Turkish Airlines Euroleague normal sezon 3. haftası bu akşam
19.45’de oynanacak Lietuvos Rytas - Laboral Kutxa maçı ile start alıyor. Geçen
hafta evinde Barcelona'yı 75 - 70 ile geçen Fenerbahçemizin bu haftaki rakibi
Rus basketbolunun lokomotif ismi ve Avrupa basketbolunun güçlü takımlarından
CSKA Moskova.
1924 yılında kurulan CSKA Moskova basketbol takımı tarihinde
birçok başarıya imza atmış durumda. Dağılmadan önceki Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetler Birliği zamanında 24 kez şampiyon olan takım, 1992 yılında kurulan
Rusya Basketbol Liginde ise sadece iki sezon (2000-01 / 2001-02) hariç günümüze
kadar tüm şampiyonlukları kazanmıştır. Müzesinde ayrıca 3 SSCB Kupası, 4 Rusya
Kupası, 3 VTB Lig Kupası bulunan takımın Avrupa karnesi de aynı şekilde
başarılar ile dolu. Mücadele ettiği Euroleague'i 6 kez (1961, 1963, 1969, 1971,
2006, 2008) kazanan CSKA bu açıdan kupayı Real Madrid'den (8) sonra
Panathinaikos ile beraber en çok kazanan takımdır. Ayrıca 2006 yılında Triple
Crown yaparak toplayabileceği tüm kupaları toplamıştır. Avrupa'nın en zengin
kulüplerinin başında gelen CSKA maçlarını 13,126 kişi kapasiteli Megasport
Arena'da oynarken, takımın başında 2012 yılından beri Avrupa'nın elit koçları
arasında yer alan Ettore Messina bulunmaktadır.
Geçen seneki kadrosundan Zoran Erceg, Dmitriy Sokolov ve Teo
Papaloukas ile yollarını ayıran CSKA pota altını Kyle Hines ile güçlendirirken
ayrıca kısa rotasyonunda ise Fridzon, oyun kurucu pozisyonunda ise Jeremy Pargo
ile takviye yapan takım, transfer döneminde adı Fenerbahçe Ülker ile anılan ve
Avrupa'nın sayılı oyun kurucuları arasında yer alan Teodosic ile devam kararı
aldı. Kadrosunda 4 numarada Khryapa, pota altında Avrupa basketbolunun
deneyimli isimlerinden Nenad Krstic gibi isimleri bulunduran CSKA Avrupa
basketbolunun yıldızlarından oluşan bir takım.
2011-12 sezonunda NBA'deki lock-out'dan dolayı kadrolarına
Utah Jazz'dan Andrei Krilenko ve Boston Celtics'den Nenad Krstic'i katan takım, Olympiakos'tan ise Teodosic ile anlaşarak o sezon Avrupa'nın adeta Dream Team'i
haline gelmiş ve Euroleage'in en favori takımlarından biri olmuştu. O sezon
İstanbul'da oynanan dörtlü finallere gelene kadar yaptığı 18 maçtan sadece
ikisini kaybeden CSKA finallerde önce PAO'yu 2 sayıyla yenmeyi başarsa da
finalde Olympiakos'a son çeyreğine 13 sayı farkla önde girmelerine rağmen maçı
Printezis'in son saniye basketi ile 61-62 kaybetmiş ve o senin en büyük hayal
kırıklığını yaşamışlardı. Geçen sene de Final Four'a yükselmiş olan CSKA bu
sefer ilk maçta gene Olympikos'a yenilip kupayı kazanma şansını yine başka
senelere bıraktı.
CSKA her ne kadar yıldızlardan oluşan bir takım olsa da şu
an pek de hazır değillermiş gibi geldi bana. Öncelikle CSKA şu ana dek pek de
zorluk seviyesi çok yüksek bir maç oynamadı. İzlediğim 2 Euroleague maçlarında
rakiplerinin kendilerine göre çok daha zayıf olmasına rağmen maçları bir türlü
koparmayı başaramadılar. Özellikle Euroleague'in yeni ekiplerinden Fransız
temsilcisi Nanterre ile yaptıkları ilk maçın ilk yarısını geride kapamalarına
rağmen 3. çeyrekte yakaladıkları seri ile son çeyreğe 2 sayı önde girmeyi
başardılar. Kafa kafaya giden son çeyrekte ise maçın son 3-4 dakikasında
8-2'lik bir seri yakalayarak öne geçip
maçı kazanmasını bildiler. Budevelnik Kiev maçında ise maçın son
dakikalarına 11 sayı önde girmeleri son dakikalarda yedikleri 8-2'lik seri ile
maçı 5 sayı farkla kazanabildiler. Bu maçın nezrinde çeyrek skorlarına bakacak
olursak CSKA'nın sadece 2. çeyreği önde kapattığını, ilk çeyreği kaybedip son 2
çeyrek ise berabere bittiğini görüyoruz.
