7 Mayıs 2013 Salı

Rüya Bitti...(mi??)


Neredeyse maçın üzerinden beş gün geçti ama hala aklıma geldikçe üzülüyorum, içim sızılıyor. Buradaki maçtan sonra oynanan güzel oyunu görünce hepimizin turu geçip finale kalacağımıza olan inancımız daha da artmıştı ama olmadı maalesef. Buradaki maçta kaçan pozisyonlar, ikinci maçtaki tecrübesizliğimizin kurbanı da olunca elimize gelen fırsatı maalesef teptik.

Finale kalamazsak da bu sezon Avrupa'da gösterdiğimiz bu başarıyı uzun seneler boyunca unutamayacağımız da kesin. Yaklaşık 1,5 sene önce takımın başına gelenler herkesin malumu. O günlerden gelip bu kadar kısa sürede finalin kapısından dönmek bana göre büyük bir başarıdır. Bundan dolayı da başta Aykut Hocamız olmak üzere terinin son damlasına kadar mücadele eden tüm futbolcularımıza teşekkürü bir borç biliriz. Özellikle de Avrupa'da uzun süredir pek de başarılı olamayışımızın ardından bu seviyelere gelen bir takıma teşekkür etmez isek asıl ayıp etmiş oluruz.

Maç hakkında denecek aslında fazla da bir şey yok. Eksikler ardına sığınmak büyük takımlar için yanlış olsa da özellikle sahadaki ve tribünlerdeki baskıyı kaldırabilecek, o ortamı daha önce yaşamış olan Raul Meireles'in sakat olması, ayrıca takımın bence görünmez kahramanı, bu takımın en önemli kesicisi olan Mehmet Topal'ında olmayışı takımı savunmasını çok olumsuz etkiledi. Maçı kaybetmemizdeki en önemli sebep ise bana göre takımın üzerindeki heyecanı bir türlü atamayışı oldu. Erken yenen golün arından takım kendini toparlayıp penaltı sonrası beraberliğin ardından belli bir süre de iyi oynadı ama özellikle ikinci yarıdaki kötü oyunumuzdan dolayı finale kalamadık. Aç parantez ah Kuyt ah o pozisyonu bir ataydın ne güzel olacaktı kapa parantez. Tabi ki maç içinde Gökhan'ın sakatlanması, bireysel hatalar vs. vs. Gene diyorum olmadı olmadı.

Neyse gelelim asıl konumuza. Maçın ardından gerek birebir sohbet ettiğim gerekse twitterdan takip ettiğim çoğu arkadaşımın ortak söylediği ve yazdığı şey ise "Rüya Bitti" olmasıydı. Peki, gerçekten Rüya Bitti (mi)??

2001-2002 - Şampiyonlar Ligi – F Grup Sonuncusu
2002-2003 – UEFA Kupası – 2. Tur
2004-2005 - Şampiyonlar Ligi D Grubu 3.’sü - UEFA Kupası 3. Tur
2005-06 - Şampiyonlar Ligi – E Grup Sonuncusu
2006-07 – UEFA Kupası 3. Tur
2007-08 - Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final
2008-09 - Şampiyonlar Ligi – G Grup Sonuncusu
2009-10 – UEFA Avrupa Ligi Son 32
2010-11 - UEFA Avrupa Ligi play-off
2012-13 - UEFA Avrupa Ligi Yarı Final

Şimdi bu listeye bakacak olursak son 13 senede Fenerbahçe'nin Avrupa arenasında pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz haliyle. Spor Toto Süper Lig'e bakacak olursak da son 10 senede neredeyse en çok puan toplayan takım Fenerbahçe. Ayrıca yaklaşık son 10 senedir Fenerbahçe ya şampiyon oluyor ya da ilk iki içinde. Kısacası rakipler değişiyor ama Fenerbahçe bir şekilde Süper Lig'de iyi veya kötü bir başarı yakalamış durumda ama yukarıda da belli olduğu gibi Avrupa arenası için aynı şeyi söylemek büyük bir hata olur.

Şu an Fenerbahçe’nin eline çok büyük bir fırsat geçti. Gerek yöneticiler gerekse teknik heyet bir an önce, hiç vakit kaybetmeden gelecek sezon için oturup çalışmalara başlamalı. Kimler gelecek, kimler gidecek bir an önce araştırılıp gerekli hamlelerin yapılması lazım. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi gruplarına kalalım ondan sonra transfer yaparız mantığı yüzünden ilk yarı şampiyonluk yarışında havlu attı Fenerbahçe neredeyse. Herkes özellikle iç sahada ilk yarı sonundaki Karabük ve ikinci yarıdaki Sivas maçlarında kaybedilen puanlara hayıflanırken aslına bakacak olursak Fenerbahçe ilk yarıda kaybettiği puanlar sonucu şampiyonluk yarışından uzaklaştı. Bu sezon yapılan geç transferler ile önce Şampiyonlar Ligi gruplarına kalamadık ardından da lig gitti bana göre.

Şimdi ise bunun tam tersini yaparak bir an önce transfer çalışmalarına başlamak ve gerekli hamleleri yapmak lazım. Bu sene Avrupa'da yarı final oynama başarısı gösterdik ve en başta da dediğimiz gibi asıl "Rüya" yı başlatmak şimdi Fenerbahçe'nin elinde. Doğru yapılanma ile bu sezon yarı final oynayan takımın seneye de bu veya buna yakın bir başarı göstermesi lazım Avrupa'da. Lazım ki buraları oynamaya takımın alışması ve gelecek sezonlar Şampiyonlar Ligi veya UEFA Avrupa Ligi'nde buraları oynarken ayakların titrememesi lazım. Lazım ki 10 sene sonra hala bu başarı ile değil daha iyileri ile övünelim. Yoksa bu sene gösterilen başarının ardından sürekli buraları oynamaz isek birileri çıkar ve "tesadüf" der.

Misal rakibimiz Benfica'yı ele alalım. 2005-06 ve 2011-12 sezonu Şampiyonlar Ligi Çeyrek finalisti, UEFA Avrupa Ligi'nde ise 2006-07 ve 2009-10 çeyrek final, 2010-11 ise yarı final oynamışlar. Kısacası bizim son 13 senede Şampiyonlar Ligi'nde 1 çeyrek final, bu sene de UEFA Avrupa Ligi'nde 1 yarı final başarımız var. Yani finali hak eden taraf biraz da duygusallıktan çıkarsak Benfica idi.  İşte biz sadece bu deneyime yenildik. Tamam, belki çok da iyi oynamamış olabiliriz buna rağmen çıkabilirdik finale ama olmadı. Özellikle rakip ikinci yarıda o kadar rahat oynadı ki gol atmaya ihtiyacı olan taraf olmalarına rağmen panik yapmadılar, acele etmediler ve gayet rahat bir şekilde 3. golü de buldular.

Her yerde dediğim gibi futbolu çok seviyorum ve aşırı da fanatik, maç izlerken kendinden geçen, kalbi sıkışan bir taraftar olsam da teknik-taktik açıdan pek de donanımlı değilim ama gördüğümü yazabilirim. Biz şimdi bunları yazdık, çoğu Fenerbahçeli de benimle aynı fikirde bunu da biliyorum. Biliyorum da benim bilmem, senin bilmen kısacası taraftarın bunu bilmesinden ziyade yönetim ve teknik heyetin bunu görmesi ve gereken hamleleri yapması lazım. Bu fırsatı değerlendirelim. Şu an 32 yaşında bir Fenerbahçe taraftarı olarak Fenerbahçe’den istediğim tek ve en önemli şey budur. Teşekkürler....



Püzant YÜCECAN




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...