24 Temmuz 2017 Pazartesi

Karanlık Zamanlar...

"Dost acı çeker...Ve hepimiz kırılganız"

Derin bir karanlığın içine düşüyorum. Adeta beni içine çekiyor. Çok direnmeye çalıştım ama olmadı maalesef. Önce hiç farkına varmadan yavaş yavaş başladı, şimdi ise son sürat karanlığın merkezine doğru ilerliyorum. Şu an sanki hiç geri dönemeyeceğim bir karanlığın içine düşüyor gibiyim. Bu öyle bir karanlık ki sizi ve benliğinizi sımsıkı ele geçiriyor. Sizi sarıp sarmalıyor. Ve sizi kendi istediği şekilde biçimlendirmeye başlıyor. Ardından bedeninizin her yerinde yaralar açmaya başlıyor. Ve o yaralar kanadıkça canınızı daha da acıyor. Karanlık ile savaşıyorum ve inanın onu yenmek hiç kolay değil. O benden, sizden, hepimizden daha güçlü. Karanlık korkularımdan besleniyor. Ve korkularım öfkeye dönüşüyor, öfke de nefrete. Ama biliyorum ki bu nefret sonunda beni acıya götürecek. Ve bu gerçekleştiğinde ben farklı, o bildiğiniz Püzant olmayacağım, olamayacağım. Beni başka birine çevirmeye çalışıyor bunu hissedebiliyorum. Direniyorum, çabalıyorum. Çünkü o insanlardan olmak istemiyorum. İki yüzlü, samimiyetsiz, çıkarcı, bencil. Daha doğrusu günümüz düzeninde hayatın her alanında kazanan insanlardan olmak istemiyorum. En azından bu şekilde değil. Bu şekilde olsun istemiyorum. Çünkü bu şekilde kazanacağıma hiç kazanmayayım daha iyi. Ama karanlık benim yolumun doğru olmadığını, kazanmak istiyorsam kendi söylediği yolun doğru olduğunu fısıldıyor hep kulağıma. Ben böyle bir insan değilim olamam diyorum. Olman lazım diyor eğer kazanmak istiyorsan böyle olman lazım diyor. Bana Püzant Yücecan zayıf bir insan ve Onu yok et diyor. Bu Püzant'ı  yok etmek, kaybetmek istemiyorum. Çünkü bu Püzant gerçekten iyi bir insan ve siz onu seviyorsunuz. Ve biliyorum ki bu Püzant'ı yok edersem yerine yeni bambaşka yeni bir Püzant doğacak. Korkularından, acılarından, nefretinden beslenen kötü bir insan. Ben kötü bir insan olmak istemiyorum. 

Bundan dolayı bu benim için çok farklı bir deneyim. Daha önce hiç yaşamadığım. Çok zaman karanlığın içine düştüğüm oldu ama bu hepsinden çok ama çok farklı. Bu öyle bir karanlık ki ışığı görmekte çok zorlanıyorum. Aydınlık sanki bana çok uzak. Bir şekilde bu karanlığın içinden gene çıkacağım. Bu sefer zor olacak ama çıkacağım. Biliyorum bana yardım etmek istiyorsunuz. Bana bu karanlığın içinde el feneri olmak istiyorsunuz. Çünkü dostunuzu, kardeşinizi, abinizi vs. vs. seviyorsunuz. Ben de sizi çok seviyorum. Sizin ile olan bağlarım eskiye göre daha zayıf farkındayım ama şunu da biliyorum ki beni ben yapan, hayata bağlayan sizinle olan bu bağlarımdır. Ama bırakın bu karanlığın içinde kendi doğru yolumu kendim bulayım. Bu deneyimi tek başına yaşayayım. Benim için belki de şu an doğru olan budur. Tek başıma tüm korkularımı, tüm kızgınlıklarımı, tüm nefretlerimi yenip aranıza geri döneyim. O sevdiğiniz, önem verdiğiniz Püzant olarak.

Ben şu an gerçeği arıyorum ve biliyorum ki gerçeği bulmak zor değildir, asıl zor olan onu kabullenmektir...





Püzant YÜCECAN



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...