Bu maçta özellikle rakibin pota altına çok ama çok dikkat
etmek gerekir. Sasha Kaun, Nenad Krstic ve Khryapa gibi isimleri hücumda
durdurmak için Oğuz ve İlkan'ın sakat olmalarından dolayı buralarda özellikle
Zoric ve Vidmar'a çok çok önemli işler düşecek. Ki buralarda özellikle uzun
oyuncularımızın yanında kısalarımızın da pota altı savunmamıza normalden fazla
katkı yapmaları gerekiyor. Rakibin pota altı savunmasının özellikle Krsitc'in
savunma defolarını Kyle Hines ile kapatan CSKA'nın kısa rotasyonunu durdurmak
için gene özellikle Bo McCalebb'e çok çok iş düşecek. Koç onu bu sene saf bir
oyun kurucu rolünden çok daha farklı kullanması ile geçen sene Bo'nun kaybolan
iştahını birden arttırdı ve takımın neredeyse en iyi savunmacısı haline
getirdi. Özellikle Barcelona maçında yaptığı savunma ile herkesi kendine hayran
bıraktı diyebiliriz.
Rakipte açıkçası çekindiğim diğer bir isim de takımın kısa
rotasyonundaki en önemli isimlerden biri olan Sonny Weems. Onun için her
takımda bulunması gereken komple bir basketbolcu desek herhalde yanlış demeyiz.
Tabi ki diğer dikkat edilmesi gereken en önemli ama bana göre biraz onu
çıldırttıktan sonra savunması daha kolay olacak isim ise hepimizin de anladığı
gibi takımın oyun kurucusu Teodosic. Ona yapılacak savunmada açıkçası biraz
"kötü" olmak lazım. Çünkü bilen bilir Teo'yu oyun içinde biraz fazla
rahatsız ettiniz mi bu bariz bir şekilde oyununa yansır ve o an oyundan tamamen
kopar. Onu sinirlendirmek savunma kısmında ilk tercih olmalı bence:)
Yıldızlardan oluşan iki takımın karşılaşmasına şahitlik
edeceğiz bu hafta. Fenerbahçe'nin buradaki en önemli artısı ise iki dev koçtan
Obradovic şu an elindeki malzemeyi Messina'ya göre daha iyi ve verimli bir
şekilde kullanıyor. Bizim yakaladığımız havaya karşılık onlar şu an o havayı
yakalayabilmiş değiller ve sorunları ile mücadele ediyorlar. Açıkçası normal
sezonda bu tür maçları erken oynamak bundan dolayı çok ama çok büyük avantaj.
Bunun en büyük örneklerinden birini geçen haftaki Barcelona maçı ile gördük.
Şimdi sıra CSKA'da. Geçen seferki Barcelona maçında da yazmıştık yarın
yenilirsek kimsenin çıkıp da "Fenerbahçe bu takıma nasıl yenilir"
diyemeyeceği bir maç ama Fenerbahçe'nin olası bir galibiyetinde takımın
yakalamış olduğu olumlu hava daha da yükselecek. Ayrıca bir önceki hafta
Barcelona ardından CSKA gibi bir takımı yenmek takımının öz güvenini büyük bir
olasılıkla tavan noktasına taşıyacak. Biletler hepimizin de bildiği gibi günler
öncesinden tükendi. Takım bu sefer de taraftar ile bir olup bu maçı en iyi
şekilde tamamlayacağına hepimizin güveni tam.
Yazıyı bitirmeden küçük bir not. Yarın Fenerbahçe Ülker
Sports Arena'da oynanacak Fenerbahçe Ülker - CSKA Moskova maçı ayrıca
Avrupa'nın en büyük iki koçunun mücadelesine de sahne olacak. Bir yanda Zeljko
Obradovic diğer yanda Ettore Messina. Daha önce 3 kez karşı karşıya gelmişler.
Güzel haber Koç Obradovic'in bu 3 karşılaşmada da Messina'ya karşı mağlubiyeti
yok. Koç Obradovic'in 12 senelik Panathinaikos macerasında 2002 yılında Kinder
Bologna'yı, 2007 ve 2009 yıllarında ise CSKA Moskova'yı yenip kupaya uzanırken
rakip koç her zaman Messina idi. Darısı başımıza:))
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder