.
1. Bilbao Basket (%58,5 214/366)
2. Olympiakos (%54,8 205/374)
3. Caja Laboral (%53,5 204/381)
4. Fenerbahçe Ülker (%49,7 219/441)
5. Sluc Nancy (%48,5 225/464)
6. Bennet Cantu (%47,9 185/380)
Normal sezonun sonunda Fenerbahçe Ülker adına sayı kralı ise 115 sayı ile Bojan Bogdanovic. İlk maçta Caja Laboral karşısında 0 sayı, Olympiakos karşısında ise sadece faul atışlarından 2 sayı bulduğunu da eklemekte fayda var. Bojan'ı, attığı 97 sayı ile Roko Ukic ve 92 sayı ile Curtis Jerrells takip etmiş.
A grubunun sayı kralı ise sezonun ilk yarısını da lider kapatan Caja Laboral'dan 217 sayı ile Mirza Teletovic olmuş. Onu en yakından takip eden oyuncu ise 178 sayı ile Olympiakos'tan Vassilis Spanoulis olmuş.
-Ribauntlara bakacak olursak burada takımımız Fenerbahçe Ülker'in ilk yarıda olduğu gibi liderliğini görmekteyiz.
1. Fenerbahçe Ülker 348 (99 Hücum+249 Savunma)
2. Olympiakos 328 (101 Hücum+227 Savunma)
3. Caja Laboral 326 (107 Hücum+219 Savunma)
4. Bilbao Basket 324 (87 Hücum+237 Savunma)
5. Bennet Cantu 316 (96 Hücum+220 Savunma)
6. Sluc Nancy 312 (96 Hücum+216 Savunma)
Fenerbahçe Ülker'de normal sezonun ribaunt lideri ise aldığı 51 ribaunt (19 Hücum+32 Savunma) ile James Gist olurken Onu 44 ribaunt ile Emir Preldzic ve 42 ribaunt ile lokavt sonrası takımımızdan ayrılan Thabo Sefolosha takip etmiş. İlk yarıda takımımız adına en çok ribaunt alan oyuncu ise Thabo Sefolosha idi.
Grubun ribaunt lideri ise aldığı 60 ribaunt (13 Hücum+47 Savunma) ile Caja Laboral'dan Mirza Teletovic olurken Teletovic'i Bilbao Basket'ten 57 ribaunt (14 Hücum+43 Savunma) ile D'or Fischer ve 56 ribaunt (11 Hücum+45 Savunma) ile Sluc Nancy'den Adrien Moerman takip etmiş.
Sonuç olarak Tomas takıma döndü ama haliyle daha hazır değil onun da hazır olması ve Mirsad'ın geri dönmesiyle tabi sağlıklı ve formda olması şartı ile Fenerbahçe Ülker daha güzel işlere imza atabilir. Takıma Top 16 öncesi transfer şart mı bence şart. Şu anda açıkcası iyiye giden bir performansımız var. Bu grup birinciliğinin coşkusuna, sevincine kendimizi pek kaptırmamamız lazım çünkü gerçeği görmek gerekirse eksiklerimiz var ama buna rağmen önümüzde çok önemli bir zaman var bu eksiklerimizi bu zaman boyunca kapamamız lazım. Çünkü bundan sonra işler biraz daha sertleşecek biraz daha zorlaşacak. Mağlubiyetlerin telafisi olmayacak.
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder