20 Ocak 2014 Pazartesi

Gelmez Diyenlere Selam Olsun...


Bloga yazmaya bazı sebeplerden dolayı ara vermiştik ama yargıtayın Başkan'ın cezasını onamasının ardından yine yerimizde duramadık ve içimizi dökmeye karar verdik. Aslında burada yazacaklarımın kısa bir özetini dün akşam twitterdan yazmıştık ama 140 karakter limitinden dolayı içimizi tam olarak dökemedik. İçimizdekileri çok uzun olmamak ama çok da kısa tutmamak kaydı ile burada yazmaya başlayalım.

Hepimizin de bildiği gibi birkaç gün önce yargıtay Aziz Başkan'ın cezasını onadı ve Fenerbahçemizin 2010-11 sezonunda şike yaptığına karar verdi ve ne hikmet ise daha düne kadar yargı bağımsız değil, ben bu yargıya güvenmiyorum Ergenekon, Balyoz davaları kurmaca diyenler için yargı birden bire Türkiye'de en güvenilir kurum haline geldi #yersen. Neyse konumuz bu yanardöner kitle değil tabi ki. Yargı, Başkanın cezasını onadıktan sonra herkes Fransa'da bulunan Başkanımız için "Artık Türkiye'ye gelmez" demeye başladılar ama gelin görün ki kazın ayağı öyle değilmiş. Yarın (Salı) akşam Başkanımız alnı ak bir şekilde geliyor memlekete. Hepimiz de Allahlın izni ile yarın akşam Sabiha Gökçen Havaalanında olup Başkanımızı karşılayacağız. Burada bir parantez açalım ve gidecek tüm dostları dikkatli olması konusunda uyaralım. Zira konu Fenerbahçe olunca sevgili polisimizin takındığı tavır herkesin malumu. Bayan voleybol takımımızın Avrupa Şampiyonu olduğu zaman 14 yaşındaki bir çocuğun ayağını kıran polisten her şey beklenir. Ayrıca havaalanında miting yapmak "bazılarına" serbest, bize değil. Neyse kapa parantez konumuza geçelim.

Başkanıma buradan seslenmek istiyorum. Biliyorum onun bu satırları okumayacağını ama sizin aracılığınız ile ona seslenmek istiyorum. Bazıları gibi bu memleketten kaçıp ceza almamasına rağmen geri dönmeyenlerin aksine sen haksız yere ceza almana rağmen buraya geri dönüyorsun. Bu bile benim için suçsuz olduğunun yegâne ispatıdır. Evet göz göre göre, haksız yere hapse girmeye geliyorsun Başkanım ve artık dönülmez noktadayız. Ne diyordun Başkanım "Zamanı geldiğinde konuşacağım" artık zaman geldi Başkanım konuş artık, konuş ki kim neyin ne olduğunu görsün. Bunu da en çok o çok sevdiğin Fenerbahçen ve onun büyük taraftarı için yap Başkanım. Konuş Başkanım çünkü bu taraftar bunu hak ediyor. Çünkü bu taraftar seni en başından beri hiç şüphe duymadan savundu. Senin için Çağlayan'da soğuktan dondu, biber gazı yedi, polis tarafından dövüldü. Her şeyi geçtim o çok sevdiğin Fenerbahçenin büyük taraftarı 12 Mayıs'ta hem de hiç bir sebep yokken bizzat bu devletin kolluk kuvvetleri tarafından, o her taşında emeğin olduğu stadda canlarına kastedildi. Ama onlar ne yaptılar susmadılar. Susmadılar çünkü haklı olduklarının farkındaydılar. Susmadılar çünkü sana inandılar. Hatta başbakanı protesto ettiler diye provokatör damgası da yediler. Terörist oldular. Susmadılar ve seni savundular. Seni seven, sevmeyen herkes kol kola oldu. Etten duvar oldular oradan oraya, işini gücünü, okulunu bırakıp memleketin her köşesinde seni savundular.

Şimdi yarın akşam geliyorsun Başkanım, Yukarıda dediğim gibi sırası gelince konuşacağım dedin ama konuşmadın. Konuşursam yer yerinden oynar dedin konuşmadın. Artık bu işin geri dönüşü yok Başkanım. Gel Başkanım biz gene senin yanındayız ama bu sefer gel ve konuş. Sana inanmış bu taraftar için konuş, Çağlayan'da dayak yiyen, Kadıköy'de canına kast edilen, o stadı tıka basa dolduran bayan taraftarlar için konuş Başkanım. 

Konuş Başkanım yeter ki konuş. Konuş yer yerinden oynasın, oynasın ki bize bu kumpası kuranlar o yerin içine girsin ve bir daha oradan çıkamasınlar...






Püzant YÜCECAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...