Neredeyse maçın üzerinden beş gün geçti ama hala aklıma
geldikçe üzülüyorum, içim sızılıyor. Buradaki maçtan sonra oynanan güzel oyunu
görünce hepimizin turu geçip finale kalacağımıza olan inancımız daha da
artmıştı ama olmadı maalesef. Buradaki maçta kaçan pozisyonlar, ikinci maçtaki
tecrübesizliğimizin kurbanı da olunca elimize gelen fırsatı maalesef teptik.
Finale kalamazsak da bu sezon Avrupa'da gösterdiğimiz bu
başarıyı uzun seneler boyunca unutamayacağımız da kesin. Yaklaşık 1,5 sene önce
takımın başına gelenler herkesin malumu. O günlerden gelip bu kadar kısa sürede
finalin kapısından dönmek bana göre büyük bir başarıdır. Bundan dolayı da başta
Aykut Hocamız olmak üzere terinin son damlasına kadar mücadele eden tüm
futbolcularımıza teşekkürü bir borç biliriz. Özellikle de Avrupa'da uzun
süredir pek de başarılı olamayışımızın ardından bu seviyelere gelen bir takıma
teşekkür etmez isek asıl ayıp etmiş oluruz.
Maç hakkında denecek aslında fazla da bir şey yok. Eksikler
ardına sığınmak büyük takımlar için yanlış olsa da özellikle sahadaki ve
tribünlerdeki baskıyı kaldırabilecek, o ortamı daha önce yaşamış olan Raul
Meireles'in sakat olması, ayrıca takımın bence görünmez kahramanı, bu takımın
en önemli kesicisi olan Mehmet Topal'ında olmayışı takımı savunmasını çok
olumsuz etkiledi. Maçı kaybetmemizdeki en önemli sebep ise bana göre takımın
üzerindeki heyecanı bir türlü atamayışı oldu. Erken yenen golün arından takım
kendini toparlayıp penaltı sonrası beraberliğin ardından belli bir süre de iyi
oynadı ama özellikle ikinci yarıdaki kötü oyunumuzdan dolayı finale kalamadık.
Aç parantez ah Kuyt ah o pozisyonu bir ataydın ne güzel olacaktı kapa parantez.
Tabi ki maç içinde Gökhan'ın sakatlanması, bireysel hatalar vs. vs. Gene
diyorum olmadı olmadı.
Neyse gelelim asıl konumuza. Maçın ardından gerek birebir
sohbet ettiğim gerekse twitterdan takip ettiğim çoğu arkadaşımın ortak
söylediği ve yazdığı şey ise "Rüya Bitti" olmasıydı. Peki, gerçekten
Rüya Bitti (mi)??
2001-2002 - Şampiyonlar Ligi – F Grup Sonuncusu
2002-2003 – UEFA Kupası – 2. Tur
2004-2005 - Şampiyonlar Ligi D Grubu 3.’sü - UEFA Kupası 3.
Tur
2005-06 - Şampiyonlar Ligi – E Grup Sonuncusu
2006-07 – UEFA Kupası 3. Tur
2007-08 - Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final
2008-09 - Şampiyonlar Ligi – G Grup Sonuncusu
2009-10 – UEFA Avrupa Ligi Son 32
2010-11 - UEFA Avrupa Ligi play-off
2012-13 - UEFA Avrupa Ligi Yarı Final
Şimdi bu listeye bakacak olursak son 13 senede
Fenerbahçe'nin Avrupa arenasında pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz haliyle.
Spor Toto Süper Lig'e bakacak olursak da son 10 senede neredeyse en çok puan
toplayan takım Fenerbahçe. Ayrıca yaklaşık son 10 senedir Fenerbahçe ya
şampiyon oluyor ya da ilk iki içinde. Kısacası rakipler değişiyor ama
Fenerbahçe bir şekilde Süper Lig'de iyi veya kötü bir başarı yakalamış durumda
ama yukarıda da belli olduğu gibi Avrupa arenası için aynı şeyi söylemek büyük
bir hata olur.
Şu an Fenerbahçe’nin eline çok büyük bir fırsat geçti. Gerek
yöneticiler gerekse teknik heyet bir an önce, hiç vakit kaybetmeden gelecek
sezon için oturup çalışmalara başlamalı. Kimler gelecek, kimler gidecek bir an
önce araştırılıp gerekli hamlelerin yapılması lazım. Geçen sezon Şampiyonlar
Ligi gruplarına kalalım ondan sonra transfer yaparız mantığı yüzünden ilk yarı
şampiyonluk yarışında havlu attı Fenerbahçe neredeyse. Herkes özellikle iç
sahada ilk yarı sonundaki Karabük ve ikinci yarıdaki Sivas maçlarında
kaybedilen puanlara hayıflanırken aslına bakacak olursak Fenerbahçe ilk yarıda
kaybettiği puanlar sonucu şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Bu sezon yapılan
geç transferler ile önce Şampiyonlar Ligi gruplarına kalamadık ardından da lig
gitti bana göre.
Şimdi ise bunun tam tersini yaparak bir an önce transfer
çalışmalarına başlamak ve gerekli hamleleri yapmak lazım. Bu sene Avrupa'da
yarı final oynama başarısı gösterdik ve en başta da dediğimiz gibi asıl
"Rüya" yı başlatmak şimdi Fenerbahçe'nin elinde. Doğru yapılanma ile
bu sezon yarı final oynayan takımın seneye de bu veya buna yakın bir başarı
göstermesi lazım Avrupa'da. Lazım ki buraları oynamaya takımın alışması ve
gelecek sezonlar Şampiyonlar Ligi veya UEFA Avrupa Ligi'nde buraları oynarken
ayakların titrememesi lazım. Lazım ki 10 sene sonra hala bu başarı ile değil
daha iyileri ile övünelim. Yoksa bu sene gösterilen başarının ardından sürekli
buraları oynamaz isek birileri çıkar ve "tesadüf" der.
Misal rakibimiz Benfica'yı ele alalım. 2005-06 ve 2011-12
sezonu Şampiyonlar Ligi Çeyrek finalisti, UEFA Avrupa Ligi'nde ise 2006-07 ve
2009-10 çeyrek final, 2010-11 ise yarı final oynamışlar. Kısacası bizim son 13
senede Şampiyonlar Ligi'nde 1 çeyrek final, bu sene de UEFA Avrupa Ligi'nde 1
yarı final başarımız var. Yani finali hak eden taraf biraz da duygusallıktan
çıkarsak Benfica idi. İşte biz sadece bu
deneyime yenildik. Tamam, belki çok da iyi oynamamış olabiliriz buna rağmen
çıkabilirdik finale ama olmadı. Özellikle rakip ikinci yarıda o kadar rahat
oynadı ki gol atmaya ihtiyacı olan taraf olmalarına rağmen panik yapmadılar,
acele etmediler ve gayet rahat bir şekilde 3. golü de buldular.
Püzant YÜCECAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder